Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Geçtiğimiz hafta grup toplantımızın ardından bakanlarımızla bir araya geldik. Çarşamba günü il başkanlarımızla 7. olağan kongre sürecimizi ve gündemdeki meseleleri istişare ettik. Perşembe günü tarım şurası nedeniyle çiftçilerimizle buluşup hasret giderdik. Bugüne kadar yaptıklarımızı anlattık, yeni müjdeler verdik. İzmir'de cuma günü dolu dolu bir gün geçirdik. Dün de Katar'da yüksek stratejik komite toplantısını geliştirdik. İkili ve heyetler arası görüşmelerimizin ardından askerlerimizle bir araya geldik. Çok sayıda toplantımız da oldu özellikle bölgesele ve uluslararası durumları değerlendirdik.
Kongre çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. BU çalışma kademe kademe yayılarak devam ettiğine inanıyorum. AK Parti asla seçimden seçime milletin karşısına çıkan bir parti olmamıştır. Biz 365 gün, 24 saat bilfiil çalışan, milletimizle gönül gönüle yol yürüyen bir partiyiz. Milletimiz olaylar karşısındaki duruşumuzla bizi kendisinden bir parça gördüğü için hep yanımızdadır.
"Sorunlar sıkıntılar eksiklikler yok mu? Elbette var. Maruz kaldığımız saldırıların karşısında bunların hiçbiri üstesinden gelemeyeceğimiz konular değildir. Bölgemizdeki gelişmeler karşısında kararlı ve onurlu bir duruş sergiliyoruz. İtirazlarımızı her platformda en yüksek sesle dile getiriyoruz. Bunları yaptığımız dönemde bu tür bedeller ödememiz normaldir."
"Şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil, parlamentonun içinde de var"
"Ülkemizin her bölümünde özellikle 81 vilayetinin tamamında milletimizle gönül bağı güçlü, kararlılığı yüksek dava bilincine sahip bir teşkilat yapısıyla yolumuza devam edeceğiz. partimizde sadece görev değişikliği olur. bizim gündemimiz ülkemize ve milletimize daha iyi nasıl hizmet edeceğimizdir. partimizi de bu amaca uygun olarak donatmaya çalışıyoruz. Ülkemizin 81 vilayetine yeni eserler kazandırmanın arayışı içindeyiz. Buna karşılık aldığı oy oranı olarak Türkiye'nin ikinci büyük partisinin gündemine baktığımızda başka şeyler görüyoruz. Öncelikle 'Bu hanım haddini bildiriniz' diyerek bir sataşmada bulunuyorlar. Dün Katar'dan dönerken şizofrenik vakalarla caddeler durum bu ne olacak diye bir soru soruldu; şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil, parlamentonun içinde de var. Önce bu vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bunun adımlarını atmak lazım. Bunlardan parlamentomuzu temizleyemezsek yazık olur. Bu temizliği yapmamız lazım. Burada da en önemli iş size düşüyor, köşelerinizde bunları yazmanız lazım. Başörtülü hanımlara had bildirmeye kalkanlar ortaya çıkmaya başladı. Onlar cezaevine gönderebilyor ama bunlar dokunulmazlık zırhına sığınarak bu ifadeleri kullanıyor. Dokunulmazlık olmazsa bu şizofrenik kişiler bu adımları atabilir mi? Gidecekleri yer bellidir, o da akıl hastanesidir. Beklerim ki bu hakareti yapan zat ben dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum desin. Özürmüş mözürmüş bunlar geçiştirme. Yüreğin varsa dokunulmazlık hakkımı kaldırın, hukukta bu mücadeleyi verelim desin. Bunların eskiden gelme alışkanlıkları var ama bu alışkanlıkların artık parlamentoda yerinin olmaması gerekir. "
"Bu kadını susturun" tartışması: 28 şubat zihniyetinden bir milim öteye geçememişler
"Kadına şiddete karşı çıkacaksın, tokat atanlar diyeceksin karşı çıkacaksın. Her yerde bas bas bağırıp bunun istismarını yapacaksın, TBMM'ye gelince benim dokunulmazlığım var deyip ulan diyeceksin. Bunlar geçmişte, eski Türkiye'de kaldı. Bu partinin 28 şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir. Türkiye demokrasisine sahip çıkarak 28 Şubat zihniyetini gömmüştür. Ancak hâlâ bunun kalıntılarının var olduğunu bu tartışma vesilesiyle görmüş olduk. "
"Bir CHP'li casus filmlerine taş çıkartacak bir şekilde Külliye'!ye gelerek bizimle görüşmüş. Çeşitli vesilelerle CHP'lilerden de Külliye'ye gelen olmuştur."
"Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde bizimle görüşmek için partimize gelmişti. Orada bir görüşme yaptık. Mesela İBB Başkanı da geldi, onu da kabul ettik. Başka vesileyle gelenler arasında da mutlaka CHP üyesi olanlar vardır. Külliye beni,m şahsımın değil, bu milletindir. "
"Hiçbir CHP'liye genel başkanı olması konusunda telkinde bulunmadık"
"Böyle bir görüşmemiz olmadı. Bu külliye'ye giren araç da çıkan araç da bellidir. Giriş çıkışlarda hepsinin künyesi bellidir. Herhalde bunlar kendi merkezleri gibi sanıyorlar buraya. Hiçbir CHP'liye genel başkanı olması konusunda telkinde bulunmadık, çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'ndan başka ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğundan bize ne. Bu konu CHP'ye oy verenleri delegelerini alakadar eder. Olmayan bir şeyi ortaya atan gazeteciyi mazur görebiliriz. Bizden özür dilemiş. Peki bu iddianın üstüne tüy diken genel başkanı ne yapacağız. İddia o kadar saçma ki. Konuyla ilgili açıklamayı arkadaşlarıma yaptırdım. Kılıçdaroğlu herkes konuşuyor Erdoğan neden konuşmuyor diyerek seviyeyi düşürdü. Meselenin dallanıp budaklanmasının üzerine çıkıp makamımı ortaya koydum. Ama o çıkıp hata ettim diyemedi."
"Kendisi HCP'nin başına bir kaset kumpasıyla geldiği için orada kalmaya çalışıyor. İddia ortada kaldı. İthama maruz CHP diyor ki bu kumpas CHP Genel Merkezi'nde kuruldu. Kılıçdaroğlu diyor ki öyle demek istemedik. CHP'li yetkililerin hâlâ susuyor olmaları da hala trajikomiktir. Şimdi yeni bir iddia daha ortaya çıktı, yatta bir araya gelenler. Şimdi onlar ben o yatta yoktum diyor. Sayın İnce de diyor ki onlar kendilerini iyi bilir."
Ayrıntılar geliyor...