“TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşecek referandum yaklaşırken, iktidar partisi Devletin her türlü imkanından yararlanmakta, belediyeler vasıtasıyla tüm halkımızın vergilerini kendi kampanyası için harcamaktadır. Cumhurbaşkanı tarafsız olacağına dair namusu ve şerefi üzerine ettiği yemini çiğnemekte ve anayasal sınırlarının dışına çıkarak bizatihi kampanya yürütmektedir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar partilerinin kampanyası için Devletin uçaklarını, arabalarını, otobüslerini kullanmaktadır. Bununla yetinmeyen iktidar yöneticileri Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelede kullanması için bulunan taşıma helikopterleri ile seçim mitinglerine gitmektedir.
Bakanlık bütçelerinden harcamalar yapılarak toplantılar düzenlenmekte ve bu toplantılar “Evet” kampanyasının bir parçası haline getirilmektedir. Açılış, temel atma, Ormancılık Günü kutlaması gibi törenlerde ve hatta şehitlerimizin anıldığı 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 102. Yıl etkinlikleri dahi “Evet” kampanyası için kullanılmaktadır.
Devlet televizyonu olması gereken TRT, yıllardır her seçim döneminde olduğu gibi yalnızca iktidar partisinin yayın organı gibi hareket etmekte, neredeyse yayınının tamamını “Evet” kampanyasına ayırmaktadır. Referandumda “Hayır” diyecek vatandaşların da içinde olduğu tüm vatandaşlarımızın vergileri ile çalışan TRT, taraflı yayıncılık yaparak yasalarla belirlenen sorumluluklarını yok saymaktadır.
İktidar partisinden belediye başkanları, belediyelerin parasını kendi seçim kampanyaları için harcamaktadır. Halkın vergileriyle alınan ve vatandaşa hizmet için kullanılması gereken belediye araçları “Evet” kampanyası için kullanılmaktadır. Tüm bunların yanında valilik ve kaymakamlık gibi resmi kurumların araçları da “Evet” kampanyası için giydirilmiş ve Adalet ve Kalkınma Partisi logolu resimlerle seçim aracı olarak kullanılmaktadır.
Türkiye’nin birçok ilinde “Hayır” kampanyası yapan kişilerin toplantıları ve mitingleri yasaklanmıştır. Belediyeler “Hayır” diyenlere salon vermezken, belediye ekipleri kentlerdeki “Hayır” afişlerini sökmektedir. “Hayır” pankart ve afişlerine müdahale edilirken, “Evet” yazılı materyaller bizzat belediye ekiplerince ve belediye araçları ile asılmaktadır. Bu durum, cami duvarlarına “Evet” pankartı asmaya kadar vardırılmıştır. Başka bir örnek olarak ise Malatya Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz haftalarda, İstihkam Alay Komutanlığı-Altay Kışlası karşısına çiçeklerle “Evet” yazmış, yoğun tepkiler üzerine bu yazıyı kaldırmıştır.
Olağanüstü Hal sürecinde gidilen referandumda, bazı valilikler kentlerinde toplantı, gösteri ve yürüyüşleri yasaklamıştır. Ancak bu yasak yalnızca “Hayır” kampanyası yürütenlere yönelik uygulanmaktadır. “Evet” kampanyası yapanlar Devletin tüm olanaklarını kullanırken, “Hayır” diyenlerin konuşma yapması engellenmekte, birçok ilde polis müdahalesi ile karşılaşmaktadırlar.
Neredeyse bütün illerde, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların katılacağı programların olduğu günlerde kent genelinde Devlet kurumlarında çalışanlar ve öğrenciler izinli sayılmakta ve bu mitinglere katılım zorunlu tutulmaktadır. Yöneticiler tarafından mitinglere gelen kamu personeli ve öğrencilerin çetelesi tutulmakta, gelmeyenler fişlenmekte ve mobbinge maruz kalmaktadır.
Tüm bu haksızlıkların yanı sıra, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar, kendileri gibi düşünmeyenlere ve referandumda “Hayır” diyecek olanlara “terörist vatan hainleri” suçlamasında bulunarak vatandaşlarımızın en az yarısını hedef göstermektedir. Keza bu hedef göstermelerin sonucunda “Hayır” diyenlere yönelik saldırı haberleri gelmekte ve şiddet vakaları artmaktadır.
Tüm bu nedenlerle, referandum sürecinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların, Devletin uçağı, aracı, helikopteri ve otobüslerini kullanarak seçim çalışması yapmasının; valilik ve kaymakamlık gibi resmi araçların seçim çalışması için parti logoları ile giydirilerek kullanılmasının; Bakanlık bütçelerinden düzenlenen törenlerde “Evet” kampanyası yapılmasının; Devlet televizyonu olarak tarafsız yayıncılık yapması yasal olarak zorunluluk iken “Evet” kampanyasının en önemli kurumlarından biri haline gelen TRT’nin kanun tanımazlığının; belediyelerin, vatandaşın vergilerini “Evet” kampanyası için harcamasının; devlet kurumları ve okullarda Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların programlarının olduğu günler “Evet” mitinglerine zorla götürülmelerinin, bu mitinglerde yoklama alınmasının ve gelmeyenlerin fişlenmesi gibi uygulamaların araştırılması amacı ile Anayasanın 98. TBMM İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz."
