Yolsuzluğun temel bir insan hakları sorunu olduğuna vurgu yapan Nalbantoğlu; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bütçe görüşmelerinin son günü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Kaynaklar çarçur edilmiş olsa, her taraf yolsuzluk, usulsüzlük olsa Türkiye şu anda herhalde bu milli gelire, bu kişi başına gelire, bu hizmet düzeyine sahip olmazdı.” ifadelerinin gerçeklerle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını belirterek “2023’e veda ederken şaka yapmış olmalı, kötü giden 2023’ün sonunda beni güldürdün, Allah’ta seni güldürsün” dedi.
Yolsuzlukla ilgili Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi hazırladığını da belirten Nalbantoğlu yaptığı açıklamada; “Yolsuzluk, toplumu derinden etkileyen, huzursuzluğa ve çatışmaya neden olan, gelir dağılımı eşitsizliğini ve yoksulluğu derinleştiren, temel bir insan hakları sorunudur. Ülkemiz son 10 yılda yolsuzlukla mücadele alanında sürekli bir gerileme yaşamaktadır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü raporlarına göre ülkemizin yolsuzlukla mücadele puanı 2013’te 50 iken, sonraki 10 yılda sürekli gerilemiş, 2022 yılı itibariyle 36’ya düşmüş ve Türkiye 180 ülke arasında 101’nci sıraya gerilemiştir. Bu durum Avrupa Birliği Türkiye 2023 raporunda da yer almıştır. Ayrıca kişi başına düşen milli gelirde de son 10 yılda gerileme yaşanmış, 2013 yılında 12.582 dolar iken 2022 yılında bu rakam 10.655 dolara düşmüştür. Rakamlar ve gerçekler ortadayken, halkın yüzde 98’i açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyorken böyle bir açıklama yapılması olsa olsa bir şakadır ve ülke gerçekleriyle bağdaşmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü ve Avrupa Birliği raporlarına göre yolsuzlukla etkin mücadele konusunda irade eksikliği tespitinde bulunulduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu hazırladığı önergede de şu sorulara yer verdi:
“Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2022 raporuna göre, Türkiye, Yolsuzluk Algı Endeksi'nde son 10 yılın en düşük puanını alarak 180 ülke arasında 101. sıraya gerilemiştir.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne bağlı kurumun raporunda Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubunun (GRECO) 2015 yılında kabul edilen 22 tavsiyesinden 10'unun uygulanmadığı, dokuzunun kısmen uygulandığı ve üçünün tatmin edici bir şekilde uygulandığı belirtilmiş, ülkemizin tavsiyelere mevcut uyum düzeyinin "küresel olarak tatmin edici olmadığı" sonucuna varıldığı kaydedilmiştir. Ayrıca Türkiye Delegasyon Başkanlığından, en geç 30 Haziran 2024 tarihine kadar, tavsiyeleri yerine getirmek üzere alınan tedbirlere ilişkin bir rapor sunması istenmiştir.
Öte yandan Avrupa Birliği Türkiye raporunda da ülkemizin yolsuzlukla mücadelede erken bir aşamada olduğu ve rapor döneminde ilerleme kaydedilmediği belirtilmiştir. Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'ne aykırı olarak, ilgili kurumları da içeren, tam teşekküllü bir yolsuzluğu önleme politikası hâlâ geliştirilmediğine vurgu yapılan raporda, “Yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının bulunmaması, yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin eksikliğine işaret etmektedir. Sonuç olarak, yolsuzluk bir sorun olmaya devam etmektedir.” İfadelerine yer verilmiştir.
Bu bağlamda;
Uluslararası Şeffaflık Örgütü raporlarına göre ülkemizin yolsuzlukla mücadele puanı 2013’te 50 iken, sonraki 10 yılda sürekli gerilemiş, 2022 yılı itibariyle 36’ya düşmüş ve Türkiye 180 ülke arasında 101’nci sıraya gerilemiştir. Bu düşüşün ve gerilemenin gerekçeleri nelerdir?
Ülkemizin yolsuzlukla mücadele konusunda sürekli geriye gitmesi mevzuattan kaynaklı eksikliklerden mi yoksa uygulamalarda yaşanan sorunlardan mı kaynaklanmaktadır?
Avrupa Birliği raporunda da yer aldığı üzere ülkemizde yolsuzlukla mücadele konusunda “Strateji ve eylem planının” bulunmaması, 2016 yılından itibaren hazırlıkları yapılmasına rağmen bugüne kadar çıkartılmamasının sebebi nedir?
Ülkemizde son 10 yılda yolsuzlukla mücadele konusunda hangi adımlar atılmıştır? Yolsuzlukla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesine yönelik bütüncül bir yasal düzenleme yapılacak mıdır?”