Konut fazlasının olduğu bir ortamda biz hala barınma sorununu konuşuyorsak burada çok büyük bir ekonomik kriz var demektir. Ev sahipliği oranı ülkemizde her geçen yıl dramatik bir şekilde düşerken, kiracı oranı da her geçen yıl artmaktadır. İstanbul Değerleme Gayrimenkul’un (İGD) araştırmalarına göre Türkiye’de kiracı oranı son 13 yılda %25 oranında artmıştır. Yüksek enflasyona çözüm bulamayanlar zamanında vatandaşa IBAN gönderdikleri gibi şimdi yine çözümü vatandaştan bekliyor.” ifadelerini kullandı.
Herkes Ev Sahibi Oldu Söylemi Algıdan İbaret
Türkiye’de ev sahipliği oranının son 10 yılda %64’lerden %57’lere kadar düştüğünün altını çizen Dinçer: “2014 yılında ev sahipliği oranı %65’lerin üzerine kadar çıkmıştı. Ancak bu oran son yıllarda büyük bir düşüş trendi içerisine girmiştir. Böyle giderse birkaç yıl içerisinde %50’lerin altına düşecektir. Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemiz ev sahipliği oranında ne yazık ki son sıralarda yer almaktadır. Eurostat verilerine göre komşularımız Yunanistan %74, Bulgaristan %85; ekonomik zorluklarla boğuşan İtalya %73, İspanya %75; eski Sovyet Bloğu ülkelerinden Romanya %95, Polonya %87 ve Macaristan’da %92 oranında ev sahipliği görünmektedir. Diğer ülkelerdeki koşullar bir yana, Türkiye’de hemen herkes kiracı olmaktan kurtulup ev sahibi olmak için çabalarken, bugün en zor ulaşılan ihtiyaç ne yazık ki konut olmuştur. Bu utanç AKP iktidarına aittir. Herkes ev sahibi oldu söylemi ise algıdan başka bir şey değildir.” dedi.
Satılık Konut Satışı Son 6 Yılın En Düşük Seviyesinde
Satılık konut sayısının Ekim ayı itibariyle 600 binlere dayandığının altını çizen Dinçer, vatandaşın tüm ihtiyacına rağmen konutların satılamadığını, satılık konutların ilanda kalma sürelerinin de arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Yüksek fiyatlara rağmen kiralık evler yaklaşık 15 gün içerisinde kiracı bulurken, satılık konutların ilanda kalma süresi 60 günü bulabiliyor. IGD’nin araştırmalarına göre bu sürenin geçen yıl 35 gün olduğuna vurgu yapılıyor. Kredili konut satışları ise %30’lardan %8’lere kadar gerilemiş durumda. Artık sadece nakit parası olan ev sahibi olabilecek. Elimizde şuan da pandemi döneminde açık olan kredi imkanlarında satışta olan konuttan en az %5 daha fazla satılık konut var. Kira fiyatlarının geçtiğimiz yıla göre ortalama en az %125 zamlandığı bir ortamda dahi eğer bu konutlar satılamıyorsa, krizin etkilerini daha fazla tartışmaya da gerek yoktur. Deprem sonrası kira artışlarından en çok etkilenen ilimiz Ankara olmuş, artış %180’lere dayanmıştır. AKP iktidarı döneminde vatandaş temel insan haklarından resmen mahrum bırakılmıştır. “Otomobil almayın, konuta para vermeyin gelin enflasyonu düşürelim” diyenler başka çarelerinin olmadığını vatandaşın yüzüne haykırmaktadırlar.”