Yerel yönetimlerde bir paralel yapı var
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Veli Ağbaba, şunları söyledi:
“Sözlerime bizleri görevlendirip Van’da çalışma yapmamızı isteyen Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını ileterek başlıyorum. Van Türkiye’nin dışa açılan kapılarından birisi. Van’daki ve diğer illerimizdeki sınır kapıları kapalı. Hem ticaret odamızın hem meslek örgütlerinin hem de Van halkının ortak talebi, pandemiyle beraber milli gelirin önemli bir kısmını kaybetmiş durumda olan Van’da ekonomik kayıpların telafi edilmesi. 2018 yılının Ağustos ayında başlayan ekonomik kriz tüm Türkiye de olduğu gibi Van’ı da olumsuz etkilemiş durumda. Türkiye’de iki şekilde bir yönetim var, birincisi seçilmiş belediye başkanlarıyla yönetilen bir Türkiye, bir de seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyumların atandığı bir Türkiye. Aslında yerel yönetimlerde bir paralel yapı var. Van halkı hangi siyasi partiye oy verirse versin o iradeye saygılı olduğumuzu açıkça belirtmek istiyoruz. Van’ın iradesine saygılıyız.”
Demokrasi ekonominin de yoksulluğun da çözümüdür
“Yaşlı bir amcayla çay ocağında otururken “biz Kürt’üz ama terörist değiliz” dedi. Kürt’leri terörist olarak görenleri kınıyoruz. Bir siyasi partiye oy veren insanların tamamı terörist olarak kabul edilemez. Bunu reddediyoruz. Lafa gelince kardeşiz ama insanlığın iradesini uygulamaya gelince kardeşlik bitiyor. Demokrasi Doğu’da yaşayan için de Batı’da yaşayan için de hava kadar su kadar önemlidir. Demokrasi ekonominin de yoksulluğun da çözümüdür. Türkiye’nin yaşamış olduğu sorunların temel kaynağı 24 Haziran 2018’de geçilen yeni sistemdir. Tek adamın getirmiş olduğu bedeli hepimiz ödüyoruz. Dolara, enflasyona, işsizliğe bakın göreceksiniz. 17 milyon insanımız sosyal yardımlarla yaşamını sürdürüyor. Çiftçilerin hacizli borcu 132 milyar. 2 milyon 600 bin emekli, dul ve yetimimiz aylık 763 TL’nin altında parayla geçiniyor. Günlük 47 liraya mahkûm edilmiş 2 buçuk milyon çalışanımız var. Maaşının 122 gününü vergiye ödeyen asgari ücretlimiz var. Türkiye sanayisi çökmüş, esnaf perişan. Geçtiğimiz yıldan günümüze kadar 122 bin esnafımız kepenk kapatmış.”
FETÖ’den üç vakte kadar özür dilerlerse de şaşırmayız
“Türkiye’nin bütün komşularıyla ilişkisi kötü durumda. Muhalefet olarak bizler önerilerimizi sıralıyoruz. Ekonomik krizle ilgili, esnaflarımızla ilgili paketlerimizi açıkladık. Bizleri dinlemiyorlar. Seçilmişlerin değil atanmışların yönettiği bir ülkeyle karşı karşıyayız. Muhalefeti dinlememenin bir bedeli var. Cuma namazı çıkışı Erdoğan, dün Hulusi Akar ve Mevlüt Çavuşoğlu Mısır’la diplomatik ilişki kurduklarını açıkladılar. Mısır’da 2013 yılında darbe olduğunda Genel Başkanımız uyarmıştı: “Mursi devrilip Sisi geldiği zaman darbeyi kınayalım ama Mısır’ı tamamen yok sayma, ilişkileri kesme” dedi. İki milletvekilimizi Mısır’la ilişki kurmak için görevlendirdi. Bize Sisi’ci dediler. Türkiye Mısır’la ilişkisini kopardığı için büyük bedel ödedi. Doğu Akdeniz’de Türkiye yalnız başına kaldı. Şimdi iş işten geçti, Sisi’yle iş birliği yapmak istiyorlar. Yeri gelmişken Erdoğan’ın İstanbul seçimleri öncesi “tercihiniz ya Sisi ya Binali Yıldırım” dediğini hatırlatalım. Sisi’yle barışmaya çalışıyor, Putin’den özür diledi. Yakında Esad’a heyet gönderip Esed, “Esad kardeşim” olursa şaşırmayın. Hatta 15 Temmuz’u yapan FETÖ’den üç vakte kadar özür dilerse de şaşırmayız.”
Tasarruf diyenler tasarrufa Saray’dan başlayacak!
“Bir ekonomik paket açıkladılar, içi bomboş. Sanki geçen hafta Pazar günü seçim olmuş yeni bir iktidar gelmiş, o iktidar paket açıklıyor. Sanki 19 yıldır ülkeyi bunlar yönetmemiş gibi yeni paket açıklıyorlar. Bu paketin güvenirliği yok, kimse inanmıyor. İnsan hakları eylem planı açıkladılar. Ardından 13 kadını slogan attıkları için gözaltına aldılar. Hiçbir şeylerine güven yok. Esnafa günlük 33 TL vererek ayakta tutamazsınız. 2 milyon 200 bin esnaftan basit usuldeki 800 bininden vergi almayacağız diyorlar. Onunda şartı var. Kirası Büyükşehirlerde bin liranın altında olması gerekiyor. Üstelik de vergiyi 2022’de ödemeyecekler. 2020-2021’de İflas eden esnaf sayısı 122 bin 170, KOBİ’lerin (küçük ve orta boy işletmelerin) borcu 853 milyar, Çiftçilerin toplam borcu 132 milyar, vatandaşların bankalara olan borcu 844,2 milyar. Türkiye’de toplam borçlu vatandaş sayısı 34 milyon, Gerçek işsizlik 11,2 milyon, Pandemide gelir kaybına uğrayan çalışan sayısı 7,2 milyon, Günlük 47 TL ile geçinen kişi sayısı 2,5 milyon. 2021 Mart ayından sonra işsizlikle karşı karşıya kalan çalışan sayısı 1,3 milyon, Açlık sınırı 2 bin 700 TL, Yüksek faizde Dünya 10.su, Avrupa’da 1.yiz. Tek adam sisteminin Türkiye’yi getirdiği nokta bu. Tedbir olarak da tasarrufu söylüyorlar. Tasarrufa nasıl gideceksin. Van’lı esnaf mı tasarruf etsin, Anadolu’daki fakir fukara mı tasarruf yapsın. Tasarrufu en çok harcayanlar yapacak yani saray yapacak. Örneğin hemen yanı başımızdaki Ahlat’taki sarayı yapmaktan vazgeçecek. Marmaris’teki saraya para harcamayacak. Almanya’nın ekonomik büyüklüğü bizim beş katımız, nüfusu bizimle aynı. Almanya’daki makam aracı sayısı 9 bin, bizdeki 125 bin. Buradan çağrı yapıyoruz. Makam araçlarınızdan inin, kiralamaktan vazgeçin. Devletin tüm kurumları eski milletvekilleriyle dolu. Tarım Kredi Kooperatifi’nin başında ve iştiraklerinde ne kadar insan varsa hepsi eski milletvekili. Saray danışmanlarının, kamu bankalarının hepsi ya milletvekili ya da eski bakan. Türkiye çiftlik bank gibi yönetiliyor.”