Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Türkiye’nin geçmişteki darbe tecrübelerine farklı bir pencereden bakılması gerektiğini söyleyerek, 15 Temmuzda yaşanan askeri darbe girişimi ve sonrasında yaşananları ve demokrasi algısının değişkenliği üzerine konuştu. Tanal açıklamalarında: “Türkiye geçmişte çok kez askeri darbe girişimleri ile yüz yüze kalmış ve toplumun büyük bir kesimi ağır bedeller ödemiştir. Fakat burada üzerinde durulması gereken nokta salt eline silah alıp, sıkıyönetim ilan ederek hükümeti deviren ve devlet mekanizmalarını ele geçirenler değildir. Bir darbe gerçekleşmesi ve/veya ülkede darbe atmosferinin yaşanması için elinize silah almanız şart değil. Şöyle ki; darbeleri iki şekilde özetleyebiliriz:

• Askeri darbeler ki bu konuda Türkiye acı tecrübelere sahiptir.
• Seçilmişler tarafından yapılan, hükümet yolu ile başta anayasa olmak üzere devletin tüm mekanizmalarını kendine bağlamak ve keyfi bir durum yaratarak devlet içinde örgütlenmek, farklı sesleri bastırmak. Bunu da ceza evine atarak, susturarak yapmak.

Türkiye şuan için fiili olarak ikinci maddedeki durumu yaşamaktadır. Türkiye’de keyfi bir durum yaratılarak  Cumhuriyet’e karşı,  milli mücadele dönemindeki kazanımlara hak ve hürriyetlere karşı bir sivil darbe girişimi mevcuttur. Bu durumun ortaya çıkmasında şüphesiz sermaye ilişkileri başrolü oynamaktadır. Yaratılan keyfi durum tek adam yönetimine sürüklemiştir Türkiye’yi ve ilişkilerimiz  tek adam üzerinden yürütülmektedir. Bu durum ekonomik ilişkilerimizde -ki bu noktada Körfez ve Arap ülkeleri ile olan ilişkilerimiz ortadadır- sadece ekonomik malların alım satımı şeklinde değil, o ülkelerin çelişkilerini ve problemlerini de ithal eder noktadayız. Bugün kadınlara yönelik yapılan soyutlama, şuan mecliste olan cinsel istismarla ilgili olan önerge, toplum üstünde kurulan tek adam hegemonyası, bunlar hep ilişki içinde olduğumuz Körfez ve Arap ülkelerinden ithal ettiğimiz çelişki ve problemlerdir. Ve bu noktada eklemek gerekir ki AKP başkanlık diyebilir fakat Sayın Cumhurbaşkanı’nın isteği patronluk rejimidir. Patron gibi yönetmek istiyor ülkeyi. Körfez ülkeleri ile olan ilişkilerimiz incelenmeli” dedi.