Sayın başkan, değerli milletvekilleri, ülkemizin güzide
insanları ve değerli Edirneli hemşerilerim; Genel Kurul’u saygıyla
selamlıyorum.
Halkımızın düzgün beslenebilmesi; eşiyle, dostuyla, ailesiyle,
çocuklarıyla dışarıda keyifli vakit geçirebilmesi için mi? Hayır!
Peki iktidarınız ne için garantici? Biraz sayalım:
Halkımızın vergilerini kullandığınız projeleri yaptırdığınız
yandaşlar için garanticisiniz.
Paradan para kazanan eşiniz, dostunuz için garanticisiniz.
Siz, cebiniz için garanticisiniz, başka bir şey için değil!
Değerli Milletvekilleri;
İktidarın ne derece garantici olduğunu göstermek için bazı
veriler paylaşmak istiyorum. Çünkü veriler yalan söylemez.
Sayıştay’ın geçtiğimiz aylarda yayınladığı Genel Uygunluk
Bildirimi Raporu’nda hazine garantili borçlara ilişkin önemli veriler
vardı.
Değerli milletvekilleri; 2023 yılında kur farkı hariç verilen
garanti tutarı 96 milyar lira!
Peki 2023 yılı içinde sağlanan garantili borçların toplam tutarı ne
kadar biliyor musunuz? Tam 348 milyar lira.
Eee aradaki fark ne?
Söylüyorum; kur farkı!
İktidarın öngörüsüz politikaları yüzünden Türk lirası değer
kaybederken, döviz de değer kazandı. Sonucu, halkın cebinden çıkan
251 milyar lira!
Halkımızın ne denli soyulduğunu anlatmak istiyorum.
2024 yılının yalnızca ilk 6 ayında, Yap-İşlet-Devret modeliyle
yapılan karayolu projeleri kapsamında tutmayan araç geçiş garantileri
yüzünden 36 milyar lira ödendi.
2025 bütçesinden yine aynı, yani Yap-İşlet-Devret modeliyle
yapılan ulaştırma ve sağlık projeleri için 202 milyar lira ayrıldı.
2017 yılından 2024 yılı sonuna kadar ballı müteahhitlere 187,5
milyar lira ödendi.
Aynı dönemde Avrasya Tüneli için 10 milyar lira, şehir
hastaneleri için de 186 milyar lira ödeme yapıldı.
2025 bütçesinin belki de en büyük kalemi, bu hazine ödemeleri.
İktidarın tek garanticiliği de bu değil!
Değerli Milletvekilleri;
Devletin iç ve dış borçları dolayısıyla 2025 yılındaki faiz yükü 2
trilyon liraya yaklaştı. Bu, 2024 yılına göre yüzde 50,3 artış demek.
Yani 2025 yılında, ayda ortalama 162,5 milyar lira; günde
ortalama 5,5 milyar lira, saatte ortalama 225 milyon lira, dakikada
ortalama 3,5 milyon lira, saniyede ortalama 62 bin lira ödeyeceğiz.
İşçiye, emekçiye, emekliye, öğrenciye vermediğiniz,
harcamadığınız para, gelecek yıl faize gidecek.
Faiz giderlerinin milli gelire oranı da yüzde 3,2 seviyesinde
olacak. Bu da son 12 yılın en yüksek oranı demek.
Bu iktidar, işte bu yüzden hem garantici hem faizci iktidardır.
Değerli Milletvekilleri;
Size bir şey anlatacağım ama fıkra değil!
Edirne’deki bir projeden bahsedeceğim.
İktidarın yıllardır “ha bitti ha bitecek” diye oyaladığı hızlı tren
projesi kapsamında bir viyadük inşa edildi. Bu viyadük öyle bir yerde
ki… Edirne’nin merkezindeki iki mahalleyi birbirine bağlıyor. Sosyal
medyada da gündem oldu, belki görmüşsünüzdür. Görmek isteyene…
Viyadükte 2 araç aynı anda, yan yana geçemiyor. Vatandaş
şikayet ediyor. Çözümü Edirne Valimiz Sayın Yunus Sezer buluyor.
Yolun iki kenarındaki yaya yollarından biri iptal ediliyor, yol
genişletme çalışmaları başlatılıyor.
Vali Bey doğru olanı yapmış, vatandaşın derdini çözmüş de…
Şimdi bu kamu zararı değil midir? Valiler, halka hizmet etmek için
sizin yanlışlarınızı düzeltmek görevlileri midir?
Bitmeyen projeler para yutuyor, biten projeler para yutuyor,
sizinki para yutma iktidarı olmuş!
Değerli Milletvekilleri;
Edirne, tarih kenti olmasının yanında tarımsal üretimle de ön
planda olan bir kent. Ne yazık ki iktidarın yanlış ekonomi ve tarım
politikaları, üreticilerimizi bitirdi, mahvetti.
Çiftçilerimiz artık üretimden vazgeçmek üzere.
