CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, parti Genel Merkezi’nde Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine ilişkin açıklama yaptı. Gökçe Gökçen, şunları söyledi:
CUMHURBAŞKANLIĞI BİR ÜNİVERSİTENİN ÖGRENCİ KULÜBÜ İLE UĞRAŞIYOR: Öğrencilerin demokratik taleplerine destek verdik. Öğrencilerin hukuki süreçlerini yakından takip ettik. İş nasıl bu noktaya geldi? 2 Ocak’ta karar yayımlandı. AKP Genel Başkanı tarafından AKP milletvekili aday adayı sıfatı taşıyan Melih Bulu, rektör olarak atandı. 4 Ocak günü öğrenciler ve hocalar anayasal haklarını kullandılar. ‘Atanmış rektör istemiyoruz’, ‘rektörlük seçimleri yeniden gelsin’, ‘Türkiye bilimle anılsın’ demişler. 15 Temmuz’u fırsat bilenler tarafından 20 Temmuz sivil darbesiyle rektörlük seçimleri nasıl kaldırıldı hepsini tek tek anlatmıştık. İçişleri Bakanı, ‘Dört LGBT sapkını gözaltına alındı’ dedi, açık açık insanları cinsel yönelimleri nedeniyle hedef gösterdi. Sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, çarpıtmalara yer verdiği bir tweet paylaştı, resmi belgeye yer verdi, ‘LGBT çalışmaları aday kulübünün adaylık statüsünün 2 Şubat itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.’ Cumhurbaşkanlığı, işi gücü bırakmış bir üniversitenin öğrenci kulübü ile uğraşıyor. Tartışma konusu olan sergiyi LGBTİ kulübünün düzenlemediği ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı sıfatı taşıyan o kişi, öğrencileri teröristlikle suçladı. Tutuklanan öğrenciler dahil bir tek öğrenci bile terör örgütü üyeliğinden sorgulanmadı bile. 159 öğrenci gözaltına alındı, gelen öğrencilerin hepsi ters kelepçe nedeniyle bilekleri mosmor olmuştu. İki öğrenci tutuklandı, 8 öğrenci ‘arkadaşlarımız serbest bırakılsın’ dediler diye tutuklandılar. Öğrenci Beyza Buldağ, Boğaziçi Dayanışma twitter hesabıyla telefonunun son iki hanesi tutuyor diye tutuklandı. Boğaziçi öğrencilerine destek veren liselerde, özellikle proje okullarda yönetimler öğrencileri tek tek arayarak disiplin cezalarıyla tehdit etti. Son olarak bu sabah 5 kişi daha İstanbul’da gözaltına alındı.
SARAYA GÖRE HERKES TERÖRİST: Bu iktidara göre, saraya göre herkes terörist. Kim terörist değil kim? Sayalım. SMA hastalarının aileleri terörist, TEKEL işçileri terörist, haklarını arayan işçiler terörist, ‘yaşamak istiyoruz’ diyen kadınlar terörist, ‘gaziler için toplanan paralar nerede’ diye soran gazi yakınları terörist, barış isteyen akademisyenler terörist… Şimdi de bu ülkenin gençleri terörist. Kim terörist değil, kim?
KENDİ KENDİLERİNİ REZİL EDİYORLAR: Tüm bunlar olurken propaganda faaliyetlerine Emniyet Genel Müdürlüğü de dahil oldu. Sanki vatandaşın değil iktidarın polisi. Bir video paylaştılar, polis yok efendim ‘aşağı bak’ değil de ‘aşağıdan’ diyormuş. Kendi paylaştıkları videoda bile görülüyor ki kendi halinde yürüyen, o sırada eylem bile yapmayan üniversite öğrencilerine polis müdahale ediyor. Kendi kendilerini rezil ediyorlar.
İŞİN ASLI BU: Emniyet Genel Müdürlüğü başka bir propaganda faaliyeti daha yaptı. Yazmışlar ki, ‘işin aslı…’ İşin aslını söyleyelim: İşin aslı bu: Hedef gösterdiğiniz tüm LGBTİ+lar bugün canlarının derdinde, ‘Hande Kader gibi öldürülecek miyiz’ diye kaygı içinde. Bimeks’de çalışan kadın işçi, ‘48 yaşındayım, kimse işe almıyor, buraya gençliğimi verdim. Hiç oturmadan çalıştım, dizlerim tutmuyor, sabah simit satıyorum fabrika önünde 20 lira, 25 lira kazanayım diye, beni sömürdüler.’ Cumartesi annelerinin 700. buluşmasında gözaltına alınan ve yine terörist ilan edilen 82 yaşındaki Emine Ocak’a yapılan bu muamele. İhmallerinizle ölümüne sebep olduğunuz ve hep 9 yaşında kalacak olan ve utanmadan tren cinayetinin sorumlularını değil de annesini yargıladığınız Oğuz Arda Sel. Dövülerek öldürülen hep 19 yaşında kalan Ali İsmail Korkmaz. Kaybettiğimiz 301 Somalı madenci. Dosyasını kapattığınız Rabia Naz Vatan. Yine dosyasını kapattırdığınız AKP milletvekilinin evinde ölü bulunan Nadira Kadirova. Üniversiteye taktığınız kelepçe. Bütün kadın cinayetlerinde gördüğümüz mesele, kadına şiddete başvuranlara karşı uygulamayı sürekli olarak reddettiğiniz, ama bu ülkenin gençlerine layık gördüğünüz elektronik kelepçe. ‘Öldürülecekler listesi yapıyoruz’ diyenler serbestken öğrencilerin hapsedildiği bu karanlık.
