Genel Kurul konuşmasına, ülkemizdeki engellilerin durumuna dair genel bir değerlendirme ile başlayan CHP’li Yaman, “Engellilerin durumunu altı başlıkta, istatistiki veri tabanı, engellilik raporu, eğitim hayatı, istihdama katılım, sosyal yardımlar ve ekonomik durum ve son olarak engellilerin sağlık hizmetleri ve rehabilitasyon süreçlerinden faydalanımı şeklinde özetlemek mümkün olur. Birinci konu, veri durumu. Maalesef, Türkiye'de engellilere ait veriler hâlâ net değil. Bugün için yüzde 6,9 ile yüzde 15 arasında geniş bir yelpazede verilmekte engelli verileri. Bunun nedeni; on iki yıl önce DSÖ’nün soru seti kullanılarak yapılan Türkiye Nüfus ve Konut Araştırması'ndan elde edilen verilerin kullanılması ve dünyada yedi kez güncellenmesine rağmen hala o verilerin gündemde olmasıdır. Diğeri ise, Türkiye İstatistik Kurumunun Türkiye sağlık araştırmaları özelinde yapılan daha genel bir sorgulama setidir. Bir diğeri ise Ulusal Engelli Veri Sistemi'nden alınan engellilik raporu üzerinden alınan verilerdir. Bu veri sistemleri çok geniş bir yelpazede engellilik durumuna bakmakta, temel sorun da buradan kaynaklanmaktadır. Ne büyüklükte bir grupla karşı karşıya olduğumuzu maalesef bilmemekteyiz” dedi.
İkinci bir başlık olarak engelli raporlarına değinen Dr. Aylin Yaman, “20 Şubat 2019 tarihine kadar engellilik "engeli var" ve "engeli yok" üzerinden ikili skalada değerlendirilirken bu tarihten sonra üçlü skalaya geçilmiş "kısmi bağımlı" "tam bağımlı" ve "bağımsız" olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu süreç engelliler için çok ciddi hak kayıplarına neden olmuştur. Bilindiği üzere, engellilerde bu hak kayıpları onların ekonomik özgürlüğüne de yansıyan gerçekten çok ciddi bir durumdur” dedi.
KADIN ENGELLİLERİN SADECE YÜZDE 12.5’İ İSTİHDAMDA
Engelli vatandaşların eğitim hayatlarını sürdürmekte çok güçlük çektiklerini ve ne yazık ki engellilerin yüzde 80'inin üniversite eğitimini tamamlayamadığını belirten CHP’li Yaman, “bu konu çok önemli. Çünkü engelliler için özel sektörde yüzde 3, kamuda yüzde 4'lük bir istihdam kotası var. Özellikle, özel sektör İŞ-KUR'dan aday talep ederken "üniversite mezunu" olarak talep ediyor. Oysa İŞ-KUR yeterli sayıda kişiyi temin edemediği için, özel sektörün, "Biz talep ettik ama İŞ-KUR temin edemedi" yaklaşımı söz konusu. Bu durum, engelliler için çok tehlikeli. Özellikle kadın engellilerin istihdamına bakacak olursak, sadece yüzde 12,5'unun istihdamda olduğunun altını çizmek isterim” dedi.
Engellilerin sosyal yardımlar ve ekonomik alanda da çok ciddi hak kayıpları yaşadığını belirten Aylin Yaman, altıncı başlık olarak sağlık hizmetlerinden faydalanım ve rehabilitasyon konusunda da bezer bir biçimde hak kayıpları olduğunun altını çizdi. Yaman konuşmasında, “Türkiye'de yaklaşık 10 milyon engellimiz var ve bu engellilerin sadece yüzde 0,1'i için yataklı rehabilitasyon merkezi bulunmakta. Yatak sayısı olarak bakacak olursak, 8.800'ü, 107 adet Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı rehabilitasyon merkezinden, 2.600 yatağı ise, Sağlık Bakanlığı’na bağlı 18 adet Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hastanesinden geliyor. Yani yüzde 0,1'lik vatandaşımız için yataklı bir rehabilitasyon hizmeti mevcut. Aynı şekilde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının performans göstergesine bakacak olursanız bütçede önümüzdeki yıllar için sadece 1 adet rehabilitasyon merkezi artışı planlanmış, bu çok vahim bir durum. Türkiye'de akraba evliliği hâlâ devam ederken, deprem bölgesi olma özelliği sürerken, trafik kazalarının durumu ortadayken, bu kadar uzuv kaybı varken ve yaşlanan nüfus göz önünde bulundurulduğunda, birçok fizyoterapist, hemşire, psikolog, bakım ve evde bakım teknikeri atanmayı beklerken, bu durumu kabul etmek mümkün değildir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı engelli vatandaşlarımızın rehabilitasyonu için ciddi bir yatırım bütçesi ayırmalıdır” dedi.