CHP’li Ednan: "Çocuklarımız Parmak Delmekten Kalem Tutamıyor, Bu İşi Ne Zaman Çözeceksiniz"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Tip-1 diyabet hastalarının sensör ve insülin pompalarının Sağlık Uygulamaları Tebliği’ne alınarak devlet tarafından karşılanması gerektiğini savundu. Kendi evladının da tip- 1 diyabetli olduğunu ifade eden Arslan, “10 Kasım günü saat: 12.00'de kızımın kan şekeri 54'e düşmüş. Buradaki hekim arkadaşlar 54'ün ne olduğunu bilir. Eğer o sensör olmasa, o sensörün marifeti olmasa, cep telefonuma mesaj gelmemiş olsa belki de çocuğum çok ciddi bir sağlık problemiyle karşılaşacaktı, belki hasar kalacaktı çocuğumda. Bu ülkenin 30 bin-40 bin evladı her gün bu sorunu yaşıyor, her gün bu sorunla karşı karşıya.

14 Kasım 2024 Perşembe 14:26
CHP’li Ednan: "Çocuklarımız Parmak Delmekten Kalem Tutamıyor, Bu İşi Ne Zaman Çözeceksiniz"

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI BÜTÇESİNDE EDNAN ARSLAN’DAN TİP-1
DİYABET ÇAĞRISI.
BU ÜLKENİN 30-40 BİN EVLADI HER GÜN TİP-1 DİYABET SENSÖRLERİ VE İNSÜLİN
POMPALARI DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMADIĞI İÇİN KORKU VE ACI İÇİNDE
AİLELERE ÜÇÜNCÜ GÖZ OLAN SENSÖRLER OLMAZSA; ANNEYİ, BABAYI, ÖĞRETMENİ
UYARMAZSA BU ÇOCUKLARIN VEBALİNİ KİM TAŞIYACAK?
POMPA VE SENSÖRLER AVRUPADA ÜCRETSİZ BİZİM ÇOCUKLARIMIZ KIYMETSİZ Mİ,
DEĞERSİZ Mİ?
 Peki, sensör olmazsa,
onlar için bu üçüncü göz olmazsa, bu uyarı sistemi çalışıp anneyi, babayı, okuldaki öğretmeni
bu işe müdahale ettirmezse bu çocukların vebalini kim taşıyacak, bu işin hesabını kim
verecek Sayın Bakanım? Lütfen, bazı şeyleri yapabilecek güçteyiz, kapasitedeyiz, bu ülke de
bu sorunu çözer. Lütfen, buradan bu müjdeyi bu ailelere verin, sizden rica ediyorum.” dedi.
Arslan’ın konuşması şu şekilde;
“Sayın Bakan, yarın 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Keşke bu kitapçığınızda Tip 1 diyabetle
ilgili söz verip de yerine getirmediğiniz, sizin şahsınızda söylüyorum ama sizden önceki
bakanlar ve paydaş bakanlıklar; Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, defalarca
gündeme gelmiş bu soruna yönelik bir çözümünüz keşke burada olsaydı. Ben Tip 1 diyabetli
bir çocuk babasıyım; çocuğum 6,5 yaşında, yaklaşık on ay önce bir tanı aldık ve biz bu Tip 1
diyabetin ne olduğunu en acı ve şiddetli hâliyle yaşamaya başladık. Burada her şeye para
bulurken bu sensörlere ve pompaya para bulamama meselesini ben anlayabilmiş değilim. Bu
pompa ve sensörler Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı tarafından geri ödeme kapsamına
alınmış, tamamında ücretsiz bir şekilde ödenirken, Sayın Bakanım, bizim ülkemizde niye
ödenmiyor? Bizim çocuklarımız bu kadar kıymetsiz mi, değersiz mi? Tip 1 diyabetli ailelerin
ne yaşadığını acaba biliyor muyuz? 2013'te Sağlık Uygulama Tebliği'ne girmiş olan bu ödeme
neden bir yıl geçmeden buradan çıkarıldı? Biz ülke olarak 30 bin-40 bin civarındaki
çocuğumuza bu parayı veremiyor muyuz? Bakanlığınız Tip 1 diyabetli çocukların yaşayacağı
komplikasyonlardan kaynaklı ileride yaşayacakları hastalıkların bu ülkeye maliyetlerinin, bu
sensör ve pompalardan daha fazla olduğunu bilmiyor mu? Hesaplayamıyor mu? Bakanlığımız
buna muktedir değil mi?

