"YAŞAM GİDEREK DAHA DA ZORLAŞIYOR"
AKP iktidarı ve tek adam yönetiminin ekonomi bilimine aykırı, üretim yerine tüketimi esas alan, ihracatın aksine ithalatı önceleyen yanlış politikaları nedeniyle Türkiye'nin çok zor bir süreçten geçtiğine işaret eden Ayhan Barut, "Ne yazık ki ülkemizin varı yoğu elden gidiyor, yaşam sanayicisinden esnafına, çiftçisinden besicisine herkes için çok zorlaşıyor. Ekonomi bilimine aykırı olarak halkımız ve ülkemiz üzerinde deney yapanlar ocakları söndürürken bir avuç yandaş ve rantiyeci dışında kimseyi düşünmüyorlar" diye konuştu.
"KURU İNADA SEYİRCİ KALAMAYIZ"
AKP ve tek adam dayatmasıyla ekonomide yaşanan sürecin yıkım getirdiğine vurgu yapan Ayhan Barut, "Bu yanlış politikalarda ısrar acı sonuçlar doğuruyor. Ülkemizin risk primini sadece bu yanlış dayatmalar nedeniyle 357'den 624'e çıkardılar. Dolar 8.5 liradan 18 liraya fırlarken örtülü operasyonlarla dolar kuru 12 lira seviyelerine gelince kahramanlık taslıyorlar. Bu rezaletin ne boyutlarda olduğu ortadadır. Tek adamın kuru inadı yaşamı çekilmez hale getirdi ne yazık ki. Bu kara düzen ocakları söndürürken kimse seyirci kalamaz" şeklinde konuştu.
"FAİZ ORANLARINDA FAHİŞ ARTIŞ"
Döviz kurundaki oynaklığın ülke ekonomisine ve halkın yaşamına ciddi zararlar verdiğini ifade eden Ayhan Barut, "İktidar dini söylemlere sarılarak faize karşı güya savaş açtığını iddia ederek ocağımıza incir ağacı dikerken fahiş zamlar, yüksek enflasyon ve döviz kuru dalga dalga ekonomiyi çökertiyor, yaşamı zorlaştırıyor. Ne yüksek kurlar düşüyor, ne faiz ne de enflasyon. Kamu bankaları dayatma sonucu kredi faiz oranlarını yüzde 15-16 bandında tutsa da, fiili olarak bunlar uygulanamıyor. Diğer bankaların ticari kredi faiz oranları son günde yüzde 35-40 bandına dayandı. Bu asla kabul edilemez. İktidarın, Merkez Bankası ve BDDK gibi kurumların bu faiz darbesine sessiz kalması da en hafif tabiriyle alçaklıktır" dedi.
"İKTİDARA KİMSE GÜVENMİYOR"
İktidarın 'faiz' söylemini algı operasyonu olarak yorumlayan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"Tek adam ve Saray çevresi sorunları çözmek yerine derinleştiriyor. Faiz üzerinden de algı yürütmeye devam ediyor. Bugün piyasalarda bankaların faiz kararı yangını körüklüyor ama kimse oralı bile olmuyor. Bankaların bu fahiş faiz kararı üretime darbedir, balta vurmaktır. Yangın yerine dönen ekonomiyi daha da batırmaktır. Üreten bir toplum istemiyorlar, kimsenin üretmemesini, ithalata bağımlı bir ekonomik modelin yaşam bulmasını istiyorlar. Faizler düşmüyor, döviz kurları düşmüyor, enflasyon düşmüyor. Çünkü bu ülkede kimse tek adam rejimine güvenmiyor. Bunlar devlette adaleti ve liyakati yok ettiler, ekonomiyi de böyle çökerttiler. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Çaresi de derhal seçimdir. Hemen seçim istiyor, esnafından çiftçisine toplumun nefes alması için acil adım atılmasını bekliyoruz."