CHP’li Vekil Nimet Özdemir’den Hayvan Hakları Konusunda Yapılan son Düzenlemelere Tepki

CHP İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, bugün düzenlediği basın toplantısında yürürlüğe giren hayvan hakları yasasını sert bir dille eleştirdi. Açıklamasında, hayvanların yaşam hakkının sistemli şekilde ellerinden alındığını savunan Özdemir, yürürlüğe giren düzenlemelerin hayvanları korumaktan çok yok etmeye yönelik olduğunu belirtti.

07 Mart 2025 Cuma 10:14
CHP’li Vekil Nimet Özdemir’den Hayvan Hakları Konusunda Yapılan son Düzenlemelere Tepki


Bugün burada, hepimizin yüreğini sızlatan, vicdanlarımızı kanatan bir meseleyi
yine konuşmak için bir aradayız. Umarım bir gün güzel haberler vermek içinde
bir arada oluruz.
Yıllardır hayvan hakları için mücadele eden bizler; emeğimizi, zamanımızı,
kalbimizi bu yola adadık.
Hayvan severler kısa sürede çabucak organize olan siyasi kimlikten bağımsız
vicdanlı insanlardır.
Bu süreçte gösterdikleri çabayla tarih yazdılar. Yaşam hakkının vazgeçilmez
olduğunu savundular.
Hepsine teşekkür ediyor, yüreklerinden öpüyorum.
Her geçen gün daha ağır bir zulme tanık oluyoruz. Her itirazımıza, her uyarımıza
rağmen bu kanlı yasa yürürlüğe girdi.
O zaman bize ne söylendi? Sahiplendirme bu yasa ile ön planda olacak,
barınaklar hayvanlara güvenli bir yuva olacak denildi.
Peki, gerçekten böyle mi oldu? Hayır! Sahiplendirme teşvik edilmedi, aksine
engellendi! Yeni yönetmelikle hayvanları yaşatmaya yönelik tüm çabalar
başından engellendi.
Peki nasıl engellendi?
Yapılan düzenlemede bir şeyler eksik, hem de çok eksik.
Öyle ki, sadece site yönetiminden izin almak bile yetmiyor.
Kiralık evde oturuyorsanız, kira sözleşmesi, ev sahibinin yazılı beyanı ve kimlik
bilgileri gerekiyor. Yetti mi? Hayır, yetmedi.
Eğer ev sizinse, bu kez tapu devreye giriyor. Tapu ortaksa, iş iyice çıkmaza
giriyor. Diğer hissedarlardan da izin almanız gerekiyor. Uzadıkça uzuyor.
Peki, alabiliyor musunuz? Hayır, alamıyorsunuz. İzin alamadığınız için de o
canları sahiplenemiyorsunuz.

2

Sokakta hayvan popülasyonu artıyor deniyor. Neden?
Çünkü kırsaldan geliyorlar, çoğalma böyle oluyor. Siz sokaktaki en masum
hayvanı topladığınızda, dağdan taştan gelenler onların yerini dolduruyor.
Kısırlaştırma mı? Onu da yapamıyoruz. Kısırlaştırmak için aldığımız hayvanları
geri yerine bırakamıyoruz.
Bu kez kırsaldan gelenler vakum etkisiyle alanı tekrar kaplıyor. Yani ortamı
onlara terk etmiş oluyoruz.
‘Toplayacağız’ deniyor. Peki, barınakta yer var mı?
Yok. O zaman masum canları göz göre göre ölüme mi götürelim istiyorsunuz?
Köpekleri toplayamazsınız demiştik. Köpekleri toplamak bu konuda eğitimli
insanların işidir.
Ama hiçbir belediyede bunun eğitimini almış, yeterli kapasitede insan
olmadığını biliyoruz.
Maalesef şununla da karşılaşıyoruz. Burada sokakta köpek var, saldırıyor deyip,
telefon edip, aynı zamanda görüntülerini alıp sonradan sosyal medyada
paylaşan hayvan sever görünümlü insanlarla da çok karşılaşıyoruz.
Doğru haberler kadar yanlış haberlerle de muhatap oluyoruz.
Barınak diyorsunuz…
Barınakta neler oluyor, hepimiz gördük. Hayvanlar ya ölüyor ya öldürülüyor ya
da birbirini yiyor!
Bu mudur çözüm?
Kanun ve yönetmelikler bunları söylüyor, ama kimse çıkıp ‘Hayvan satılmasın,
üretilmesin’ demiyor!
Bunun anlamı çok açık: Hayvanlar sokakta olmasın, sahiplendirilmesin ama
satın alınsın! Kaçak üretim ve hayvan ticareti sürüp gitsin!
Bu yasa, hayvanları korumayı değil, sistemli bir şekilde yok etmeyi amaçlıyor.
Sanki bu ülkenin en büyük sorunu hayvanlarmış gibi, gece gündüz hayvanlarla
ilgili yönetmelikler çıkarılıyor.

