İzmir'de yaşanan deprem felaketinin ardından CHP heyeti incelemelerde ve dayanımşa ziyaretlerinde bulundu. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in bulunduğu heyet inceleme sonrası açıklama yaptı. Heyet adına açıklamayı CHP Genel Sekreteri İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Ordu Milletvekili Seyit Torun yaptı.
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, özetle şöyle konuştu:
“BELEDİYELERİMİZ HIZLA GEREKLİ ADIMLARI ATIYOR: Bütün milletvekillerimiz ve örgütlerimiz arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Belediyemiz ve AFAD çadır merkezlerini kurdu. Eşit sayıda çadırlarda, binlerce yurttaşımız barınma sağlıyor. Barınmanın yanı sıra ortaya çıkmış olan acil gıda, giyim, ısınma ihtiyaçlarını da sağlamak yönünde belediyelerimiz hızla gerekli adımları attı.
BAKAN SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEYE DAVET EDİYORUZ:
Bütün bu koşullarda şu hatırlatmayı yapmaya ihtiyaç duyuyoruz. Sayın bakanı sorumluluk almaya davet ediyoruz. ‘Riskli binalarda oturmayın, herhangi bir ilimizde enkaz altında vatandaş aramak istemiyoruz’ diyor bakan. Oysaki bakana düşen sorumluluktur. Sorumluluğunu da yerine getirmeye bir kez daha davet ediyoruz. Riskli binaları güçlendirmenin projesi ve yapısıyla maliyeti daire başına 30 bin lira ile 100 bin lira arasında değişiyor. Yurttaşlarımız aç, susuz, evsiz kalmışken bu maliyeti yurttaşa yüklüyor olmak devlet sorumluluğunu yerine getirmemek anlamına gelir. Buradan bir kez daha iktidar ve bakanı devlet sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.
35 MİLYAR DOLARLIK DEPREM VERGİSİ NEREDE: 1999’un acı depreminden bugüne kadar 35 milyar dolarlık deprem vergisi toplandı. Bu deprem vergileri depreme dayanıklı konutlar yapılsın, çocuklarımız ölmesin, annelerinden babalarından ayrı kalmasın diye bu ülkenin çalışanlarının emek emek ödediği paralar. 21 yıl geçti bu deprem vergileri nereye harcandı? Niye biz hala çocuklarımızı sevenlerimizi, sevdiklerimizi depremlerde kaybediyoruz. Deprem değil, düzen öldürüyor. Deprem kader değil. Düzeni de iktidarın siyasi tercihleriyle koyduğu kurallar ortaya çıkartıyor. İhtiyacımız ranttan yana bir düzen değil.
İHTİYACIMIZ SOSYAL BİR DEVLET: İhtiyacımız güvenli barınma sağlayacak bir sosyal devlet. İhtiyacımız sorumluluğunu yerine getiren bir devlet ve iktidar. Biz sorumluluğumuzu dün de yerine getiriyorduk, bugün de getirmeye devam edeceğiz. Depremin ilk anlarından itibaren yaralara merhem olmak üzere belediyelerimiz çalışıyor. Bugün de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, bundan sonraki gelişmelerle ve atılacak adımlarla ilgili yurttaşlarımızın yaralarına merhem olacak çok önemli açıklamaları sizlerle paylaşıyor olacak.
BELEDİYELERİMİZ YARIM SAAT İÇİNDE SORUNLARI ÇÖZÜLÜYOR: Vatandaşlarımızın en kısa sürede çadırlardan çıkartılıp güven içinde yaşayacakları konutlara kavuşabilmeleri için hummalı bir çalışma devam ediyor. Her vatandaşımızın bize ilettiği sorunlar belediyelerimiz tarafından yarım saat içerisinde gideriliyor.
ÇADIRDA KALANLARA TEST YAPILMALI: Depremle beraber korona salgınıyla mücadelemiz devam ediyor. Buradan sağlık bakanlığına görevini yapma çağrısında bulunuyoruz. Çadırlarda bir arada yaşamak zorunda kalan yurttaşlarımıza çok acil olarak test yapılması ve bu testlerin düzenli olarak yapılması konusunda adım atmaya davet ediyoruz. Bir kez daha İzmir de büyük bir dayanışma göstermiş olan arama kurtarma ekiplerine, halkımıza da teşekkür ediyoruz.”
TORUN: BAKANLIK SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALMIYOR
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun ise şöyle konuştu:
"BAKANLIK SORUMLULUĞU BELEDİYELERE ATIYOR: Kamuoyunda farklı bir bilgi kirliliği var. Afet yaşandıktan sonra, belli sorumluluklar birbirine atfediliyor ama burada bir gerçek var. Dün Bakanlık da bir açıklama yaptı. Açıklamasında sorumluluğu üzerine almayıp sanki belediyenin sorumluluğundaymış gibi gösteriyor. Halbuki belediyenin sorumluluğunda olan yapılar, acil yıkılması gereken yani her an yıkılabilir ve tehdit oluşturan yapılar. Bu da İmar Kanunu'nun 3194 sayılı Kanunun 39'uncu maddesine giriyor. Bizim burada karşılaştığımız binalarımız 6306 sayılı 'Afet Riski Altındaki Alanlara' giriyor. Burada görev ve sorumluluğu yaşadığımız şu acılı günlerde, bir şekilde ortada bırakıp suçlamak doğru değil. Buradaki asıl konu afet riski alanlar konusu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisinde. Yani zaman zaman 3194'ün 39'una dayandırılıyor. Ama bu o kapsamdaki binalar değil. Bu binaların tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkisinde olan 6306 sayılı 'Afet Riski Altındaki Alanlara' giriyor. Bunun bir kere tespitini yapmış olalım.
DEPREM VE FAY YASASI ÇIKARILMALI: Meclis’te kurulan deprem komisyonu, gerçekten çok olumlu bir adım. Tüm siyasi partiler buna destek verdiler. Umuyorum ki komisyon çalışmaları yaptıktan sonra deprem ve fay kanunu çıkarılması için adımı atılır ve bu acıları tekrar yaşamayız. Türkiye’nin yüzde 60’ı deprem riski altında. Her an bilim adamları bizi uyarıyor. Bu yasanın da bir an önce Meclis'e getirilip taraflarınca, değerlendirilip çıkarılması gerekiyor.
CHP HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR: Biz CHP olarak her türlü desteği vermeye hazırız. İzmir belediyemiz yoğun bir gayret içerisinde, her türlü gayreti gösteriyor. Şu anda AFAD'ın kurduğu çadır sayısı 2065, ama bunun 1197'si dolu, 868'si boş. Belediyemiz tarafından da kurulan 786 çadırın 786'sı da dolu. AFAD'ın kurduğu çadırlarda 4367 kişi, belediyemizin kurduğu çadırlarda 3702 afetzedemiz barınıyor. Belediyelerimiz şu anda kurduğu çadırlarla vatandaşımızın her türlü ihtiyacını gideriyor. Büyük bir memnuniyet var."