Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin huzuruna, milletin birliğine, devletin gücüne ve itibarına saldırılmasının sebebinin tekrar oyun dışına itme hesabı olduğunu belirtirken, "Türkiye'yi gerisindeki binlerce yıllık devlet geleneğine bakmadan, sınırları cetvelle çizilmiş suni ülkelerle, zayıf toplumlarla, ipleri kendi ellerindeki yönetimlerle karıştıranlar için artık acı gerçeklerle yüzleşme vakti gelmiştir. Malazgirt’i anlamayana, fethi anlamayana, Çanakkale'yi ve İstiklal Harbi'ni anlamayanlara, 15 Temmuz'u anlamayanlara nihai mesajı inşallah 2023'te vereceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Deniz ve Hava Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin adım adım ilerlediğini, bu sürecin en kritik safhalarından birinin, askeri gücü her alanda çağın gereklerine, hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmak olduğunu söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
BU MİLLETE YAN GÖZLE BAKMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİLDİR: “Hamdolsun, bizim karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yüreği Allah, vatan ve millet sevgisiyle dolu bir ordumuz var. Bu mübarek orduyu yozlaştırmak, içten içe çürütmek için çok uğraşıldı. Bugün burada yeniden dünyayı kendine hayran bırakan o kanın temsilcilerini görüyorum. Sınırlarımızda, semalarımıza sizlerin sesi, nefesi hakim oldukça bu millete yan gözle bakmak kimsenin haddine değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri artık daha güçlü ve daha öz güvenli. Deniz Harp Okulu'muzdan mezun olan 298 ve Hava Harp Okulu'muzdan mezun 251 teğmenimizi tebrik ediyorum. Teğmenlerimize görev yerlerinde, misafirlerimize ülkelerinde başarılar diliyorum. İnşallah her alanda reformları kararlılıkla sürdürerek savunma sanayiimizin derinliğini artırarak, dünyanın en eski geleneğine sahip ordumuzu daha da güçlendireceğiz.
TSK, KÜRESEL DÜZEYDE TAKDİR EDİLEN BİR KONUMA ULAŞTI: Bizim milletimiz her dönemde teşkilatçılığı, askeri kabiliyetleriyle hep öne çıkmıştır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin tamamıyla kurduğumuz temaslar sayesinde sürekli kendimizi geliştirdik, insanlığa da hizmet ettik. TSK, eğitim modelindeki yeni vizyonuyla artık başarılarıyla küresel düzeyde takdirle takip edilen bir konuma ulaşmıştır. Her milletin tarih sahnesinde öne çıkaran bir özelliği vardır. Bizim milletimiz de teşkilatçılığı ve ordusu ile öne çıktı. İnşallah her alanında reformları kararlılıkla sürülerek savunma sanayimizin yelpazesini ve derinliğini artırarak 2230 yıllık dünyanın en eski geleneğine sahip ordumuzu daha da güçlendireceğiz.
KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESME KARARI VERDİK: Asırlar boyunca adalet, hakkaniyet, vicdan ve ahlakla yönettiğimiz topraklarda hep huzur hâkim oldu. Milli Mücadele'mizi zaferle neticelendirip Cumhuriyet'imizi kurduğumuzda, uzunca süre kendi meselelerimizle uğraşmak mecburiyetinde kaldık, belki de özellikle bırakıldık. Ülkemiz yeniden güçlenmeye başladığında kendisiyle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi. PKK'dan FETÖ'ye kadar Türkiye'nin önüne dizilen tuzakları sıra sıra aşarak asli gündemimize odaklandık. Büyük ve güçlü Türkiye için adım adım ilerliyoruz. Bu sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en önemli unsuru olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır. 'Başkalarının ihsanı ile güçlü savunma mekanizması kurulamaz' dedik ve kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. Artık İHA'larımız, SİHA'larımızı ve Akıncı'larımız var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam aksine şimdi herkes bizden talep ediyor. Azerbaycan'da SİHA'larımızla vardık, Libya'da SİHA'larımızla vardık. Bundan sonra da kimsenin kapısında dilenci olmayacağız.