2
Ama asıl niyet belli: Onların yaşam hakkını savunmak değil, yok edilişlerini yasal
bir kılıfa uydurmak!
Biz hayvanları öldürseniz bile gömemezsiniz demiştik, nitekim gömmüyorsunuz.
Çukurları kazıp içini dolduruyorsunuz.
Artık bunun partisi de kalmadı. MHP’si, CHP’si, AKP’si hiç fark etmez.
‘CHP’ye geçtiniz, artık savunmuyorsunuz’ diyen hayvan severlerin
serzenişleriyle karşılaşıyorum.
“Bunun için mi oy verdik, daha önemli işleriniz mi var?” diye bana yükleniyorlar.
Bizlerin vekil olduğunu, başka konular içinde mücadele verdiğimizi unutuyorlar!
Hâlâ o masum canların yanındayım.
Trol hesaplar konuyu başka boyutlara çekip siyasi sağırlığa neden oluyor.
Bu nedenle sosyal medyada paylaşımda bulunmuyorum.
Gelişmeleri yakinen takip ediyorum.
Mesela Kadıköy’de sokakta yaşamak zorunda kalan Gültekin Amcamızın
köpeklerine ve eşyalarına el konulması konusunda sessiz kaldığım eleştirilerine
maruz kalmıştım.
Ama durum öyle değildi.
Kaymakamlığımız Belediye Başkanımıza Gültekin amcanın eşyaları ve
köpekleriyle beraber alınması talebini iletmişti.
Bizler unutmayın ki devleti temsil ediyoruz aynı zamanda. Amacımız kavga
değil, çözüm üretmektir.
Belediye başkanımızın daveti üzerine ziyaret ettiğimde şöyle bir ricası oldu.
“Vekilim Köpekleri siz sahiplenin.
Gültekin amcaya da sahip çıkacağınızdan, köpekleriyle bir araya sık sık
getireceğinizden emin olduğum için sizi davet ettim” dedi.
Rahatsızlığım nedeniyle birkaç gün sonra sahiplenmek istedik ama köpeklerin
sahiplenilmiş olduğunu öğrendik. Mutluluk sevinci yaşadık.

2

Bu sadece bir örnek.
Bir diğeri Çankaya Belediyesi'nde kış günü karda kulübelerin toplandığını
gördük. Zannetmeyin ki peşinde değildik.
Belediye başkanımız ilk başta kendisi ilk bu videoyu, paylaşan arkadaşa dahi
ulaştı. Nerede toplandığını biz bulamadık. Hangi şehirde, hangi semtte
toplandığını bulamadık.
Eğer toplanmışsa o kulübeler yerine bilin ki daha iyisi, daha iyi bir şekilde
yapılıyor.
Çankaya Belediyesi'ne gittiğiniz zaman Türkiye'nin en güzel barınağıyla yani
doğal yaşama uygun barınağıyla karşılaşacaksınız.
Tabii ki barınağa karşıyız. Tabii ki barınak istemiyoruz.
Ama kanun her şeyi, her şekilde elimizi bağladı. Bunları örnek olarak veriyorum.
Doğru haberler kadar maalesef yanlış haberlerle de karşılaşıyoruz.
Güzel şeyler de olmuyor değil!
İstanbul Anadolu Yakasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 7/24
hizmet verecek Hayvan Hastanesi açılıyor.
Pek yakında hizmet vermeye başlayacak. Bunca olumsuzlukların üzerine umut
veren bir gelişme.
Anayasa Mahkemesine aylardır hep beraber seslendik. Ama duymak
istemediler. Neyi beklediklerini de bilmiyorum.
Beklentileri bittiği zaman, duymak istediklerini duydukları zaman bir açıklama
yapacaklardır.
Bu kadar canı kaybettikten sonra artık çok da değerli değil.
Ama önümüzde bir gerçek var: Bir kanun çıktı ve belediyeler buna uymak
zorunda. Karşılaştığımız durum maalesef bu.
Çünkü bu kanun gereği artık belediyelerimiz kanuna uymadıklarında ceza
alıyorlar. Ama direnmekten vazgeçmedik.

