CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Suriye’nin kuzeyine yönelik Barış Pınarı Harekatı’nın başladığı 9 Ekim’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tehdit ve hakaret içeren bir mektup gönderen ABD Başkanı Donald Trump hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağıladığı” gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Tanal, Trump hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasını talep etti.
ERDOĞAN’IN ŞAHSINDA TÜRKİYE’Yİ AŞAĞILADI
CHP’li Tanal’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Trump’ın mektubunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “Kabadayılık etmeyin, aptallık etmeyin” gibi diplomatik nezaketten uzak, son derece çirkin, kaba ve küstah ifadelerin yer aldığı belirtildi. Mektubun ayrıca ekonomik tehditler içerdiği hatırlatıldı.
Anayasanın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanının, devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğinin kaydedildiği dilekçede, Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türk devletini ve Türk milletini aşağıladığına, tehditler savurduğuna dikkat çekildi.
TRUMP’IN AYRICALIĞI YOK
TCK’nın 3’üncü maddesinin 2 numaralı fıkrasının “Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz” şeklinde düzenlendiğinin hatırlatıldığı dilekçede, “Mektupta geçen ifadeleri bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kullandığında suç teşkil ediyorsa; ‘Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi’ dikkate alındığında şüpheli Donald Trump’ın farklı bir muameleye tabi tutulması düşünülemez” denildi.
KOVBOY GÖNDERMESİ
“ABD Başkanı sıfatıyla söz konusu mektubu gönderen şüpheli Donald Trump, bir devlet adamına yakışmayan bir üslup kullanmıştır” ifadelerinin yer aldığı suç duyurusu dilekçesinde şöyle devam edildi: “Şüphelinin sözleri, devlet adamı, halkın oylarıyla seçilmiş başkan ciddiyetinden ziyade, kızılderililere karşı işledikleri suçlarla anılan, sığır çobanı olarak bilinen kovboyların üslup, tutum ve davranışlarını akıllara getirmektedir. Şüpheli tarafından kullanılan ifadeler, Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedeler niteliktedir. Şüphelinin kaleminden çıkan ifadelerle Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Devletin kurum ve organlarına hakaret edilmiştir. Bu nedenle şüphelinin kullandığı ifadeler dolayısıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili 299 ve 301. maddelerine göre cezalandırılması gerekmektedir.”