TÜRKİYE ARTIK SANAYİDE ELEKTRİK AKIMINA KAPILIP ÖLEN ÇOCUKLARIN ÜLKESİ
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2025
bütçesi üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada çocuk işçiliği ve
çocuk iş cinayetlerini anlattı.
ÇOCUKLAR DEVLET KONTROLÜNDE MESEMLERDE ÖLDÜRÜLÜYOR
Bankoğlu konuşmasında şunları söyledi:
Sayın Bakan çocuklar ölüyor. Kimi mevsimlik işlerde, kimi gecekondudan bozma evlerde, kimi
istismar sonucu işlenen cinayetlerde… Kimi de devletin kontrolünde eğitim merkezlerinde!
MESEM yani Mesleki Eğitim Merkezleri, hükümetinizin Türkiye’yi ucuz işgücü haline getirme
politikasının bir parçası olarak kuruldu ve yaygınlaştırıldı. Bugün 2 milyona yakın çocuk,
eğitimden koparılmış vaziyette, yoksulluk ve hayat pahalılığı gibi gerekçelerle bu merkezlerde
çalıştırılıyor. Mesleki Eğitim Kanunu 41. Madde; mesleki eğitim yapılan merkezlerin “iş
ortamı, sosyal güvenlik, iş güvenliği ve sağlık şartları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca
denetlenir, demektedir” Ama son yıllarda yaşanan “çocuk iş cinayetleri” nedeniyle buraların
denetlenmediği, çocukların üstelik 12 saatten uzun süre, güvensiz iş ortamlarında güvencesiz
çalıştırıldığını görüyoruz.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ DEVLET ELİYLE MEŞRULAŞTIRILMIŞTIR
Çocukların şantiyelerde, sanayide, inşaatta çalıştırıldığını, 8-9 yaşında iş hayatına girdiğini
görüyoruz. Çocuk iş cinayeti kavramını ilk kez sizin döneminizde konuşur olduk. Peki,
denetlemekle görevli Bakanlığınız somut ne yapıyor? Bakın, açık ve net söyleyelim: Hiçbir
şey. 2017-2023 yılları için Çocuk İşçilikle Mücadele Programı açıklanmıştı. Yine Bakanlığınızın
2024-2028 Strateji Plan ve Faaliyet Raporunda çocuk işçilikle mücadeleye ilişkin birtakım
önlemler yapıldığı yazıyor. Peki sonucunda bir gelişme var mı, yok. Bugün bir araya
gelmemesi gereken iki kelime “çocuk ve işçilik” resmen devlet eliyle meşrulaştırılmıştır. Son
bir yılda 0-14 yaş arası en az 22 çocuk, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 15-17 yaş arasında
yine en az 44 çocuğun bu sözde eğitim merkezlerinde, eğitim kamplarında öldürüldüğünü
İSİG raporlarında görüyoruz.
EN DÜŞÜK ÜCRETE EN UZUN SAATLER ÇALIŞAN İŞÇİLER BİZDE
MESEM’ler, sadece yetişkinleri değil çocukları da ucuz iş gücü olarak gören bir iktidarın, bir
kirli koalisyonun ölüm merkezleridir, çocuk işçiliğin yasal kılıfıdır! Avrupa’ya, dünyaya “en
ucuz ve en masrafsız işçi bizde” diye tüm işçilerin haklarını bir bir tırpanladınız; en düşük
ücrete en uzun saatler çalışan işçiler bizde. İşçiler yetmedi, bir de çocuklarımızın şantiye
köşelerinde, en ağır işlerde, en uzun saatlerde çalıştırılmasına göz yumuyorsunuz. Bu paralar
da işçinin maaşından Fon’dan yandaşa, iş güvenliğini yok sayan patronlara aktarılıyor. Son üç
yılda MESEM programlarına aktarılan kamu kaynağı 15 milyar liraya yaklaştı.
SİZ ÇOCUĞUNUZU BÖYLE EĞİTİR MİSİNİZ SAYIN BAKAN?
Türkiye’de 2013-2023 yılları arasında 671 çocuk işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu
ölümler 2024’te de artarak devam ediyor. Kanun’da açıkça yazıyor: Öğrenciler tehlikeli, ağır
işlerde çalıştırılamaz. Peki bu ölümler nedir Sayın Bakan? 16 yaşında Eren, sondaj çalışması
yapılırken elektrik akımına kapılarak öldü. 17 yaşında Ulaş, elektrik direğinden arıtma
havuzuna düşerek öldü. 14 yaşında Arda, sac büküm makinasına sıkışarak feci şekilde öldü.
Ölümler bir yana yaralanmalar, uzuv kayıplarıyla sonuçlanıyor. Bu çocukların hayatı kararıyor.
Beyzanur’un, aracın yakıt deposunun şamandırasını değiştirirken meydana gelen patlamada
vücudunun yüzde 80’i yanıyor. Siz çocuğunuzu yakıt deposunun şamandırasını değiştirerek
eğitir misiniz Sayın Bakan? Bu nasıl eğitim, bu neyin eğitimi Sayın Bakan?
TÜRKİYE ARTIK SUNTALARIN ARASINDA KALIP ÖLEN ÇOCUKLARIN ÜLKESİ
Çocuk işçiliğinin temel nedenlerini kendi raporunuzda zaten açıklamışsınız: “İşverenlerin
talebi, aile bireylerinin işsizliği, eğitim hizmetinden faydalananama, yoksulluk…” Bunu ben
değil, sizin raporunuz söylüyor! Bu sorunlara çözümü geçtim, çocukların işçileştirilmesine,
öldürülmesine göz yumuyorsunuz. Önceki gece annesi hurdacılık yaptığı için evde boğularak
hayatlarını kaybetmemiş olsalardı Nefes, Peri ve Işık’a vaat edeceğiniz, bekleyen gelecek
farklı mıydı? Türkiye sayenizde artık hurda toplamaya giderken 5 çocuğu boğularak ölen
annelerin, çocuğu şantiyelerde suntaların arasında kalıp ölenlerin, sanayide elektrik akımına
kapılanların, inşaatlarda üzerine beton blok düşenlerin, geleceği kararanların ülkesi.
NORMALLEŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞINIZ HİÇBİR KÖTÜLÜĞÜ KABUL ETMİYORUZ
Çocuk yoksulluğunda AB'de birinci, OECD'de ikinci sıradayız. 15-17 yaş grubunun işgücüne
katılım oranı yüzde 16'dan yüzde 22'ye çıktı. Buna karşı 2025 bütçesinde “çocukların
korunması programına” niye 1000 TL ayırdınız, bunları açıklayın. Çocukların yeri okuldur,
oyundur; mesleki eğitimse bunun koşulları şartları bellidir. Çocukları bu ölüm kamplarına terk
edemezsiniz. Bu milleti ne çocuk cinayetlerine, ne çocukların aç yatmasına, ne eğitimden
mahrum çocuklara, ne de çocuk işçilere alıştıramayacaksınız. Normalleştirmeye çalıştığınız
hiçbir kötülüğü hiçbir felaketi kabul etmiyoruz.