CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı Bandırma Emre Mahallesinde domates üreticileri ile bir araya geldi. Domatesin tarlada kalması tehdidi ile karşı karşıya kalındığını anlatan CHP’li Sarı şöyle konuştu:
“DOMATESİN PAZARI YOK”
“Bandırma’da emre köyündeyiz. Muhtarımız, üreticilerimiz, çiftçilerimiz burada. Yerinde tarlada bu domates tarlasında işçinin, emekçinin, köylünün, çiftçinin hakkını savunmak üzere buraya gelmiş bulunuyoruz. Bugün köylü kaygı ve telaş içerisinde tarladaki ürününün toplanmasını bekliyor ama her geçen gün geciktiriliyor. Niye? Çünkü bu ürüne pazar bulamadıkları için. Geldiğimiz noktada, domates üreticisi zorda. Bu ekili tarlaların, çiftçilerin hepsi ektiği ürünün bedelini çıkaramaz durumda. Üreticim diyor ki ‘bir buçuk liraya bu tarlada toplatıyorum ürünü, nakliyesiyle beraber 2 liraya geliyor. Ben bunu toplasam ne olur? Toplamasam ne olur? Bana verilen gübrenin bana verilen fidenin faizi her ay yüzde 5 işliyor. Daha benim cebime giren bir para yok’ diyor.
“100 GÜNLÜK EMEK, SADECE ZARAR”
“Bugün şu tarla 100 günlük emek 100 gün boyunca çocuğumu görmedim, evime girmedim. Bu domatesi, bu fideleri yetiştirebilmek için! 100 günlük mücadelenin sonunda alınan ürün sadece zarardan başka bir şey değil. Bugün 1 lira,1,5 lira 2 lira gibi rakamlar konuşuluyor ama bunların hiçbiri bu üretimin maliyetini karşılayacak düzeyde değil. Vaadedilen neydi? 3,5 lira, 3,70 3,90 gibi rakamlar. Çiftçim diyor ki ‘bizi bu şekilde çaresiz bırakan Tarım Bakanı bedelini ödemeli kardeşim diyor. Ben çiftçiyim, ben bunu ekerken beni uyarmadıysan, benim ektiğim ürüne pazar bulmuyorsam o zaman o zaman bunun bedelini biri ödemeli. Burada taksirli bir suç var diyor. Burada bu suçun bedelini ödenmesi gerekiyor diyor. Ziraat odasından verileri alıp. Gerekli destekleri vermesi, destek veremiyorsa gerekli pazarı bulması, hiçbir şey yapamıyorsa bulunmuş pazara engel olmaması bugün ihracatın önüne engel koyuyorsun.
“TASARRUF TEDBİRLERİ İLE GIDA ENFLASYONU NASIL DURUR”
“Amacın ne maliye bakanına tasarruf tedbirleri yani gıda enflasyonunu durdurmak nasıl durduruyorsun? Çiftçinin cebindeki paraya el koyarak durduruyorsun. Bu masrafı yaptırdın. Çiftçiye bu masrafı yaptırdın üreticiye, şimdi diyorsun ki o parayı ben sana vermem. İnsaf yani elinizi vicdanınıza koyun! biraz önce köyde kahvede. Bir çiftçim dedi ki ‘çalışarak emek vererek alın teri dökerek bir insan batar mı? İşte çiftçi batıyor dedi. Çalışarak batıyorum’ dedi. Sanki başka bir iş yaptım dedi. Elimdeki paramı emeğimi çoluğuna çocuğumla burada sabahtan akşama kadar mücadele ettim, emek verdim. Amma velakin şu anda iflas ediyorum bu ürüne eğer gereken bedeli ödemezlerse batacağım. Buradan Tarım Bakanına çağrıda bulunuyoruz. Üreticimizin sesi olmak üzere. Acilen mücadele müdahale etmeli verilen taahhütlerin yanına getirilmesi için denetlenmeli. Bugün 3,5, 3,70, 3,90 gibi taahhütler varsa bu taahhütler tutulmak zorunda.
“ÇİFTÇİNİN HAKKINI BİZ SAVUNACAĞIZ, MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ”
Bu çiftçinin hakkını biz savunacağız. Biz bu çiftçinin hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Eğer Balıkesir'deki üreticim yalnız bırakılır, tarlada çaresiz bırakılırsa bu mücadeleyi büyüteceğiz. Gerekirse hukuksal mücadele. Gerekirse sokakta mücadele çiftçimizde, üreticimizde gerekirse Tarım il Müdürlüğünün önünde bu domatesleri götürür. Dökeriz.
İKTİDARA UYARI
“Buradan uyarıyoruz, çiftçimizi yalnız bırakmayın. Orada sıcak koltuklarınızda rahat rahat oturarak ahkam keseceğinize ilin tarlaya gelin köylünün yanına bir çözüm üretin. Burada iktidar olmak sadece güç erki olmakla değil, vatandaşın sorunlarının yanında olmakla çözülüyor. Ya gelin bu sorunu çözün ya bırakıp gidin o koltukları. Biz gelelim bu sıkıntılara hep birlikte çözüm üretelim. Biz elimizden geldiğince suyu hibe veriyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, tarım bakanımıza ve yetkililere gelin bu sorunu bir an evvel çözüm üretin. Çiftçimi kafasını yastığa rahatça koysun. “