Her fırsatta vurguluyoruz, milli gelirin en az yüzde 1’ini tarımsal
destek olarak vermek zorundasınız ancak vermiyorsunuz! Resmen
yasayı uygulamıyorsunuz.
Yaptığınız kelime oyunları ile güya destek veriyormuş gibi
yapıyorsunuz.
Bir haberden bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin küresel haber
ajansı olan Anadolu Ajansı yapmış haberi.
Haberde Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatına ilişkin veriler yer
alıyor. Şöyle diyor Anadolu Ajansı: “Hollanda’da çiftçiler kırsal
kalkınmadan sürdürülebilirliğe, teknolojiden araştırmaya kadar çeşitli
alanlarda destekleniyor.”
Ne kadar manidar değil mi Anadolu Ajansı’nın böyle haber
yapması?
Ne yazık ki Anadolu Ajansı bu haberi Türkiye için yapamaz.
Çünkü çiftçilerimiz yeterli destek almıyor. Bu yüzden Anadolu Ajansı,
Türk çiftçisini esnafını değil, Hollanda çiftçisini, Japon esnafını
haberleştiriyor.
Yine Anadolu Ajansı’nın haberinden okuyoruz; Hollanda’nın
tarım ürünleri ihracatı 2023’te tam 135 milyar Euro’yu bulmuş;
topraklarının yarısından fazlasını tarımda kullanıyorlarmış. Hollanda
dünyada yenilikçi yaklaşımlara öncülük ediyormuş!
Bu haberi, başta Tarım ve Orman Bakanımız olmak üzere tüm
yetkililere göndermek istiyorum. Belki bu haberi okuyup biraz
utanırlar.
Ülkemizin büyüklüğü, Hollanda’nın neredeyse 20 katı.
Hollanda’nın ihracatı da bizim 4 katımız.
Anadolu Ajansı, Hollanda’yı öve öve bitiremiyor ama mevcut
durumumuzla ilgili tek bir tespitte bulunamıyor.
Gerçekten içler acısı!
Değerli Milletvekilleri;
Son günlerde bir “silkeleme” söylemi aldı başını gidiyor.
Belediyelerimiz kıskaca alınmaya çalışılıyor. Güya belediyelerimiz
böylece hizmet edemeyecek ve seçimleri kaybedecek.
Bu düşüncenin arkasında 31 Mart yerel seçimleri yatıyor.
Milletimiz sizi öyle bir silkeledi ki hala kendinize gelemediniz.
Kendinizce çıkış yolu arıyorsunuz çünkü korkuyorsunuz.
“Ya CHP’li belediyeler hizmete devam ederse…”
Milletimizin sizi daha büyük silkelemesinden korkuyorsunuz.
Belediyelerin borcunun 4,5 milyar lirası, yalnızca 8 AKP’li
belediyeye ait. Ama dilinizde varsa yoksa CHP! Olacak iş mi? Sadece
CHP’li Belediyeler mi borçlu? Sizden aldığımız belediyelerin borçları
da cabası.
İktidar, biliyorsunuz, bu sene bir tasarruf genelgesi yayınladı.
Tasarruf adı altında belediyelerimizin çalışmalarını engellemeye
çalışıyorsunuz.
Edirne Belediyemiz, 28 Haziran’da Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’ne bir yazı
yazdı.
Kadın ve çocukların yararlanması için bir Etkinlik Merkezi
kiralamak istediğini söyledi. Edirne’nin en yoksul bölgelerinden
birinde bu kiralamayı yapmak istedi.
Bakanlığa “Bu tasarruf genelgesine uygun mu?” diye sordu.
Bakanlık 6 aydır yanıt vermedi. Sus pus oldu.
Ne hizmete izin veriyorsunuz ne yanıt veriyorsunuz.
Belediyeleri “tasarruf” adı altında çalışmayan bakanlıklar ne
yapmış?
Bakanlarımıza sordum, siz tasarruf yapıyor musunuz diye.
Gelen yanıtlar ibretlik.
Gelin birlikte bakalım.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı demiş ki tasarruf tedbirleri,
hizmetlerde daralma, proje durdurmak değildir. Ağzınızdan bal
damlıyor. Sonra ne demiş? Tasarruf kapsamında durdurulan çalışma,
proje yok!
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı; tasarruf tedbirleri kapsamında
durdurulan proje yok.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı; tasarruf tedbirleri kapsamında
durdurulan proje yok.
Millî Eğitim Bakanlığı; tasarruf tedbirleri öngörülmemekte.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; tasarruf yok
bile diyememiş, topu çeviriyor.
Sağ olsun bir tek Kültür ve Turizm Bakanlığımız tasarruf
yaptığını söylemiş. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan
Başkanlığı ve Kapadokya Alan Başkanlığı, bilişim projelerini
durdurduğunu söylemiş.
İşte belediyelerimizi hedef alan iktidarın tasarrufu bu!
“Sana tasarruf bana değil” iktidarı!