CHP Parti Meclisi Üyesi Hüsnü Süslü Muhtarları ziyaret ederek 16 Nisan’da Halk oyuna sunulacak Anayasa değişikliği ile ilgili vatandaşların neden HAYIR demesi gerektiğini Muhtarlara da anlattı: “Ülkemizi her açıdan geriliğe-karanlığa, yokluğa-yoksulluğa, bölünmeye-kardeş kavgasına, üretimsizliğe ve diktatörlüğe götürecek tek adamcı, ben dedim olducu başkanlık sistemi’neHAYIR demek bir yurttaşlık görevidir”
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç. Dr. Hüsnü Süslü Kartal İlçesinde 20 Mahalle Muhtarına Referandum kapsamında bilgilendirme ziyaretleri gerçekleştirdi. AKP ve MHP’nin oyları ile TBMM’de kabul edilen yeni anayasa taslağına referandumda vatandaşın neden HAYIR demesi gerektiğini muhtarlara anlatan CHP PM Üyesi Hüsnü Süslü saha çalışmalarını hızlandırdı. Kartal İlçesi ve civar İlçelerde Sivil Toplum Kuruluşları, Vakıf, Dernek ve Spor Kulüplerini ziyaret ederek Referandumun getireceklerini ve götüreceklerini halka anlatan CHP’li PM Üyesi Hüsnü Süslü Referandum çalışmaları kapsamında Kartal İlçesinde CHP Mahalle Birim Başkanları ve Üyeleri ile birlikte Muhtarları ziyaret ederek bilgilendirme ve değerlendirmelerde bulunarak, “Halkımızın içindeki ilk ve en önemli temsilcileri olan Muhtarlarımızı çok önemsiyoruz, onların yol göstermelerine ve önerilerine çok önem veriyoruz, halkın yararına olan taraftadır Muhtarlarımız” diyerek Muhtarların önemine vurgu yaptı.
CHP PM Üyesi Süslü “Ülkemizi her açıdan geriliğe, karanlığa, yokluğa ve yoksulluğa, bölünmeye kardeş kavgasına, üretimsizliğe, diktatörlüğe götürecek BAŞKANLIK SİSTEMİ’ne HAYIR demek bir insanlık, yurttaşlık görevidir” diyerek muhtarları ziyaretlerinde şu cümlelere dikkat çekti;
16 Nisan’da Halk Oyuna sunulacak olan bu Anayasa değişikliği paketinde Anayasayı değiştirip, tek adam olarak yürütmeye, yasamaya, yargıya bütünüyle hakim olan, istediğinde Başbakanı bile değiştiren bir durum ortaya çıkacaktır. Başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden tamamen ayrıdır. Birbirlerini denetleme mekanizmaları vardır. Önerilen sistemde ise bütün yetkiler bir kişinin (Cumhurbaşkanının) elinde toplanıyor. Bu sistem bir başkanlık sistemi değildir. Açıkça, DİKTATÖRLÜK, TEK ADAM REJİMİ önerilmektedir. Yapılmak istenen bir rejim değişikliğidir. Egemenliğin tek bir elde toplandığı otoriter rejime geçiştir. Türkiye’de siyasal rejim demokrasi eksikleri olmakla birlikte demokratik cumhuriyettir.
Bu değişiklik demokrasi eksikliğini gidermeye dönük yapılmıyor. Tam tersine eksik demokrasiyi de sonlandırıp, otoriter-totaliter bir diktatörlüğün anayasal zemini oluşturuluyor. Cumhuriyet rejimi, kurulduğu günden bu yana egemenliği Saraydan alıp halka verme ve demokratikleşme çizgisini benimsemiştir. Bu ise açık bir karşı devrim hareketi olarak, egemenliği tekrar halktan alıp Saraya (bir kişiye) verme girişimidir. Başkanlık sistemlerinde denge-denetleme mekanizması olarak çalışan, Meclisin onama yetkileri, meclisle başkan seçimlerinin ayrı tarihlerde yapılması, fesih yasağı, bağımsız yargı gibi kurumlar, sistemin tıkanma sebebi olarak görülüp yok edilmiştir. Devletin yönetimi tek başına Cumhurbaşkanına devrediliyor.
Cumhurbaşkanı istediği kişileri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atayabilecek. Ayrıca hangi bakanlıkların kurulacağına kendisi karar verecek ve bakanları da kendisi atayacak. İstediği zaman bunları görevden alabilecek. Meclis Cumhurbaşkanını ve bakanları denetleyemeyecek, hesap da soramayacak. Cumhurbaşkanı hiç kimseye karşı sorumlu değil. Kimseye hesap vermeyecek. Cumhurbaşkanı tek başına Anayasa üyelerini, Hakimler ve Savcılar kurumunun yarısından fazlasını atayabilecek. Meclisi fes edebilecek. Bu teklif ile ömürboyu başkanlığın yolu açılacak kendisine. Mustafa Kemal Atatürk’e dahi verilmeyen yetkiler şimde tek kişiye verilecek. Kendi partimizin liderine de olsa bu yetkilerin verilmesi taraftarı değiliz.
