"Siz, binayı çatıdan yapmaya başlayan bir müteahhide izin verir misiniz? Siz, bina maketini ballandıra ballandıra anlatan bir müteahhidin şantiyesinde sadece çatı inşaatı yapıldığını görseniz o evden tek bir oda alır mısınız? Siz, inşaatı denetlenmemiş, müteahhide her istediğini yapma yetkisi verilmiş bir bina için tapuya imza atmaya gider misiniz? Siz, dünyada eşi benzeri görülmemiş gariplikte bir planla çizilmiş, her katının duvarı deneme-yanılma yöntemlerle örülmüş bir binaya güvenle yerleşir misiniz? Siz, bina sakinlerinin değil, müteahhidinin haklarını ve yetkilerini arttırarak yazmış, bina çökerse mimarının yargılanmasını imkansız hale getirmiş, farklı düşünenin taleplerini dışlamış bir sözleşmeye imza verir, oy atar mısınız?"
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan'ın açıklaması şöyle:
"Bu öyle bir anayasa paketi ki başkanlık sisteminin en temel özelliği olan kuvvetler ayrılığı, Başkanın ana konularda Meclisle uzlaşma zorunluluğu, yargı bağımsızlığı gibi alanları tümüyle ihmal ediyor; temellerini dikmeden binanın çatısını örmeye kalkıyorlar. Binanın temeli atılmadan yapımına başlanan böyle bir çatının dünyada örneği yok. Cumhurbaşkanlığı adı altında dünyada benzeri olmayan yeni bir başkanlık sistemi kurmak istiyorlar.
Bu öyle bir paket ki, devletin yeni bir vizyona kavuşması için 12 Eylül ürünü darbe yasalarını, seçim barajını, siyasi partiler yasasını, kurumların özerklik sorununu çözmekten uzak duruyor. Ne var ki, başkana ve partisine, yakın çevresine her türlü olanağı getirecek bir tek adamlık modelini kurmaya kalkıyorlar. Bu anayasa paketi, kişileri anayasal kurumlara değil, tüm kurumları tek bir kişiye uydurmaya çalışıyor. Anayasalar toplumsal bir anlaşma ve uzlaşmadır. Bu paket hiçbir maddede anlaşmadan, iki partinin inisiyatifiyle meclise getirildi, değişikliğin ne olduğu tam anlatılmadan vatandaşın oyunu istiyorlar. Anayasa değişikliğini tam okuyanlar, sorgulayanlar, bu değişikliğin neleri değiştirdiğini bilenler, mutlak surette "HAYIR"diyeceklerdir.
Bu anayasa paketi temeli atılmamış bir binaya çatıdan başlamaya benziyor...
Temel anayasal sorunlar, 12 Eylül ürünü yasalar, siyasetin önünü tıkayan birikmiş hatalar düzeltilmiyor, Türkiye'nin öncelikli sorunları görüşülmeden başkanlık tartışmasının içine giriliyor.
Siz, binayı çatıdan yapmaya başlayan bir müteahhide izin verir misiniz? Siz, bina maketini ballandıra ballandıra anlatan bir müteahhidin şantiyesinde sadece çatı inşaatı yapıldığını görseniz o evden tek bir oda alır mısınız? Siz, inşaatı denetlenmemiş, müteahhide her istediğini yapma yetkisi verilmiş bir bina için tapuya imza atmaya gider misiniz? Siz, dünyada eşi benzeri görülmemiş gariplikte bir planla çizilmiş, her katının duvarı deneme-yanılma yöntemlerle örülmüş bir binaya güvenle yerleşir misiniz? Siz, bina sakinlerinin değil, müteahhidinin haklarını ve yetkilerini arttırarak yazmış, bina çökerse mimarının yargılanmasını imkansız hale getirmiş, farklı düşünenin taleplerini dışlamış bir sözleşmeye imza verir, oy atar mısınız? Elbette ki "HAYIR" dersiniz.
Bu anayasa paketinin, acilen yapısal reform bekleyen devletin temel kurumlarında, aksayan unsurlarında, ülkenin ana sorunlarında tek bir sözü yoktur. Bu değişiklikler, teröre ve ekonomik krize sırtını dönmüş; hakimi savcıyı, vekili valiyi kim daha çok paylaşacak, kim mahkemeyi, meclisi, emniyeti, askeriyeyi, valiliği kendine daha fazla bağlayacak hesabını gütmüştür. Buna izin vermeyeceğiz ve "HAYIR" diyeceğiz.
Bu Anayasa değişikliği geçerse, yargı bağımsızlığının çöküşünü getirecek, Meclisin denetim ve yetki alanlarını daraltacak, iktidarın hesap verme ve yargılanma yollarını zorlaştıracaktır. Bu paket, uzlaşıyı ve ortak aklı, liyakatı devlette büsbütün dışlayacak, partili bürokratsan, siyasal karar vermeye razı hakim ve savcıysan, il başkanına boyun eğecek vali ve kaymakamsan yerini hazır edecektir. Böyle bir yapı, yatırımcıya güven vermez, iş dünyasını ürkütür, hesaplarını boşa çıkarır, adaletin çöktüğü ortamda iş dünyası yatırıma ve üretime yönelmez.
Binanın en üst katındaki tuzu kurular için çatı yapmaya, altta kalanın canı çıksın demeye hazırlanan bu değişiklik kabul edilirse, temeli çürük binadaki en küçük sarsıntıda hepimiz zarar görürüz ve altında kalırız. Binasını çatıdan yapmaya başlayan, temelleri sağlam yapmayan, ahbap çavuş ilişkisiyle ve ekonomisiyle, partizan yargı düzeni kurmaya çalışan, ülkemizi uçuruma sürükleyen bu anlayışa karşı güçlü ve etkin parlamenter sistemini savunuyoruz. Ülkemizin sağlam temellere dayalı geleceğini yeniden kurmak, Türkiyemizi normalleştirmek için"HAYIR" diyoruz. Artık ülkemizi boş işlerle uğraştırmak yerine bir an önce hayırları çıkarıp işimize ve önümüze bakalım."