Erdoğan: Bu millet haini de affetmez, hainlerin arkasında duranları da affetmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’nda konuştu. Erdoğan, “Sevgili gençler, bu millet, ihaneti affetmez. Haini de affetmez. Hainlerin arkasında duranları da affetmez. Güya kendi aklınca, onları kullanarak siyasi çıkar devşirmeye kalkanları da affetmez” dedi.

15 Temmuz 2021 Perşembe 19:52
Erdoğan: Bu millet haini de affetmez, hainlerin arkasında duranları da affetmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’nda konuştu. Erdoğan, “Sevgili gençler, bu millet, ihaneti affetmez. Haini de affetmez. Hainlerin arkasında duranları da affetmez. Güya kendi aklınca, onları kullanarak siyasi çıkar devşirmeye kalkanları da affetmez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nın karşısında inşa edilen Demokrasi Müzesi’nin açılışına katıldı. Açılış törenine; TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kabine üyeleri de katıldı.

Erdoğan daha sonra, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’nda konuştu. Erdoğan özetle şunları söyledi:

“15 TEMMUZ ŞEHİTLERİMİZE BORCUMUZU NE YAPSAK ÖDEYEMEYİZ: Evet bin yıldır Anadolu’yu ebedi vatanımız kılmak için, bu toprakları kanlarıyla yoğuran kahramanlar silsilesine katılan 15 Temmuz şehitlerimize borcumuzu ne yapsak ödeyemeyiz. Az önce açılışını yaptığımız, 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’ni onların aziz hatıralarını yaşatarak gelecek nesillerin bu büyük ihanet kalkışmasını daima hatırlamalarını, ibret almalarını sağlamak için inşa ettik. Biraz gecikmeyle de olsa bu müzeyi milletimizin hizmetine sokarak ülkemizde demokrasi, hak özgürlük, adalet mücadelesinin öyle kolay kazanılmadığını tüm dünyaya göstermek istedik.

BİR DAHA MİLLETİMİZİ 15 TEMMUZ GİBİ İMTİHANLARA MARUZ BIRAKMAMASINI DİLİYORUM: : Müzemizde 15 Temmuz hadisesi Türkiye ve dünyada darbeler bir mermi tehdidi karanlığa atılmak, en uzun gece, iz bırakanlar, şehitlere saygı, demokrasi nöbetleri başlıkları altında 8 farklı temayla, 8 ayrı salonda anlatılıyor. Müzemizde 15 Temmuz gecesi, milletimizin sergilediği o direniş ve ertesi gün aydınlık Türkiye’ye nasıl ulaşıldığı, dijital teknolojiler yardımıyla ziyaretçilere gösterilecek. Müzemiz, salonları ve diğer üniteleriyle bu büyük mücadelenin sembol mekanlarından biri olacaktır. Yaklaşık 66 bin metrekarelik müze bölümü, 57 metreye 75 metrelik elips kubbesi, 93 bin metrekarelik peyzaj alanı, 809 araçlık otoparkıyla bu eser, inşallah şehitlerimizin hatırasını hep yaşatacaktır. Kubbe bölümü dışında tamamının, yerin altında bulunması ve dünyada ilk defa tüm kapalı alanların, salgın tehdidine karşın ozon teknolojisiyle temizleniyor olması da müzemizin diğer özellikleridir. Müzenin tasarlanmasında ve inşasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, mimarından mühendisine, işçisine herkesi tebrik ediyorum. Rabbimden bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara maruz bırakmamasını diliyorum. Türkiye’nin benzer, ihanetlere uğramaması için FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine gizli, açık her türlü fitne fesat odaklarına, varlığımıza ve birliğimize kasteden tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz.

ALLAH’IN DA BİR HESABI VAR: Milletimizin 15 Temmuz’un ardından tam 27 gün süreyle 81 vilayetimizin tamamında 24 saat kesintisiz şekilde sürdürdüğü Demokrasi Nöbetlerine katılan vatandaşlarımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Kardeşlerim, bu nöbetle ülkemizin istiklaline ve istikbaline göz dikenlere ‘topunuz birden gelin’ diyerek meydan okuduğumuz bir başka destan olmuştur. İhanet nöbetinin FETÖ’nun bırakıp PKK’nın devraldığı, onun bırakıp DEAŞ’ın devreye girdiği, onların yetmediği yerde başkalarının sahne aldığı bu dönemin amacı Türkiye’ye diz çöktürmek, Türk milletini esir etmektir. Bu ihanet zincirinde her şeyi düşünen, her şeyi inceden inceye planlayanlar tek bir şeyi hesaba katmamışlardır. Evet, bu büyük oyunu kuranlar Türk milletinin ülkesini ve devletini canı pahasına koruyacağını, en modern savaş araçları karşısında göğsünü siper ederek, ezanını, bayrağına, Meclis’ine, Cumhurbaşkanı’na sahip çıkacağını hesap etmemişlerdir. Bir şeyi daha hesap etmemişlerdi. Hesapların üstünde Allah’ın da bir hesabı var. İşte Allah’ın hesabı bütün hesapların üstündeydi ve bu hesabı onlar düşünmemişlerdi. TSK’nın FETÖ’nun veya kendini onu sahibi zannedenlerin değil Türk milletinin ordusu olduğunu düşünememişlerdi.

