Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Türkiye ile Karadağ Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması üzerine konuştu.
CHP’li Polat kürsüye geldiği esnada Meclis sıralarında bulunan AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar “İzmir’i sel götürüyor” diye seslendi. CHP’li Polat bu sözlere, “İzmir'i sel götürüyor. Hükûmetinizin İzmir'e biraz daha yatırım yapmasını bekliyoruz, bekleyen projelerini yerine getirsinler. İzmir'de sel olduğunda yaklaşık sekiz saat sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan açıklama duyduk, bunu da sizin takdirinize sunuyorum. Laf atarken biraz daha dikkatli atalım” yanıtını verdi.
İhracatçıların ülkelerine güvenerek anlaşmalar yaptığımı vurgulayan Polat, bu kadar oynak bir kur politikasına ihracatçıların hiçbir dönem mahkûm kalmadığını ifade etti.
REVİZYONLARI GÖRMEDEN GEÇİRECEKLER
Karadağ'la yapılan serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili bir revizyonun söz konusu olduğunu belirten Polat, “Biz eğer bu revizyonu konuşuyorsak, 2009 yılında burada oylayan ve onaylayan yüce Meclisimizin bu revizyon yetkisini bir tek adama vermemesinin sonucunda konuşuyoruz. Bugün verdiğimiz yetkilerle bundan sonra bu revizyonları görmeden geçirecekler. Buradaki revizyon bir menşe kümülasyon anlaşmasının değişmesi. Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu’na geçişi sağlıyor. Bu olumlu bir yaklaşım, bununla ilgili söyleyecek bir şeyimiz yok, kabul oyu vereceğiz. Fakat serbest ticaret anlaşması ve tercihli ticaret anlaşmalarının ruhuna bakmak gerekiyor, Türkiye'nin kazanımlarını burada konuşmak gerekiyor. Örneğin, bir taviz uygulayacaksanız hangi ürünlere uygulayacaksınız, bunlar çok önemli. Mesela Türk çiftçisinin, özellikle süt ve süt ürünlerinin dünya pazarında dolaşımıyla ilgili yeterli tavizleri alması gerekiyor. Özellikle yaptığımız bu anlaşmalarda çiftçimizi ve yerli üretimi korumamız, ihracatının önünü açmamız gerekiyor. Yine, ihtiyacımız olan yüksek teknoloji ürünlerinin ülkeye girişiyle ilgili de herhangi bir çalışma yapmıyoruz”
İŞ İNSANLARI NEFES ALAMAZ DURUMDALAR
Suudi Arabistan'la yaşanılan diplomatik krizin dış ticarete yansıması üzerine Bakanlık yetkililerini göreve çağırdığını hatırlatan Polat, “Bugüne kadar Dışişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’ndan hiçbir açıklama yok. Suudi Arabistan ile yaşadığımız diplomatik problem sonucunda bize uyguladıkları ambargo neticesinde Türk ihracat ürünleri, Türk insanının emeği milyon dolarlarca mal Suudi Arabistan limanlarında, kapılarında, gümrüklerinde bekletiliyor. Bu iş insanları nefes alamaz durumdalar, acil olarak dış politikanın bununla ilgili çalışma yapması gerekiyor” dedi.
İHRACATÇI OYNAK KUR POLİTİKASINA MAHKUM!
İhracatta konuşulan büyük rakamlara ulaşılabilmesi için dengeli bir kur politikasının olması gerektiğini vurgulayan Polat, “Bizdeki kur politikası maalesef, ülkedeki üretimi etkileyecek durumda. Kurdaki oynaklık bu kadar fazla olunca ülkede de fiyat istikrarsızlığı ortaya çıkıyor. İhracatçılar bazen bir yıllık bazen birkaç yıllık anlaşma yaparlar. Ülkelerine güvenerek anlaşma yaparlar. Ülkedeki kur rejiminin belli bir oranda arttığını bilirler fakat hiçbir dönemde bu kadar oynak bir kur politikasına ihracatçıyı mahkûm etmedik” diye konuştu.
LOJİSTİK ALANDA KENDİ KALEMİZE GOL ATTIK
Türkiye’nin lojistik avantajlarının çok olduğunu fakat kullanılamadığı için dezavantaj olarak yansıdığını belirten Polat, “Türkiye'nin lojistik avantajları çok yüksek, jeopolitiğinden kaynaklı lojistik imkânları var ve bizim bunu avantaj olarak kullanmamız gerekirken lojistik bugün dezavantaj olarak dönüyor. Bugüne kadar Türk tırlarının dozvolasını konuşurken bugün Türkiye’de konteyner arzıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Ben buradan çağrı yaptım, Bakanlık açıklama yaptı. Konteyner üretimi yapmamız gerekiyor. Göle su gelene kadar kurbağanın gözü patlar. Sizin bunları daha yıllar önce düşünmüş olmanız gerekirken bugünden düşünüyorsunuz. Bugün Türk ihracatında maalesef gemiler yanaşmıyor, armatörler Türkiye’ye gelmiyor. Küresel ticaretin yüzde 8 artacağı bir noktada siz malınızı uluslararası piyasaya çıkartamazsanız çok daha büyük problemler yaşarsınız. Bugünden teşvik ederek ancak yarını kurabilirsiniz. Ancak bugün için özellikle armatörlerin Türkiye'ye gelmesiyle ilgili limanda kolaylaştırıcı, yükleme, boşaltmada teşvik edici uygulamaları hayata geçirmezseniz birçok alanda olduğu gibi lojistik alanda da kendi kalemize gol atmış oluruz ” ifadelerini kullandı.