CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “Bir cinayetin kadın cinayeti olduğunun tespiti çok zor” sözlerine itiraz etti. Bunun anlaşılması için “sihirli bir formülü” olduğunu söyleyen Kadıgil, “‘Kim bilir ne yaptı da delirtti adamı’, ‘Onun da kız başına orada ne işi varmış’, ‘Kesin ilişkisi vardır adamla, yoksa niye vursun’ gibi cümleler uçuşmaya başlıyorsa kafanızda, içten içe mağdur kadının neyi yanlış yaptığını hesaplamaya başlıyorsa Ortaçağ’dan kalma kodlarınız, bilin ki o olay bir kadın cinayetidir” dedi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) CHP Sözcüsü de olan Kadıgil, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde TBMM kürsüsünden, bir cinayetin kadın cinayeti olup olmadığını anlamanın iddia edildiği kadar güç olmadığını belirterek; “Bu terim kadın kimliği nedeniyle, uydurma toplumsal cinsiyet rolleri gerekçe ya da bahane edilerek öldürülen kadınlar için kullanılır” dedi.
AYŞE, YEMEK SOĞUK DİYE ÖLDÜRÜLDÜ
Bir cinayetin kadın cinayeti olduğunu anlamak için “sihirli bir formül” vereceğini açıklayan Kadıgil, şunları söyledi:
“Ayşe. 45 yaşında. ‘Yemek soğudu’ diye eşi tarafından dövülerek öldürüldü. Evini eşini çocuklarını ‘ihmal etmeyen’, binbir fedakarlıkla ailesi için ‘saçını süpürge etmiş’ buna rağmen çocuklarının gözü önünde öldürülmüş. Bu kadının öldürülmesi buradaki herkesi çok kızdırır. İstisnasız tamamı sorgusuz sualsiz ayıplar! Ve evet bu açık seçik bir kadın cinayetidir.
CANSU, OTELDE ÖLDÜRÜLDÜ
Şimdi gelin ikinci olaya bakalım. Cansu. 21 yaşında, üniversite öğrencisi. Bir gece bar çıkışı gittiği bir otel odasında erkek arkadaşı tarafından öldürülmüş. Hop bir anda bakışlar değişti. E ama değil mi şimdi bakarsan Cansu’nun da gece vakti el alemin adamıyla ne işi vardı? Bara pavyona gitmek alkol almak ne demekti? Tamam yazık olmuştu ama ‘su testisi su yolunda kırılmıştı.’ Artık vekillerimiz bu cinayetin sadece katilin suçu olduğundan emin değiller. En azından ilk örnek kadar ‘vahim’ değil birçoğu için. Ve bir de Emremiz var. Barda tanıştığı bir kadınla evine geri gelmiş ama gecenin ilerleyen saatlerinde uykudayken öldürülmüş. İçinizden ‘yazık be adama, ne manyak kadınlar var, şansa bak uf’ dediğinizi duyuyorum.”
Kadıgil, “Toplum olarak Ayşe’ye üzüldüğünüz kadar Cansu’ya da üzülünceye ya da üçüncü olaydaki Emre’ye duyduğunuz sempatiyi, Cansu’ya da duyuncaya kadar ‘ben kadın cinayetleriyle mücadele ediyorum’ diyemezsiniz” dedi.
KIZ BAŞINA ORADA NE İŞİ VARMIŞ?
Kadıgil, kadın cinayetleri için “sihirli formülünü” ise şöyle anlattı:
“Bir kadının mağdur olduğu bir suç haberi duyduğunuzda içinizden ‘Kim bilir ne yaptı da delirtti adamı, e onun da kız başına orada ne işi varmış’, ‘Kesin ilişkisi vardır adamla, yoksa niye vursun’ gibi cümleler uçuşmaya başlıyorsa kafanızda, içten içe mağdur kadının neyi yanlış yaptığını hesaplamaya başlıyorsa Orta Çağ’dan kalma kodlarınız, bilin ki o olay bir kadın cinayetidir.”
Kadıgil, kadınlara ilişkin toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı cinsiyetçi yargılar son bulana dek mücadeleye devam edileceğini söyleyerek konuşmasını tamamladı.