CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; 1924’te çıkarılan yabancıların maden aramasını yasaklanmasına ilişkin kanuna AKP’ye kadar hiçbir iktidarın dokunmadığını belirterek, "2004 yılında, AKP’nin çıkardığı ‘5177 sayılı Maden Kanunu’ ile özel sektörün imtiyazları arttırılırken ne vatan ne de millet gözetildi. 1924’te yabancıyı kovup bakır, petrol, demir, bor, kömür çıkartmaya başlayan Türkiye Cumhuriyeti ile 2020’deki Türkiye Cumhuriyeti’nin olaya bakışı arasındaki uçurum ortadadır. Her fırsatta ‘yerli ve milli’ diyenlerin yeni Türkiye’sinde TTK, işlevsiz hâle getiriliyor. Türkiye’nin dört bir yanında, başta Kanadalılar olmak üzere ormanları kesip dağı taşı delik deşik ederek değerlerimizi sömürüyorlar” dedi.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, madenlerin "ortak bir değer" olduğuna dikkat çekerek, “Dünyayı değiştiren, ilerlemeyi ve gelişimi sağlayan ve yer altı kaynaklarının insanlığa sunulmasındaki en büyük çaba şüphesiz ki, maden emekçilerinindir” dedi. Bankoğlu, 1924 yılında çıkartılan Köy Kanunu’nda yer alan, yabancıların maden aramasını yasaklanmasına ilişkin maddeye AKP’ye kadar hiçbir iktidarın dokunmadığını belirterek, "AKP, seçilir seçilmez ‘Bir Yıllık Acil Eylem Planı’nı açıkladı. Bu planın içinde, ‘madencilik’ önemli bir başlık olarak yerini almıştı. AKP’nin, tam 18 sene önce iktidara geldiği günlerde yasaya ilişkin söylediği şuydu: ‘İşletilebilir maden rezervlerimizin artırılması, sanayi ve enerji sektörlerinin ham madde taleplerinin ucuz ve güvenli bir şekilde sağlanması ve işlenmiş mal ihracatımızın artırılması sağlanacaktır.’ AKP’nin iktidara geldiğinden beri kaynaklarımıza, tüm madenlerimize ve madencilerimize bakışının altında yatan gerçek, işte budur. 2004 yılında, AKP’nin çıkardığı ‘5177 sayılı Maden Kanunu’ ile özel sektörün imtiyazları arttırılırken ne vatan ne de millet gözetildi.”
Hala yürürlükte olan yasa için Bankoğlu, “1924’te yabancıyı kovup bakır, petrol, demir, bor, kömür çıkartmaya başlayan Türkiye Cumhuriyeti ile 2020’deki Türkiye Cumhuriyeti’nin olaya bakışı arasındaki uçurum ortadadır. Faizle, kapitalizmle mücadele ettiğinden bahseden, her fırsatta ‘yerli ve milli’ diyenlerin yeni Türkiye’sinde TTK, işlevsiz hâle getiriliyor. Türkiye’nin dört bir yanında, başta Kanadalılar olmak üzere ormanları kesip dağı taşı delik deşik ederek değerlerimizi sömürüyorlar. Bunun yolunu açan, yeterli denetim olmaksızın buna göz yuman kim? Tabii ki AKP" dedi.
Madencilerin çalıştığı ağır koşullarda, emeklerinin karşılığını alamamalarını "fırsatçılık" ve "vicdansızlık" olarak değerlendiren Bankoğlu, şunları kaydetti:
"Amasra'daki ocaklarda çalışan bine yakın emekçi hemşehrim, süreç içerisinde işsiz bırakılmıştır. Ülke tarihinin en büyük buhranını yaşanırken bölgemizin en önemli geçim kapılarından olan kömür ocaklarının, düzgün biçimde çalıştırılmamasına AKP, sinema seyircisi gibi bakmaktadır. Yıllardır mücadele veren madencilerimize, iş bilmez bir şirket üzerinden her defasında hayal tacirliği yapılmaktadır.
CHP olarak en büyük hedefimiz, başta asgari ücret tutarının artırılması olmak üzere çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve güvenli hâle getirilmesidir. Madencilerin, alın terlerinin karşılığını almasını engelleyen bir diğer unsurun da taşeron sistemi olduğunu biliyoruz. Taşeronlaşma, her iş kolundaki çalışanlarımızı olduğu gibi madencilerimizi de daha az hak ve ücretle çalışmak zorunda bırakmaktadır. Bu karanlık günler bitecek ve CHP olarak madencilerimizi, ocaklarında aydınlığa kavuşturacağız.”