CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, orman yangınlarına ilişkin raporunu yayınladı. Yangının çıkış nedeni kadar müdahalede aksaklıkların da sonuçları ağırlaştırdığı vurgulayan Öztunç, "Bu nedenle, ormanlarda yıl boyunca yangın ihtimaline karşı önlemler alınması gerekmektedir. Aynı biçimde, orman yangınına müdahale ekip ve araçlarının her an yangın çıkabilecekmiş gibi hazır ve teyakkuz halinde olması gerekmektedir. Bu açıdan, THK’ya ait uçakların kullanılmaması, atıl bırakılması bir faciadır. Bu facia AKP’nin orman yangınını dahi özelleştirmesinden kaynaklanıyor. Bunda, Bakan Pakdemirli’nin ne tarım ne de orman konusunda hiçbir eğitim almamasının da bir etkisi var" değerlendirmesini yaptı.
CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, 27 Temmuz - 12 Ağustos 2021 tarihleri arasında Muğla ve Antalya başta olmak üzere Ege ve Akdeniz'de orman yangınlarının yaşandığı bölgelerdeki inceleme ve tespitlerini raporlaştırdı.
Öztunç, raporunda ihlallere dikkat çekerken orman yangınlarına ayrılan bütçe yetersizliği, müdahale eden personelin kadro sorunu yaşaması, orman yangınlarına karşı eğitim veren okulun kapatılması, personel alımında liyakate uyulmadığını belirtti.
Raporunda Anayasa'nın 169'uncu maddesini anımsatan Öztunç, "169. madde gereğince, 'Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.' Anayasa, orman yakma suçuna karşı yaptırımlarla ilgili bu hükmü düzenlemiş iken, dikkatsizlik gibi bir söylem, orman yangınlarının sebeplerini ve sorumlularını ortaya çıkarmamaya yönelik bir eğilime işaret etmektedir" dedi.
"ÖNGÖRÜLMEYE RAĞMEN TEDBİR ALINMADIYSA, KASIT VAR"
Öztunç; İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, "Hadisenin bu noktaya gelebileceği öngörüldüğü için Kemerköy Santrali kontrollü devre dışı bırakılmış, personel tahliyesi ivedilikle gerçekleştirilmiştir" açıklamasına yer vererek, "Öngörülmeye rağmen tedbir alınmadıysa, burada kasıt vardır" ifadelerini kullandı.
"ORMANSIZLAŞMANIN AKTÖRÜ OLAN AKP İKTİDAR, İKLİM SUÇU İŞLEMİŞTİR"
Raporunda, istatistiksel verilere de yer veren Öztunç, iklim krizinin bir nedeninin de ormansızlaşmak olduğuna dikkat çekerek, daha önceki yıllarda yanan ormanlık alanları şöyle paylaştı:
"Kuraklık, yangının bu derece kısa sürede bu kadar geniş alana tekabül etmesine neden olmuştur. 2020 yılında 20 bin 971 hektar ormanlık alan yanmıştır. (Tarım ve Orman Bakanı) Pakdemirli’nin tek kabahati bu değildir. 2019 yılında 16 bin 413 hektar; 2020 yılında 47 bin 1 hektarlık orman alanını maden ve enerji tesislerine verilmiş. Ormansızlaşmanın aktörü olan AKP İktidarı, iklim suçu işlemiştir.
Her kriz anında bu kurumları çalıştırmamaya, işlevsizleştirmeye çalışan AKP iktidarı yangını da fırsat bilip, yine CHP’li büyükşehir belediyelerine saldırmıştır. Turizm Teşvik Kanunu değişikliğinin bir derdi ormanları turizme açmak, diğer derdi CHP’li büyükşehir belediyelerin elindeki turistik alanları gasp edip kendi yandaş zenginlerine peşkeş çekmektir."
"HER YIL BİR ÖNCEKİNE GÖRE 2 KAT ARTTI"
Raporda Öztunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile orman yangınlarında artış yaşandığını ifade ederken, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Sadece 2020 yılında, 67 Bin 972 Hektarlık orman alanı, yangın ve orman izni (maden-enerji tesisleri için verilen izinler) nedeniyle yok edilmiştir. Yıllık Yanan ormanlık alanlar, 2018’de yanan alana göre, her yıl bir öncekine göre 2 kat artmıştır. Son 12 yıldaki yangın verilerin üzerinden üçe yıllık dönemlerin karşılaştırması yapıldığında; orman yangınlarının sayısı kayda değer olarak artmasa bile, yıllık yanan alan miktarının ve yangın başına düşen yanan alan miktarının olağanüstü şekilde arttığı görülmektedir."
"ERKEN MÜDAHALE VE MÜCADELEDE BAŞARISIZIZ"
Orman yangınlarda zarar gören alanları istatiksel olarak tablolaştıran Öztunç, "Sadece bu rakam ve oranlar analiz edildiğinde; son yıllarda yangın sayısı çok fazla artmamış olsa bile, yanan alan miktarının ciddi oranlarda artmış olmasının, yangına erken müdahalede ve yangınla mücadelede oldukça başarısız olduğumuzu görebiliriz" dedi.
