CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, “Bu ülkede bu kadar yoksulluk din iman sömürüsü nedeniyle var. Buna önce samimi dindarların karşı çıkması lazım. Çünkü bu yağma düzeni” dedi.
Erdoğdu, yaptığı yazılı açıklamada, yoksulluk sınırının 7 bin 942 liraya çıktığını, Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ının asgari ücret aldığını belirterek şu görüşlere yer verdi:
ÖNYARGILAR YIKILMALI: Sefalet içinde can çekişen bir ülkedeyiz. Ülkenin bu duruma gelmesinde kapitalist önyargıların büyük payı var. Artık bu önyargıları yıkma zamanı geldi. Tüm dünyada bu sistem sorgulanmaya başladı. Bizlerin de tartışmaya ihtiyacı var. Bu yeni düzen içerisinde hem adil bölüşümü hem dengeli kalkınmayı hem de çevreye saygıyı birlikte gerçekleştirebileceğimiz bir modele ihtiyaç var. Artık bölüşüm kadar kalkınmayı da konuşabilmeliyiz.
ÜRETİM ODAKLI EKONOMİ: Biz CHP olarak çok ciddi bir şekilde bu konuda çalışma yürütüyoruz. Zenginleşme eşitlikçi ve adil olabilir çalışması yapıyoruz. Ekonomiyi rant değil, üretim odaklı hale getirecek, ülkeyi borçlanmayla değil, gelir artışı ve adil bölüşümle büyütecek bir model üzerinde çalışıyoruz. Üreten, çalışan yurttaşların emeklerinin karşılığını alacağı, gelir dağılımı adaletsizliğini hızla ortadan kaldıracak, ilkel ve kirli sanayiye dayalı ekonomi yerine, yüksek katma değer üreten ve çevreye saygılı güçlü bir ekonomi kurmak hedefimiz. Anadolu’yu yeniden kalkındırmak için Beş Kalkınma Kuşağı, ‘Merkez Türkiye Projesi’ çatısı altında eş zamanlı olarak yaşama geçirecek, bu projeler ile hem bölgelerarası eşitsizlikleri ortadan kaldıracak hem de Türkiye’nin küresel ekonomiyle bütünleşmesini sağlayacağız.
İŞÇİ DÜŞMANI KAFA: İktidar kıdem tazminatı için bir fon kurma hazırlığında. Mevcut yasaya buna engel olacak 2-3 madde ekle, bak bakalım ödeniyor mu ödenmiyor mu? Yapmak istemiyor bunu. Çünkü kafa, işçi düşmanı bir kafa. Onlar işçiyi şöyle görüyor: Bunlar gereksiz yaratıklar, bunlar sadece tüketirler, bunlar tükettiği için de enflasyon artar. Onun için biz işçiye ne verirsek verimsizdir diye düşünüyorlar.
YAĞMA DÜZENİ: Oysaki, inovasyon dediğimiz üretimi o işçi çocuğu yapacak. Onu yeterli proteinle besleyemiyorsan, doğru konutta oturtmuyorsan, eğitimde, sağlıkta fırsat eşitliği vermiyorsan o nesilden bir şey çıkmıyor. Bu ülkede bu kadar yoksulluk din iman sömürüsü nedeniyle var. Buna önce samimi dindarların karşı çıkması lazım. Çünkü bu yağma düzeni.
HER KESİM BİRBİRİNİ ANLAMALI: Hep birlikte kalkınmanın yolu ekonominin yanı sıra toplumsal barıştan geçiyor. Her kesim birbirini anlamak zorunda. Manisa’nın bir ilçesinde o şehit düşen çocukların ailelerin evlerini gördüğümde içim yanıyor. Bu ülkenin yoksul Türkleri ile yoksul Kürtlerini siyasi ihtiras uğruna, birilerinin yıldızı parlayacak, birilerinin rantı korunacak, birilerinin binlerce asgari ücretlinin tutarı kadar makam arabaları finanse edilecek diye Türk ve Kürt çocuklarının kırdırılmasına karşı koymak zorundayız.
DEMOKRASİ İTTİFAKI: Biz millet ittifakını kurduk ama sandıkta bu demokrasi ittifakına dönüştü, daha da büyüteceğiz. Sakın saray tarafından kurulan tuzaklara kimse düşmesin. Birlikte 84 milyon insan ülkemizi hep birlikte kurtaracağız. Biz bu ülkenin her köşesini seviyoruz, ağacını, kuşunu, lehçesini, türküsünü kökenini hepsiyle seviyoruz. Biz bu ülkeyi severken de başka ülkeden de nefret etmiyoruz. Bizim ülke sevgimizin diğerlerinden farkı şu: Biz bir kökenden geldik diye bu ülkeyi seviyor değiliz. Biz bu ülkenin kültürünü seviyoruz, birlikte yaşamasını seviyoruz. Ve bu ülkeyi sevdik diye de başka hiçbir ülkeden ırkçı bir nefretimiz yok.
ÖRNEK OLURUZ: Eğer bu ülkeyi güzelleştirebilirsek Ortadoğu’nun mazlum halklarına da örnek olabiliriz. Yanı başımızda Irak ve Suriye’de yıllardır olanlar içimizi yakmalı. Sırf mezhepleri farklı diye kan ırmakları akıttılar. Allahtan Türkiye’nin 84 milyonun vicdanı sayesinde o noktaya götürmek istemelerine rağmen götüremiyorlar. Yapılacak ilk seçimden sonra, biz hep birlikte üretecek, bölüşecek, büyüyecek ve birbirimizi severek ülkeyi güzelleştireceğiz.”