Bakın, ben geçen hafta bir konuşma yaptım, yüzlerce mesaj geldi bana, inanın, utandım. Niye
utandım biliyor musunuz? Bana diyorlar ki: "Allah senden razı olsun." Ya, ben milletvekili
olarak bir çözüm üretemedim ki... Ne benden ne 600 milletvekilinden ne de Bakanlıktan
Allah razı değil. O yüzden, ne olursunuz, derhâl bu sorunu çözelim, bu kanayan bir yara.
Bakın, annenin biri ne diyor? ‘Çocuğum okula başladı, kalem tutamıyor.’ Neden? Onlarca kez
o küçük parmakları deliniyor ve o çocuğumuz parmağıyla kalem tutamıyor.
Sayın Bakanım, bu işi çözecek misiniz? Ne zaman çözeceksiniz peki? ‘Evet.’ diyorsunuz,
onaylıyorsunuz, peki ne zaman çözeceksiniz bu işi? Lütfen, bunu yarın açıklayın ben de Tip 1
diyabetli bir çocuk babası olarak teşekkür edeceğim. Bir sürü vergi borcu siliyoruz, bir sürü
zenginin, varsılın burada kanun yoluyla cebine para sokuyoruz ama Tip 1 diyabetli
evlatlarımıza bu iyiliği yapmıyoruz. Bakın, anneler sırtlarında çantalarla, o insülin iğneleriyle
okulların kapısında bekliyorlar. Bu anneler çalışamıyor, bu anneler iş gücünden mahrum
kalıyorlar ve bunun amasız fakatsız ödeme planının içerisine konması gerekiyor.
Daha önce söylemiştim, şanslı bir babayım. Neden? Çünkü benim gücüm çocuğuma bir
sensör almaya yetiyor. Bakın, Sayın Bakanım, o sensörün gün içinde verdiği verilerden
bahsetmek istiyorum. 10 Kasım’da, ne olmuş biliyor musunuz benim kızımda, eğer sensör
olmamış olsa benim fark edemeyeceğim, annesinin fark edemeyeceği neler olmuş
yavrumuzun vücudunda? Saat 06.56'da 80'e düşmüş şekeri, 07.21'de düşük uyarısı veriyor
bize, biz fark ediyoruz ve çocuğumuzun başına gidiyoruz, 78'e düşmüş. Bakın, 12.00'de 54'e
düşmüş. Buradaki hekim arkadaşlar 54'ün ne olduğunu bilir. Eğer o sensör olmasa, o
sensörün marifeti olmasa, cep telefonuma mesaj gelmemiş olsa belki de çocuğum çok ciddi
bir sağlık problemiyle karşılaşacaktı, belki hasar kalacaktı çocuğumda. Bu ülkenin 30 bin-40
bin evladı her gün bu sorunu yaşıyor, her gün bu sorunla karşı karşıya. Peki, sensör olmazsa,
onlar için bu üçüncü göz olmazsa, bu uyarı sistemi çalışıp anneyi, babayı, okuldaki öğretmeni
bu işe müdahale ettirmezse bu çocukların vebalini kim taşıyacak, bu işin hesabını kim
verecek Sayın Bakanım? Lütfen, bazı şeyleri yapabilecek güçteyiz, kapasitedeyiz, bu ülke de
bu sorunu çözer. Lütfen, buradan bu müjdeyi bu ailelere verin, sizden rica ediyorum.”

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.