CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir depremi sonrası hasar alan binaları yıkılan depremzedelerin kendi mülkleri üzerinde söz sahibi olamadığını öne sürerek, "Normal imar planlarında 8 kata kadar inşaat izni verilirken İzmir depremi sonrası ilan edilen 7 proje alanındaki yeni projelere zemin artı 5 kat inşaat izni çıktı. Bu, kazanılmış hakkın bir ihlali değil midir” dedi.
Depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremlerin zararlarının en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu’nun raporu, TBMM Genel Kurulu'nda görüşüldü.
CHP’li Kamil Okyay Sındır, yaptığı yazılı açıklamada, komisyon çalışmasının sonucunda 500 sayfalık bir raporun ortaya çıktığını ve bunun özellikle İzmir depremi sonrası yaşanan gerçekler ışığında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
BAKANLIĞIN YANITINI AKTARDI
TBMM'ye depremzedelerin haklarıyla ilgili defalarca soru önergesi verdiklerini anımsatan Sındır, açıklamasında şunları kaydetti:
"İzmir depremi sonrası Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen 7 proje alanında, normal imar planlarında 8 kata kadar inşaat izni verilirken bu yeni yapılan projelerde zemin artı 5 kat inşaat izni verildi. ‘Bunun nedeni nedir? Bu kazanılmış hakkın bir ihlali değil midir’ diye sordum. Bakanlığımızın yanıtında, ‘2023 yeni şehircilik vizyonu kapsamında her şehrin sağlıklı, güvenli, akıllı, çevreci, dinamik bir yapı içerisinde, yatay mimariyi esas alan, insan odaklı bir planlama ve uygulama anlayışının benimsenmesi ve söz konusu alanların zeminden de kaynaklı sorunlu bir bölge olması nedeniyle kat yükseklikleri 8 kattan 6 kata düşürülmüştür’ dendi. Böyle bir gerekçe olabilir mi? Zeminden kaynaklı sorunlu bir bölge ise bölgenin neredeyse tamamı 8 kat ve hatta gökdelen imarlı iken ve bu büyüklükteki yapılar orada dururken ve hala yapılmaya devam ederken böylesi bir gerekçe ne kadar doğru ve ne kadar haklı?”
“MÜLKİYET HAKKINA VE ANAYASA'YA AYKIRI BİR DURUM”
Bayraklı'da toplamda 652 bina ağır hasar almışken 7 proje alanının neye göre, hangi kriterler dikkate alınarak seçildiğinin bilinmediğini söyleyen Sındır, şöyle devam etti:
"Yine bakanlığa sorduk. “Bu projeler hazırlanırken yıkılan 7 ayrı binanın, depremde yıkılan binanın bulunduğu alanda, çoğunlukla ağır hasarlı konutları içeren 6306'ya göre tanımlanmış yedi proje alanında, projelerin hazırlanmasında mülk sahiplerinin görüş ve önerileri alınmış mıdır, alınmadıysa neden hiç askıya çıkarılmadı’ dedik. Gelen yanıt, maalesef yine benzeri bir şekilde ‘Planlama yapılmış, maliklerin muvafakati aranmaksızın bakanlığımız resen yaptırabilmektedir’ diyor. Ayrıca burada yapılan düzenlemelerde proje alanından çıkmak isteyen maliklere de izin verilmiyor. 6306 sayılı Yasa'nın -kentsel dönüşüm- 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini, vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını sağlıyor ki bu da mülkiyet hakkına ve Anayasa'ya aykırı bir duruma neden oluyor. Vatandaş kendi istediği ekiple neden kendi inşaatını yapamıyor, projelerini göremiyor? Mülkiyete tamamen el konuluyor; devlet alıyor vatandaşın elinden, dilediği gibi yapıyor. 120-130 metrekarelik inşaatının karşılığında ‘70-80 metrekare veriyorum sana’ diyor. Vatandaşın kendi mülkü. Ne projesini görüyor ne projesi üzerinde bir söz hakkı söz konusu. Depremzedeler bir dayatmayla karşı karşıya.
“DÜNYA BANKASI KREDİSİ İÇİN ONAY BEKLİYORUZ"
Binalar ağır, orta veya az hasarlı olarak tespit edilmiş. Kendi imkanlarıyla yapma olanağı olmayan vatandaşlarımız, bunların çoğu emekli, emekli ikramiyeleriyle üç beş kuruş birikimlerini bir araya getirip bir ev sahibi olmuşlar ve depremde evleri yıkılmış. Şimdi bu insanlar, ödemek zorunda kaldıkları ağır bir finans yükü altında eziliyorlar. Peki kendilerine verilen destek ne? 200 bin liraya kadar on yıl geri ödemeli. ‘Aylık 3 bin 500 lira geri ödeyeceksiniz’ deniyor. Yani emekli maaşı ne kadar hepiniz biliyorsunuz, 3 bin 500 lira emekli maaşı yok zaten bu insanların. Dolayısıyla bir de ev kirası, vesaire bunu karşılamaları mümkün değil. Ne istiyor vatandaşımız? Emsal artış istiyor. Bununla ilgili Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, depremden etkilenen alanlarda yüzde 30’a kadar emsal artışı yapılabilmesi konusunda çalışma yapılacağını bildirdi. Depremzede vatandaşlarımızın kentsel dönüşüm yapabilmeleri için ayrıca sıfır faizli, iki yıl ödemesiz, 18 yıl vadeli destek kredisi istiyor. Çok bir şey mi istiyorlar? Büyükşehir belediyemizin orta hasarlı bina sahiplerine düşük faizli ve uzun vadeli kredi desteği sağlamak üzere 340 milyon lira bir finansman desteği için Dünya Bankası'yla yaptığı görüşmeler neticesinde varılan mutabakat var. Akabinde bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile sürdürülen karşılıklı yazışmalar olduğunu da biliyoruz. Sürecin hızlandırılması, ilgili bakanlığımızın bunun olumlu şekilde değerlendirmesi ve taraflarca da uygun görülmesi halinde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca yatırım programına alınmasını ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayıyla bu kredi desteğinin de bu insanlar için sağlamasını acilen bekliyoruz.”