Diyanet İşleri’nin amaçlarından birinin toplumda barış, huzur ve hoşgörü ortamını sağlamak olduğunun altını çizen Milletvekili Fikret Şahin, ‘’ Ülkemizin egemenliği için önemli olan Ayasofya gibi bir mirasın yeniden ibadete açılış töreninde Diyanet İşleri Başkanı’nın ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı için hakarete varan sözlerini kesinlikle kabul etmiyoruz. Cuma hutbesinde, o minbere çıkmasında büyük payı olan birisine lanet okumak herhalde bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Merak ediyoruz, AKP dönemindeki Diyanet İşleri Başkanları ve mevcut başkan kaç defa ülkemizin kurucusu için dua ettiler? ‘’ ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri’nin mevcut iktidarın propaganda aracı haline geldiğini savunan Şahin şunları söyledi;
‘’ Yetkili makamlara ülkemizin kurucusunun ismini hutbelerde neden anmıyorsunuz? diye sorduğumuzda ‘’Cuma hutbelerinde isim anmıyoruz’’ cevabını alıyoruz. Fakat Ayasofya Hutbesi’nde Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin ve Mimar Sinan gibi Türk Tarihine damga vuran isimlerin adı anılırken, Cumhuriyetimizin kurucusu ve kurtarıcısının ismi anılmıyor. Böylece bize sunulan gerekçe de geçersiz hale geliyor. Biz Atatürk’ün isminin minnetle anılmasını beklerken, onlar lanetle anıyor. 2015 yılından bu yana Diyanet’in yayınladığı aralarında Cumhuriyet Bayramı, Çanakkale Zaferi, 23 Nisan ve 10 Kasımların da olduğu 285 Cuma hutbesinde, kurumun kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ismi anılmadı. Ayasofya Hutbesi ile birlikte Diyanet İşleri Başkanı’nın gaflet ve dalalet içinde olduğu artık iyice gün yüzüne çıkmıştır. ‘’Keşke Yunan Kazansaydı’’ diyenlere rahmet okuyan, eylem ve söylemleriyle açıkça suç işleyen Diyanet İşleri Başkanı hakkında Cumhuriyetimize sahip çıkacak tüm savcılara görev düşmektedir. Devletimizin kurucusuna hayır duası etmeyen, ismini anmayanlar şimdi de lanet okuma cüretin de bulunuyor. Devletimize ihanet içerisinde olanlar ya istifa etmeli ya da derhal görevden alınmalıdır. ‘’