"Dün, Ziraat Bankası, Türkiye Petrolleri, PTT, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Türksat, Türk Telekom'un Hazine hisseleri, ETİ Maden, Çaykur adı Varlık Fonu olan, kendisi bir saray ipotek fonu olan paralel hazineye aktarılmış oldu" ifadesini kullanan Böke, zaten zor durumda olan Türkiye ekonomisinin bir felakete sürüklendiğini söyledi.
Bir fonun varlık fonu olabilmesi için bir varlığa dayanması gerektiğini, Türkiye'nin ise petrolünün, emtiyasının, yüksek gelirinin ve tasarrufunun bulunmadığına dikkati çeken Böke, "Dolayısıyla Türkiye'de bir varlık fonu oluşturulabilecek bir varlık yok. Türkiye borçlu" değerlendirmesinde bulundu.
Böke, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu koşullarda kurulan bir fon ancak şunu yapabilir: Kamu kurumlarını kendine alır, ipotek eder, teminat gösterir ve bu ipotek ettiği kamu kurumları üzerinden borçlanır. Yani kurulan fon, bir kaynağı, yatırıma dönüştürme fonu değildir. Kurulan fon, kendi üzerine aldığı kamu kaynaklarını ipotek ederek, yani bizim geleceğimizi ipotek ederek, yeniden borçlanma mekanizmasıdır. Bu bir borçlanma fonudur, bir varlık fonu değildir. Daha da acısı ülkenin kurumlarını, devletini, 80 milyonun ortak kaynağını ipotek ettirir ve ne için kullanacağını dahi söylemez. Bir yeniden bir borçlanma mekanizması kurar. Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Babadan kalma evi ipotek ettirip hayali yatırımlarla batıran bir evlat gibi Cumhuriyetin emek emek, yıllarca, herkesi dahil ederek inşa etmiş olduğu, halkın mallarını ipotek edip yandaşlara, batık projelere ve geleceği olmayan yerlere harcayıp kaynağı tüketmek demek. Kısacası adına Varlık Fonu denen bu şey, esasında kanunla kurulmuş bir aile şirketi. Başına getirilmiş olan yönetimden bu aile şirketinin, bir saray şirketi olduğunu da çok açık bir biçimde görüyoruz. Halkın malı, ülkenin geliri bütçeden çıkartılıyor ve sarayın şirketine devrediliyor. Yiye yiye, sata sata beş kuruş bırakmayıp, en sonunda evi ipotek ettirip, hanımın bileziklerini bozduranın başına ne gelirse bugün Türkiye'nin altın bileziklerini bozduranlar, Türkiye'nin başına aynı derdi sarmaktalar. Başımıza ne geleceğini çok iyi biliyoruz."
Fona devredilen kurumların 2016 yılında Türkiye bütçesine yaptığı katkının 5 milyar lira olduğunu anımsatan Böke, "Bugün bütçeden eksilen bu 5 milyar liranın yerine yeni vergi mi koyacaksınız, cezaları, harçları mı artıracaksınız, otoyollara yine zam mı yapacaksınız? Sağlık katkı paylarını yine artıracak mısınız? Eğer vergiyi arttırmayacaksanız, yeni zamlarla yeni gelir kapıları açmayacaksanız, o zaman bütçeyi açığa ve ekonomiyi bir çöküşe mi sürükleyeceksiniz?" sorularını yöneltti.
Türkiye Varlık Fonunun denetimine de değinen Böke, "Bu fon sadece Sayıştay denetiminden muaf değil. Bu fon, kamu ihalesinden de muaf, sermaye piyasalarının kontrolünden de muaf, devlet memurları mevzuatına da tabi değil. Bu fon tamamen keyfi yönetilecek bir fon. Yönetimin başına da sarayın danışmanı getirilmiş" diye konuştu.
"Vatandaşın cebinden elinizi çekin"
Bu fona Savunma Sanayi Destekleme Fonu'ndan da 3 milyar lira aktarıldığını kaydeden Böke, "Bugün sınır ötesinde canı pahasına bizlerin güvenliğini sağlamak, bu ülkeyi savunmak için can derdinde olan Mehmetçiklerimiz var. Savunma sanayisinin bir parçası olan Mehmetçiklerimiz var. Onları daha iyi korumak için 3 milyar lirayı kullanmak yerine, savunma sanayisinden bu 3 milyar lirayı alıp adı Varlık Fonu olan bu ipotek fonuna aktaranlar, sadece mali bir ipotek koymuyor, bugün çocuklarımızın canına da açık bir ipotek koymuş oluyor" diye konuştu.
Bu fona ileride başka fonların da aktarılması ihtimalinin olabileceğini savunan Böke, "Elinizi 6,5 milyonun işsizliğine son vermek için kullanılması gereken İşsizlik Fonuna sakın ha uzatmaya kalkmayın. Elinizi 6 milyon asgari ücretlinin zar zor mecburen biriktiriyor olduğu BES'e sakın ha uzatmaya siz kalkışmayın. Vatandaşın cebinden elinizi çekin" dedi.
Fona devredilen kurumların cumhuriyetin eserleri ve Türkiye'nin tarihi olduğunu dile getiren Böke, dün alınan kararın, ekonomide açık bir çaresizliğin tezahürü ve bir iflasın itirafı olduğunu savundu.
Türkiye Varlık Fonunun kurulmasına ilişkin yasayı, Anayasa Mahkemesi'ne götürdüklerini anımsatan Böke, "AKP ne yaparsa yapsın, bu yandaş düzeni derinleştirmesine izin vermeyeceğiz. Bu yandaş düzen, bu tip yamalarla kurtarılabilecek bir yerde değil artık. Türkiye hep beraber bu düzene ve bu düzeni derinleştirmek için bize dayatılmış olan rejim değişikliğine 'Hayır' diyecek. Bu düzen yıkılacak, yerine halkın düzeni kurulacak" ifadesini kullandı.