TÜRKİYE’NİN GEÇİLMEZ OLDUĞU BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞTÜR: Bizim milletimiz, tarih boyunca sayısız defa ‘her şey bitti’ denildiği anda, adeta küllerinden yeniden doğarak çok büyük atılımların içine girmiş bir millettir. Hamdolsun. 15 Temmuz gecesi aynı dirayeti, aynı kararlılığı, aynı azmi, aynı cesareti bir kez daha göstermiştir. Hem de öyle bir göstermiştir ki tüm dünyanın ağzı açık kalmıştır. O gece şehitler Tepesi’ni boş bırakmamak için, sokaklara çıkan, yolları dolduran, darbecileri önüne katıp kovalayan kahramanlarımız sayesinde Türkiye’nin geçilmez olduğu bir kez daha görülmüştür. Elbette her büyük mücadele gibi burada da kayıplarımız olmuştur. FETÖ’cü alçaklar tarafından şehit edilen 251 kardeşimizin her birinin hikayesi, tek başına bu millete azim ve ilham verecek ayrıntılarla doludur. İşte bunlardan bir tanesi de Ömer Halisdemir kardeşimizdir. Kendi yakın çalışma arkadaşlarımdan Erol Olçok bunlardan bir tanesiydi. Prof. Dr. İlhan Varank bunlardan bir tanesiydi. Pek çok şehitlerimiz oldu. Çeşitli vesilelerle bizzat tanıştığımız, kardeşlerimizden şehitlik makamına uğurladığımız var. Hemen şu karşımızdaki cadde üzerinde birçok şehitlerimiz var. Tek bir damlası bile boşuna akmayan bu kanları, vatan topraklarına vurduğumuz yeni istiklal mühürleri olarak görüyorum.

ŞEHADETE YÜRÜMEK İÇİN BİR AN BİLE TEREDDÜT ETMEYECEKTİK: İstiklal Marşı’mızda ne diyor? ‘Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda.’ Allah, şahittir. Milletimde emin olsun ki, eğer o gece darbeciler Marmaris’te veya İstanbul’da, Atatürk Havalimanı’nda karşımıza dikilselerdi, şehadete yürümek için bir an bile tereddüt etmeyecektik. Çünkü, havalimanındaki on binler oraya şehadet için gelmişlerdi. Hiçbir tereddütleri olmadığını, gözlerimle görmüş ve o anı yaşıyordum. Nasıl ki o gece TBMM’ye ulaşabilen vekillerimiz, ‘öleceğiz ama burayı terk etmeyeceğiz’ demişlerse, nasıl ki, Genelkurmay ve Meclis’in önünde, Külliye’nin etrafında, Ankara Emniyet Müdürlüğü binasında, İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde, Üsküdar’da, Saraçhane’de 10 binlerce vatandaşımız adeta şehadete sırasına girmişse, nasıl ülkemizin dört bir yanında milyonlarca yürek aynı anda harekete geçmişse, nasıl dünyanın dört bir yanında yüzlerce milyon kalp ülkemiz için duaya durmuşsa, nasıl henüz bıyıkları terlememiş delikanlılardan bir fanilik mertebesine ulaşmış, büyüklerimize kadar bir millet topyekün kıyama kalkmışsa, işte biz de aynı hissiyat ile şehitler ölmez ifadesi bizim için, bu bir slogan değil, uğruna her şeyimizi feda edebileceğimiz, bir inanç kaidesidir.

