Sümer, dövizdeki artışın devam ederek doların 7,5 sınırının üzerine çıkması üzerine yazılı bir açıklama yaptı
. Benzer bir açıklamayı doların psikolojik sınır olarak görülen 6 TL’nin üzerine çıkması üzerine TBMM’de yapan Sümer, uzmanların yıl sonuna kadar doların 7,5 TL’yi aşacağı öngörüsünü paylaşmıştı.
Sümer, Türkiye’nin bir an önce dış politikadaki belirsizliğini sonlandırıp üretimi artıracak önlemler almak zorunda olduğunu dile getirmişti.
Doların yıl sonunu beklemeden 7,5 TL’nin üzerine çıkması üzerine açıklama yapan Sümer, “Bir taraftan Türk lirasının değer kaybı artarken diğer taraftan da vatandaşın dövize yönelimi hızla artıyor” dedi. CHP’li Sümer, Merkez Bankası verilerine göre yurtiçi döviz hesaplarının 11 Eylül haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 237 milyon dolarlık artışla 218 milyar 679 milyon dolara çıktığı bilgisini aktardı.
İktidarın kalıcı önlem almak yerine algı yönetimiyle günü kurtarma amacında olduğunu belirten Sümer, “Zamanında uyarmıştık, uyarmaya devam edeceğiz. Türkiye buhran içindedir ve artık ekonomi yönetimi aklını başına alarak önerilerimizi dikkate almak zorundadır” dedi.
200 MİLYAR DOLAR BORÇ VAR
Sümer şöyle devam etti:
2020’nin başında dolar kuru ‘psikolojik sınır’ olarak gördükleri 6 TL’yi geçmesin diye çalışıyorlardı. Bu sınır geçildikten sonra 7 TL’yi geçmesin diye Merkez Bankası elindeki dövizleri sattı. Bu tür önlemlerle dövizdeki yükseliş durdurulamazdı. Nitekim kısa sürede 7 TL sınırını aşan dolar dün de 7,5 TL’yi geçti.
Vatandaşa ‘dolarla mı maaş alıyorsunuz’ diyerek dövizdeki yükselişi önemsiz göstermeye çalışan bir ekonomi yönetimimiz var. Oysa Hazinenin 200 milyar doların üzerinde döviz borcu var. Bu para da hepimizin cebinden çıkacak.
KAYBEDECEK VAKİT YOK
Dövizdeki yükselişin nereye varacağını kestiremiyoruz. Gün geçtikçe savruluyoruz. Türk lirasına güveni sağlayacak politikalar yaşama geçirilmek durumunda. Bunun için ilk olarak ekonomik sosyal konsey toplanmalı ve dolar üzerinden yapılan ihaleler iptal edilmeli. Bu ilk önlemlerle birlikte hukukun üstünlüğü, dış politikada tutarlılık ve bütçe disiplini sağlanmalı. Kamu İhale Yasası’nın değişmesi gibi önlemler hayata geçirilerek bu krizden çıkılmalıdır. Geçici önlemlerle, algı yönetimleriyle artık Türkiye’nin kaybedecek vakti yoktur.