CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal’ın 10 Kasım günü Yeni Şafak’ta çıkan yazısıyla ilgili yaptığı açıklamada, Ünal’ın tam da Atatürk’ün ölüm yıldönümünde yazdığı yazıda bir iç savaş çağrısı yaptığını söyledi.
İşte Özel’in, AKP’li Aydın Ünal’ın 10 Kasım 2016 tarihinde Yeni Şafak Gazetesinde yayınlanan yazısı üzerine kaleme aldığı metin:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından, uzunca bir süre Tayyip Erdoğan’ın konuşma metinlerini kaleme alan AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal tam da Atatürk’ün ölüm yıldönümünde Yeni Şafak Gazetesinde yayınlanan köşe yazısında bir iç savaş çağrısı yapmıştır.
Büyük Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürk’ü anmak için Anıtkabir’e giderken, kendisinin başdanışmanı, sesi, kalemi Aydın Ünal, Atatürk Cumhuriyetini tarihe, bilime, insanlığa ve vicdana sığmayan bir dille eleştiriyor.
Şu hususları hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var:
1- Kendilerinin emperyalizmden şikayet etmeye hakları yoktur. Zira emperyalizmin kucağında iktidar olmuş, işbirliği yapmadıkları küresel güç kalmamış ve tarihleri boyunca bu ülkenin yurtseverleri emperyalizme karşı direnirken karşı tarafta saf tutmuş, tavır almış, örneğin 6. Filo’yu protesto eden yurtsever gençlere saldırmış zihniyet, Aydın Ünal’ın temsil ettiği siyasi akımın ta kendisidir.
2- Bütün terör örgütleriyle masaya oturan, pazarlık yapan, işine gelince kucaklaşan, işine gelince düşmanlaşan kendileridir. PKK, IŞİD, FETÖ ile yaptıkları ortaklıklar bütün yurttaşlarımızın malumudur. Dolmabahçe mutabakatında verdikleri o meşhur fotoğrafı bir kez daha kendilerine hatırlatırız.
3- Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyeti, Atatürk’ün Cumhuriyetidir, Türkiye Cumhuriyeti’dir. Başka bir cumhuriyetimiz de, rejim arayışımız da yoktur.
4- Aydın Ünal diyor ki, “Cumhuriyet, bir Batılılaştırma/modernleştirme projesi uyguladı. Hilafet kaldırıldı, alfabe, kılık kıyafetler, takvim, ölçü birimleri değiştirildi. Kur’an eğitimi yasaklandı, camiler ve camilere giden yollar kapatıldı, ezan bozuldu”. Ancak iyi bilinmelidir ki; Cumhuriyet bir medeniyet ve çağdaşlaşma projesidir. İşgal altında okunmayan ezanı okutan, yıkılan camiyi yeniden yapan, herkesin özgürce ibadetini yapmasını sağlayan bir büyük devrimdir. En büyük amacı ise Aydın Ünal gibilerini insan ve yurttaş yapmaktır. Eğer bir eksiklik varsa buradadır.
5- Dünyanın hiçbir yerinde vatandaşlar, eğer bilinçaltlarında bir başka husumetin, hatta ihanetin izlerini, tohumlarını taşımıyorlarsa kendi ülkesini işgalden, başkalarının ayakları altından kurtarıp, onurlu bir yaşamı inşa eden bir lidere ve onun devrimine saldırmaz.
6- Aydın Ünal, şuurunu yitirmiş bir biçimde “millet, 15 Temmuz’da, Anadolu ihtilalinin sancağını, cumhurun cumhuriyetinin sancağını, “Kılıçdaroğlu’nun cumhuriyetinin” tam kalbine var gücüyle saplayıverdi” demektedir. Aydın Ünal farkında olarak ya da olmayarak yıllarca besleyip büyüttükleri FETÖ’nün darbesini alkışlamaktadır. Zira kendisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin darbeye karşı nasıl bir duruş sergilediğini; darbe gecesi sığınıkta kendisiyle birlikte kaleme aldığımız bildiriden ve o geceki tavrımızdan hatırlamıyorsa, bu konuda ertesi gün Meclis’te yapılan tüm konuşmalara bakmalıdır.
7- AB’ye girdik diye güpegündüz havai fişek patlatanlar, AB’ye, ABD’ye geçmişte sürekli Türkiye’yi şikayet edip bundan medet umanlar, cemaatin yurtdışındaki lobileri ile sağladıkları uluslararası destek üzerinden iktidara yürüyüp, ardından masum insanları yıllarca cezaevlerine koyanlar, ölümlerin, intiharların sorumlusu olanlar şimdi ellerindeki kir ve kanı FETÖ sabunu ile yıkayarak temizlendik sanıyorlar.
8- Sürekli silahlanma çağrısı yapan AKP’li vandallar ordusuna son eklenen Aydın Ünal olmuş ve bir adım ileriye giderek köşesinden adeta iç savaş çağrısı yapmıştır. Aydın Ünal Çehov’un “duvarda asılı bir silah varsa piyesin sonunda mutlaka patlar sözünü” çarpıtarak araçsallaştırmış ve bunun üzerinden evdeki silahların kullanmasının yakın olduğunu vurgulayarak bu durumu da “93 yıldır o silahlar patlamadı. Kim bilir, belki de ertelenmiş bir hesaplaşmanın arifesindeyiz.” diyerek gerçek niyetini ortaya koymuştur. Bu sözlerin hukukta da siyasette de karşılığı bellidir. AKP’li Ünal, bir yandan iç savaş çığırtkanlığı yaparken bir yandan da adında ve gönlünde Cumhuriyet olan her kurumu ve her kişiyi, kendi gönlünde yatan o kanlı gün için hedef göstermektedir.
9- AKP’den son zamanlarda okuduğumuz “en açık, en sansürsüz, en çok kan ve barut kokan, en kindar” yazı ile ilgili olarak AKP’den derhal bir açıklama bekliyoruz. Bu haddini aşmak değildir. Bu bozuk ve hastalıklı bir zihniyet ve sınırsız bir ihtirasla ülkeyi parçalama ve bölme girişimidir.
SON: Kurtuluş savaşı yerine mandayı önerenlerin, işgal kuvvetlerini övenlerin, Atatürk için tutuklama kararı çıkaranların torunları ne derse desin; ülkeyi kurtaran ve pek çoğu Çanakkale’de ve Anadolu’da kefensiz yatan dedelerimizin hakkı için, Atatürk’ün Cumhuriyeti’ni, Türkiye Cumhuriyeti’ni korumaya ve düşmanları ile mücadele etmeye devam edeceğiz.
Son Güncelleme: 12.11.2016 13:31