BUNLAR KIBRIS'TA BİZE TELSİZ BİLE VERMEDİ: Ne zaman ki bu iradeyi deklare ettik, o zaman savunma sanayii konusunda eşi benzeri görülmemiş bir ambargoyla karşılaştık. Daha yeni başbakan olmuştum. Amerika’ya İHA istemeye gittik. 'Biz NATO'da birlikte değil miyiz? Terör ile mücadele ederken bize destek vermeyecek misiniz' dedik. Bize iki günlüğüne İHA’ları verdiler. İHA'lar biliyorsunuz sadece koordinat tespitine yarayan uçaklar. Ama bize İHA değil SİHA lazım. Yani silahlı olan insansız hava aracı lazım. Ama sağ olsun bizim önümüzü açtı. Artık İHA'mızı, SİHA'mızı ve Akıncıyı da yaptık. Şimdi Hürkuş'umuzu da yapacağız. İmzalanan sözleşmelerin nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Bunlar bize Kıbrıs’ta telsiz bile vermedi. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı.
SALDIRILARIN SEBEBİ TÜRKİYE'Yİ TEKRAR OYUN DIŞINA İTME HESABIDIR: Hamdolsun Savunma Sanayiimizin başkanlığında gerek özel sektörümüzün desteği ile bu sorunları aştık. Gözlerimizin önünde terör örgütlerine nasıl bila bedel aktarıldığına şahit olduk. NATO'da beraberiz ama terör örgütlerine bila bedel TIR'larla yüklü mühimmat gönderiyorlar. Hatta bunların bir kısmını ele geçirip envanterimize geçirdik. Böylece envanterimiz daha da güçlendi. Ülkemize meşru yıllardan verilmeyen nice silahların teröristlerin cirit attığı pazarlarda alelade mal gibi satıldığını tespit ettik. Tespit ettik de ne oldu? Onları ele geçirdik. Tüm bunlar bize meselenin kağıt üzerinde ortaya konan, bize sunulan bahaneler olmadığını, meselenin doğrudan Türkiye olduğunu, Türk milleti olduğunu tekrar tekrar gösterdi. Biz de bir yandan diplomasi kanallarını açık tutarak, bu süreçleri takip etmeyi sürdürürken diğer yandan kendi gücümüze ve imkanlarımıza daha çok yüklendik. İşte önceki günü dünyada sadece üç ülkenin üretebildiği taaruzi insansız hava aracımız Akıncı'nın teslimat törenindeydik. Daha önce ürettiğimiz İHA'ların başarıları dünyanın tamamının dilindedir. Aynı şekilde tankından topuna, füzesinden radarına, bombasından tüfeğine kadar nice savunma sanayi ürününde dünyadaki muadillerinden çok daha iyisini üretebilen bir ülke haline geldik. Geliştirilme aşamasında olan projelerimizi önümüzde 3-5 yıl içinde neticelendirdiğimizde en üst sıralara yerleşmiş olacağız. Ülkemizin huzuruna, milletimizin birliğine, devletimizin gücüne ve itibarına saldırılmasının sebebi Türkiye'yi tekrar oyun dışına itme hesabıdır. Hamdolsun bugüne kadar vesayetinden darbesine kadar her yolu denediler ama netice alamadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar ve başaramayacaklar.
CUMHURBAŞKANLIĞI BAYRAĞINDAKİ YILDIZLAR MODA FUARINDAN ÇIKMADI: Türkiye'yi gerisindeki binlerce yıllık devlet geleneğine bakmadan, sınırları cetvelle çizilmiş suni ülkelerle, zayıf toplumlarla, ipleri kendi ellerindeki yönetimlerle karıştıranlar için artık acı gerçeklerle yüzleşme vakti gelmiştir. Malazgirt’i anlamayana, Fethi anlamayana, Çanakkale'yi ve İstiklal Harbi'ni anlamayanlara, 15 Temmuz'u anlamayanlara nihai mesajı inşallah 2023'te vereceğiz. Türkiye, 100 yıllık değil, 600 yıl artı 100 yıllık, 1000 yıl artı 100 yıllık, 2000 yıl artı 100 yıllık bir devlettir. Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen o bayraklar herhalde moda fuarından çıkmadı. Orada her bir yıldızın temsil ettiği bayrağın bir geçmişi, bir tarihi, bir hikayesi, bir anlamı var. İşte bunun için aslını, neslini, tarihini, medeniyetini bilen gençler yetiştirerek, maziden atiye sağlam köprüler kurma gayretindeyiz."