15 TEMMUZ GECESİ, BU ŞEREFE NAİL OLAN KARDEŞLERİMİZE, GIPTAYLA BAKIYORUM: Her şey gibi, şehitlik de nasip işidir. 15 Temmuz gecesi, bu şerefe nail olan kardeşlerimize, gıptayla bakıyorum. Ne mutlu size. Ne mutlu eşlerinize. Ne mutlu annelerenize, babalarınıza, evlatlarınıza ne mutlu. Ne mutlu size ki sevgililer sevgilisine komşu oldunuz. Ne mutlu size ki geriden gelecek olanları, evet. Cennette karşılayacaksınız. Onları her hatırlayışınızda geride bıraktıkları emanetleri ile her karşılaşmamızda gazilerimizle her bir araya gelişimizde aynı duyguyu tekrar tekrar yaşıyoruz. Rabbimiz bize bu makamı nasip etmediğine göre bu dünyada yapmamız gereken işler, yerine getirmemiz gereken vazifeler, var demektir. İşte bu anlayışla ve şehitlerimize layık olabilmek için onların uğruna canlarını feda ettikleri, ülkemizi güçlendirmek, büyütmek, geliştirmek, vatanımızın bütünlüğünü koruma, milletimizin aydınlık ve müreffeh geleceğini inşa etmek gayesiyle gece gündüz çalışıyoruz. Çalışacağız. İnşallah, büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşana kadar da durup dinlenmeden mücadeleyi sürdüreceğiz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak, tuzakları birer birer bozarak hedeflerimize doğru yürüyoruz. Kritik yol ayrımlarının çoğunu geride bıraktık. Şimdi önümüzde 2023 hedeflerimize, Cumhur İttifakı olarak o bütünleştirdiğimiz, son bir eşik var. Onu da aştığımızda artık ülke ve millet olarak yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye’yi bu seviyeye getirdiğimizde şehitlerimize layık olabilmenin sevincine ve huzuruna inşallah kavuşmuş olacağız.

ŞEHİTLER VERMEK ADETA EKMEK YEMEK, SU İÇMEK KADAR TABİİ ŞEYLERDİR: Aziz milletim, değerli şehit yakınları ve gazilerimiz, Türkiye tarihi boyunca pek çok saldırıya, pek çok tuzağa maruz kalmıştır. Milletimiz için vatanımızı korumak veya hakkımızı almak gayesiyle mücadele etmek, bu uğurda şehitler vermek adeta ekmek yemek, su içmek kadar tabii şeylerdir.

BU MİLLET, İHANETİ AFFETMEZ: Böylesine büyük bir mücadele müktesebatına sahip millet, gerektiğinde düşmanını affetmesini de gerektiğinde yeni ittifaklar kurmasını da bilir. Ama bu milletin asla affetmeyeceği bir şey varsa, o da kendi içinden çıkan hainlerin yaptığı ihanetlerdir. Sevgili gençler, bu millet, ihaneti affetmez. Hain de affetmez. Hainlerin arkasında duranları da affetmez. Güya kendi aklınca, onları kullanarak siyasi çıkar devşirmeye kalkanları da affetmez. İşte bunun için diyoruz ki: ‘Ne olursa olsun FETO’nun son ferdi de etkisiz hale getiriline, cezasını çekene, ülkenin ve milletin kazan defterinden düşürülene kadar mücadelemiz sürecektir.’ Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum. Millete silah çekene, milletin kanını dökenin, milletin bayrağına ve azanına göz dikenin, milletin geleceğini karartmaya kalkanın affı da olmaz müsamahası da olmaz. Devleti, karanlık mahfillerin emrine sunmak için çalışanın affı da olmaz müsamahası da olmaz. Ülkenin geleceğini karartma pahasına kendine veya içinde yer aldığı guruba ikmal devşirme peşine düşenin affı da olmaz müsamahası da olmaz. Gerekirse kan kusar kızılcık şerbeti içtik deriz. Ama ülkemizi ve milletimizi böyle bir ayıbın içine sokmayız. Dışarıda veya içerde her kim FETO’cularla, PKK’lılarla veya diğer terör örgütüyle ilgili hak, hukuk, adalet edebiyatı yapıyorsa, bilin ki kafasının arkasında ülkemiz ve milletimizle ilgili karanlık bir amaç vardır. Bize bu şekilde nasihat çekenler, o nasihati kendinize saklayın. Biz ne yaptığımızı, ne yapacağımız gayet iyi biliyoruz. Paraları yokmuş. Paraları kalmamış. Onların paraları, stoktadır, stokta. Onların nerede ne olduğu bellidir. Bu, defalarca deneyerek, doğruluğunu gördüğümüz şaşmaz bir ölçüdür. 15 Temmuz darbe girişiminin beşinci yıl dönümü, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin de aralarında bulunduğu milletimizin huzurunda bu kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."

Son Güncelleme: 15.07.2021 19:58
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.