2
Kanun çıkana kadar mücadelemizi verdik. Hatta kanun çıktıktan sonra bile
mücadeleye devam ediyoruz.
Milletvekilleri kanun yapıcı ve düzenleyicilerdir.
Meclisten kanun çıktıktan sonra. Meclis kararıyla alınmış olan bu kanuna
uymakla mükellefiz. Fakat değiştirmek için mücadeleye devam ediyoruz.
Biz istemesek de bu yasa yürürlüğe girdi. Üstelik bizler kanun teklifleri de
sunduk.
Ama gördüğünüz gibi, bu sistemde kanun teklifi vermenin pek bir anlamı da
kalmadı.
Her sabah yeni bir düzenlemeyle uyanıyoruz; kalbimiz acıyor, vicdanımız
kanıyor. Ama sabrediyoruz.
Biz sabrı yanlış anlamadık. Sabır, köşeye çekilip beklemek değil, inandığın yolda
korkusuzca yürümektir!
Biz yılmadık. Maddi-manevi her türlü zarara uğradık, yine de pes etmedik.
Ama olmuyorsa, işte o zaman Yaradan’a havale ediyoruz. Şahit de O’dur,
mutlak hâkim de O’dur!
Değerli Basın Mensupları,
Dün, Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına
Dair Yönetmelikte değişikliğe gidildi.
Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle, Özel Hayvan Yaşam Evleri'nde
bulunan hayvanların sahiplendirilemeyeceği hüküm altına alındı.
Bize bu yasayı çıkarırken "sahiplendirmeyi teşvik edeceğiz" diyenler, şimdi
neden sahiplendirmenin önüne engel koyuyorlar?
Bu nasıl bir çelişkidir?
Ayrıca, İl Hayvan Koruma Kurulları tarafından alınan kararlar da bu süreci daha
da çıkmaza sokuyor.

2
Çanakkale İl Hayvan Koruma Kurulu’na göre, apartmanda oturan bir kişi sadece
bir kedi veya köpek sahiplenebilir.
Bahçeli evi olanlar en fazla iki kedi veya köpek, çiftliği olanlar ise en fazla beş
kedi veya köpek sahiplenebilir.
Bu sayının artırımı için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden izin
alınması gerekiyor.
Peki, bu kadar engel çıkarmanın anlamı ne?
Hayvanlar sahiplendirilmesin ama satın alınsın diye bir sistem oluşturularak
hayvan ticareti teşvik ediliyor!
Problemin farkındayız. Toplumda şiddet sarmalı büyüyecek dedik.
Şiddetin normalleşeceğini, Hayvanlara zarar veren bireylerin zaman içinde
çocuklara, kadınlara ve yaşlılara da şiddet uygulama eğilimine gireceğini ifade
ettik.
Ve maalesef, haklı çıktık.
Niye haklı çıktık?
Suç işlemek artık toplumda bir hak olarak görülmeye başlandı.
Çünkü bugüne kadar hayvanlara yönelik suçlar yeterince cezalandırılmadığı için
birçok katliama şahit olduk.
Tam da bu noktada verdiğimiz kanun teklifleri kabul görmese de bugün
hayvanlara karşı şiddetin önlenmesine yönelik yeni bir teklif daha hazırladık ve
Meclis Başkanlığı'na sunduk.
Sunduğumuz bu teklifle;
Hayvanlara cinsel saldırı, işkence, öldürme ve dövüştürme gibi suçlara verilen
hapis cezalarının yükseltilmesi gerektiğine dikkat çektik.
Cezaları artırmayı ve erteleme uygulamalarını kaldırmayı önerdik.
Hayvanlara karşı suçu tespit edilenler eğitim ve sağlık kuruluşlarında
görevlendirilemez, istihdam edilemez önerisinde bulunduk.
Bu zulme sessiz kalmayacağız.

2

Çünkü hayvanlar bir mal, bir eşya, bir meta değildir!
Sokak hayvanlarının eğitildiğinde nasıl mucizeler yarattığını afetlerde gördük.
En son dört gün önce Belgrad Ormanı'nda kaybolan Ece Gürel, çok şükür ki sağ
salim bulundu.
Günlerdir süren endişeli bekleyişin ardından, nihayet yüzümüzü güldüren bir
haberle güne başladık.
Ve bir kez daha şunu hatırladık: ‘Ölsün’ dediğimiz o köpekler, yine bir can
kurtardı. Evet, hani ‘ölsün’ dediğimiz o köpekler!
Yetkililere sesleniyorum:
Hayvanlara yönelik bu zulmü yasallaştıran düzenlemeleri derhal geri çekin!
Sokak Hayvanları gerçek gündemi saptırmak için kullanılacak bir aparat değil.
Canlı, kanlı duyguları olan, yüzyıllardır bizimle yaşayan dostlarımızdır.
Bazen hayvan severler arasında da birbirimize kızgınlıklarımız, kırgınlıklarımız
oluyor.
Çünkü yorulduk, yıprandık. Biz birlikte güçlüyüz. Biz canlarımızı hep beraber
olursak kurtarabilme umudu taşıyoruz.
Tüm vicdan sahibi insanlara çağrım şudur:
Gelin, birlikte mücadele edelim!
Bu konunun toplumda daha fazla kutuplaştırma yaratmasına izin vermeyelim.
Bizler acıları yarıştırmıyoruz. Asıl hedefimiz elbette ki Çocuklarımızı korumaktır.
Çocuklarımızı korumak için hayvan popülasyonunu ancak bilime-vicdana dayalı
yöntemlerle çözüme kavuşturabiliriz, vahşi yöntemlerle değil.
Hayvanların yaşam hakkını elinden almayalım, bu vebale ortak olmayalım.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.