"PAKDEMİRLİ'NİN NE TARIM NE DE ORMAN KONUSUNDA HİÇBİR EĞİTİM ALMAMASININ DA ETKİSİ VAR"
Yangınlara müdahalelerde ekipman ve kaynak sorunlarına da değinene Öztunç, şunları aktardı:
"Orman yangınlarının ve yerleşim yerlerinin birbirine yakın olduğu yerlerde, ormanları ayıran, orman içi erişim yollarının yeterli olmaması yangının etki alanının genişlemesine, hızlı biçimde kontrol altına alınmamasına neden olmaktadır.
Yangının çıkış nedeni kadar, çıkan yangına müdahaledeki aksaklıkların yangının sonuçlarını daha ağırlaşmasına yol açıyor. Her yıl bu mevsimlerde orman yangınlarının çıktığı bilinen bir gerçektir. Yani, bir sürpriz değildir. Bu nedenle, ormanlarda yıl boyunca yangın ihtimaline karşı önlemler alınması gerekmektedir. Aynı biçimde, orman yangınına müdahale ekip ve araçlarının her an yangın çıkabilecekmiş gibi hazır ve teyakkuz halinde olması gerekmektedir.
2020 yılında Orman Genel Müdürlüğü’ne ait 1 yönetim uçağı, 6 yönetim helikopteri ile kiralama ile hizmete alınan 2 amfibik uçak ve 27 yangın söndürme helikopteri görev yapmıştır. Bu açıdan, THK’ya ait uçakların kullanılmaması, atıl bırakılması bir faciadır. Bu facia AKP’nin orman yangınını dahi özelleştirmesinden kaynaklanıyor. Bunda, Bakan Pakdemirli’nin ne tarım ne de orman konusunda hiçbir eğitim almamasının da bir etkisi var."
"TOPLAM 229 SAAT 30 DAKİKA UÇUŞ GARANTİSİ”
Orman Genel Müdürlüğü'nün yangınlara müdahalede yapılan uçak ihalesine ilişkin, Öztunç; şu değerlendirmeyi yaptı:
"9 Mart’ta 5 adet yangın söndürme uçağı kiralamak için yeni bir ihale düzenlemiştir. Sadece 100 litre daha az su taşıyabildiği için Türk Hava Kurumu’nun katılamadığı ihalede kiralanacak uçaklara günlük bir buçuk saat uçuş garantisi verilmiştir. Orman Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı ihale dokümanında, uçakların 1 Haziran ile 31 Ekim 2021 tarihleri arasında kullanılmak üzere kiralanacağı ve her bir uçak için günlük 1 saat 30 dakikalık uçuş garantisi verildiği belirtilmiştir. Her bir uçak için kiralama süresini kapsayan 1 Haziran ile 31 Ekim 2021 (153 gün) tarihleri arasında da toplam 229 saat 30 dakikalık uçuş garantisi verildiği ifade edilmiştir."
"BÜTÜN ORMANLARIN GÖZETİMİ DEVLETE AİTTİR"
Yaşanan orman yangınlarında sorumlulara ilişkin ise Öztunç, raporunda şu açıklamayı yaptı:
"Belediye Kanunu’nda ise belediyelere orman yangını ile mücadele şeklinde bir zorunlu görev verilmiş değildir. Anayasamızda, ormanları korumak devlete bir yükümlülük olarak verilmiştir. ‘Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.’ Orman Kanunu’nun 69. maddesine göre, ‘Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.’"
"THY UÇAKLARI YENİDEN DEVREYE ALINMALI"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, raporda çözüm önerilerini de şöyle sıraladı:
“-Anayasanın 169. Maddesi gereğince, yanan orman yerlerinde yeni orman yetiştirilmeli, bu alanlarda kesinlikle başka bir faaliyete izin verilmemelidir. Bu alanlar imara açılmamalı, bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemelidir.
-Orman yangınlarının makul sürede kontrol altına alınmasını sağlayacak ve daha geniş alanlara yayılmasını önleyecek stratejiler oluşturularak, buna yeterli ekipman ve personel bulundurulmalıdır. Bu yeterliliğe sahip olmayan özel firma ile yapılan sözleşme feshedilmeli ve orman denetimleri kamu eliyle yürütülmelidir. Bu bağlamda;
* THK uçakları yeniden devreye alınmalıdır
* Acil yangın uçağı başta olmak üzere, ekipman eksikliği giderilmelidir
-Orman alanlarındaki denetimler artırılmalı, önleyici denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.
-Orman muhafaza memurlarının görev ve yetkileri genişletilmeli, ormanlardaki suçüstü hallere müdahale edebilme yetkileri arttırılmalıdır.
-Görevi orman yangınıyla mücadele olan, yangın eğitimi almış, bu alanda uzmanlaşmış kişilere kadrolu istihdam alanı açılmalıdır. Orman köylülerine yönelik eğitimler arttırılmalıdır.
-Yangının sorumluları etkin bir biçimde araştırılmalı, yargılama makamları önüne çıkarılmalıdır.”