HEDEF GÖSTEREMEZSİN, RENKLERİ YASAKLAYAMAZSIN: İlk gün söyledik bugün de söylüyoruz: Hedef gösteremezsin. Kimlikler üzerinden nefret söyleminde bulunamazsın. Kamu kurumlarının ağzından halkın bir bölümünü marjinal ilan edemezsin. Renkleri yasaklayamazsın. Öğrencileri öyle kafana göre terörist falan ilan edemezsin. Anayasal hakkı, barışçıl gösteriyi öyle keyfine göre yasaklayamazsın. Mafya liderlerini arkana alarak ‘yüreğiniz yetiyorsa’ diye delikanlılık taslayamazsın. Dünyaca bilinen saygın hocalarımızı ‘birilerinin karısı’ diyerek aşağılayamazsın. Sözde dekanlarla bir gece vakti işi bitirir ertesi gün işimize bakarız diye tehditler savuramazsın.
MELİH BULU İSTİFA ETSİN: Buradan çağrımız, öğrencilerin demokratik çağrısıyla aynı: Boğaziçi kayyumu Melih Bulu istifa etsin. Üniversitelerde seçimler geri getirilsin, üniversitenin hocaları, öğrencileri ve çalışanları seçimlerde oy kullansın. Hukuki olmayan gerekçelerle tutuklanan 10 genç serbest bırakılsın. Elektronik kelepçeler öğrencilere değil, kadına şiddet gösterenlere uygulansın. Ev hapsine çarptırılan öğrenciler başta olmak üzere tüm adli kontrol tedbirleri kaldırılsın, tüm gözaltılar serbest bırakılsın. Kapatılan öğrenci kulübü yeniden açılsın. İktidardan gençlere tüm baskı, nefret, şiddet ve hedef göstermeye bir an önce son verilsin.
BU MEMLEKET BİZİM: Buradan öğrenci ve genç arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum. Bir video yayınladılar. Diyorlar ki ‘artık ülkemde dinlenmediğimi ve istenmediğimi düşünüyorum, ülkem adına çok üzgünüm.’ Hem kendini disiplin tehdidi altında hisseden liseli kardeşlerim hem de Boğaziçi’li ya da Boğaziçi dışından genç arkadaşlarım, unutmayın, bu memleket bizim. Bizi hedef gösterenlerin değil, bizim.”
Gökçen, basın mensuplarından gelen soruları da yanıtladı. “Bu süreçte CHP hukuki olarak ne yapıyor” sorusuna Gökçe Gökçen, “İstanbul’da İl Hukuk Komisyonu’muz avukatları hem ifade süreçlerinde hem öğrencilerin istediği sürece her türlü desteği sürdüreceğiz. Arkadaşlarımız tam hukuki desteği veriyorlar” dedi.
“Boğaziçi eylemlerinin devam etmesini istiyor musunuz” sorusuna Gökçe Gökçen, “Ben Boğaziçi eylemlerini Gezi’ye benzetmedim, süreceğini de söylemedim. Sürüp sürmeyeceğine oradaki öğrenci ve hocalar karar verir. ‘Türkiye’nin demokratik hak arayışları devam edecek’ demiştim. ‘Gezi de barışçıl gösterileri gördüğümüz yerlerden biriydi’ demiştim” yanıtını verdi.
BÜTÜN ÖRGÜTLERE SAYGISIZLIK
“Muharrem İnce’nin istifasına ilişkin görüşleriniz nedir?” sorusuna da Gökçe Gökçen, “Herkesin demokratik hakkı var. İstediği partide siyaset yapma konusunda. CHP, Türkiye’nin kurucu partisidir, bir dilekçe ile kurulan bir parti değildir. Savaş meydanlarında kurulmuş büyük bir partidir, büyük bir örgüttür. Söylenen şeylerin sadece CHP yönetimine değil aynı zamanda bütün örgütlerine de saygısızlık olduğunu düşünüyorum” diye yanıtladı.