Aygun, hükümetin “Kuyum Ticareti Hakkında Yönetmelik Taslağı” ile ilgili olarak Tekirdağ’da kuyumcuları gezerek bu konuda ne düşündüklerini sordu, tepkilerini aldı. Daha sonra izlenimlerini yazılı açıklama ile değerlendiren Özcan Aygun, “Kuyumculara kamu sermayeli bankalarda yarım kilo altını (209 bin 500 lira) teminat olarak yatırma zorunluğu getiriyor. Kuyumcuların hepsinin kazancı aynı değil ki tüm kuyumculara aynı zorunluluğu getiriyorsun. Esnafı gezerken kuyumcular bu taslaktan veryansın etti.” dedi.
“OSMANLI’DAKİ SALMA VERGİSİ GİBİ”
Aygun, Ticaret Bakanlığı’nın Kuyum Ticareti Hakkında Yönetmelik Taslağı hazırlayarak, görüşlerini almak üzere Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ile TOBB’a gönderdiğini aktardı. Yönetmeliğe göre kuyum ticareti için yetki belgesi alma zorunluluğu getirilirken, kuyumcuların en az lise mezunu olması zorunluluğu konulduğunu belirten Aygun, en kritik maddeyi ise şöyle ifade etti:
“İktidar kaynak arayışı için Osmanlı’daki salma vergisi gibi halkın, esnafın üzerine çökmeye başladı. Yönetmenlik Taslağı’nın 11. maddesine göre yetki belgesi almak için 500 gram altının kamu sermayeli bankalar veya kamu sermayeli katılım bankalarında kuyum işletmesi adına açılan hesaba yatırılması gerekiyor. Bu teminat tutarı, katılım fonu ya da mevduat hesaplarında bloke olarak izleniyor. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden kuyumcuların yetki belgesi iptal edildikten sonra bu yatırılan teminatın da Hazine’ye gelir kaydedilmesi öngörülüyor. Şu anda altının gramı 419 lira. Tüm kuyumcuların aynı oranda sermayesi yok, kazançları aynı değil. Tüm kuyumculardan 209 bin 500 lira teminat istenmesi çok insafsız ve adaletsiz bir uygulama!”
“KUYUMCULAR TEDİRGİN!”
Geçen hafta sonu Tekirdağ Süleymanpaşa’da kuyumcuları gezdiğini, kuyumcuların bu yönetmelik taslağı nedeniyle çok tedirgin ve tepkili olduğunu belirten Aygun’un açıklaması şöyle:
“Taslak, kuyumcu meslek odalarının görüşleri alınmadan hazırlanmış. Kuyumcu dükkanı için en az 20 metrekare kuralı getiriliyor. Hali hazırda kuyumcuların hepsi lise mezunu değil. Usta-çırak ilişkisi içinde yetişmiş kuyumcuların birikimi yok sayılıyor. Ayrıca 500 gram altın teminatı çok yüksek bulunmaktadır. Örneğin İstanbul Kuyumcular Odası, 500 değil 200 gram altının nakde dönüştürülebildiği yazılı teminat gibi bir modelden yanadır. Bunun da vergi, resim, harç ve yükümlülüklerinin ilgililer tarafından karşılanmasını istiyorlar. İktidarın hazırladığı yönetmelikte kuyum ticareti yapan kişilerin döviz alım ve satımına aracılık etmesi yasaklanmaktadır. Ancak kuyumcular odaları, mesleki ve ticari faaliyet sınırları içinde alım satıma konu olan ürün bedellerinin tamamen ve/veya kısmen tüketici tarafından döviz olarak ödemesi dışında döviz alım satımının yasaklanmasından yanadır. Yine yönetmelikte tüm kuyumculardan müşterinin kimlik tespitinin yapılmasının istenmesi de meslek odalarınca kabul edilmemektedir. Kara paranın aklanması ve terörün finansmanına konu olacak boyutta iş hacmine sahip olmayan esnafın tedirgin olduğu belirtilmektedir. Özetle bu yönetmelik esnafımızı tedirgin etmiş, günlerdir uykusuz kalmasına yol açmıştır. Meslek odalarını yok sayan bu yönetmelik gözden geçirilmelidir!”
“İKTİDAR, ESNAFIN ÜZERİNE ÇÖKÜYOR”
OECD bünyesinde kurulan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun (FATF) Türkiye değerlendirmesinde kuyumculuk sektörünün kayıt altına alınmasının istendiğini, aksi halde gri liste yaptırımı tehdidi olduğunu anımsatan Aygun, eleştirilerini şöyle sıraladı:
“Elbette kuyumculuk sektöründe vatandaşımızı mağdur eden uygulamalar var. Bunların giderilmesi ve sahteciliklerin önlenmesi gerekiyor. Ancak iktidar bunu gerekçe göstererek, esnafın üzerine çöküyor. Kuyum ticareti konusunda ülkemizde bir yasal boşluk olduğu gerçektir. Ancak meslek odaları ve esnafımız yok sayılarak, onların pandemi sonrası yaşadığı sıkıntılar dikkate alınmaksızın böyle bir düzenleme yapılması da doğru değildir.”