Babacan: "Bu işin dost tarafı, düşman tarafı olmaz. Bu iş ancak kafa kafaya verilip, Türkiye için en doğrusu aranarak yönetilmelidir"

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerini partisinin genel merkezinde kabul etti. Babacan, "Bu işin dost tarafı, düşman tarafı olmaz. Bu iş ancak kafa kafaya verilip, Türkiye için en doğrusu aranarak yönetilmelidir. Bu şekilde yönetilmeyince, açıklanan rakamlar dünyada 3'üncü ülke oluyoruz. Bu, sürecin ne kadar kötü yönetildiğini gösteriyor" dedi.

01 Aralık 2020 Salı 20:12
Babacan: "Bu işin dost tarafı, düşman tarafı olmaz. Bu iş ancak kafa kafaya verilip, Türkiye için en doğrusu aranarak yönetilmelidir"

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerini partisinin genel merkezinde kabul etti. Babacan, "Bu işin dost tarafı, düşman tarafı olmaz. Bu iş ancak kafa kafaya verilip, Türkiye için en doğrusu aranarak yönetilmelidir. Bu şekilde yönetilmeyince, açıklanan rakamlar dünyada 3'üncü ülke oluyoruz. Bu, sürecin ne kadar kötü yönetildiğini gösteriyor" dedi.


TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve beraberinde heyet DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Görüşmenin ardından Fincancı ve Babacan ortak basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hükümetin koronavirüs politikasını sert bir dille eleştiren Babacan, "Daha dün, 'Bu ülkenin ekmeğini yiyip vatanına düşmanlık besleyen, havasını soluyup ezanından bayrağından nefret eden…'diye ifadeler kullanıldı. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşı ikiye ayırıyorsunuz, karşı cephe ilan ediyorsunuz. Yönetenler kendileri değilmiş gibi muhalefeti suçluyorsunuz. Bir pandemi taraflı bir şekilde yönetilemez" diye konuştu. 

"KAMUYA İŞE ALIMLARDA, TERFİLERDE ÇOK CİDDİ AYRIMCILIK VAR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ülkede Kürt sorunu yoktur" sözleri sorulan Babacan şu yanıtı verdi:

Eğer bu ülkede kürt sorunu var mıdır?, yok mudur? Diye öğrenmek istiyorsak bunu ilk önce Kürt vatandaşlarımıza sormamız lazım. Hükümetin tek taraflı değerlendirmesi, bu sorunun varlığını ortadan kaldırmıyor. Bir dönem Türkiye bu sorunların çözümü için çok önemli ve cesur adımlar attı. Şu an geldiğimiz noktada bu sorun tekrar alevlenmiş durumda. Bizim vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerle alakalı ciddi sıkıntıları var. İnsan olmaktan kaynaklanan hakların olduğu gibi tanınması gerekiyor. Ve bu şu anda yapılmıyor. Kamuya işe alımlarda, terfilerde, üst düzey görevlendirmelerde çok ciddi bir ayrımcılık var vatandaşlarımız arasında. Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başta olmak üzere pek çok uluslararası kurumlarda bir insan hakları sicili var.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kurulduğundan bu güne Türkiye ile ilgili 256 tane ihlal kararı vermiş. Bizim hemen arkamızdaki Rusya ile ilgili verilen karar sayısı da 65-70 civarında. Yaklaşık 4 katı kadar. Bunu hükümete söylediğinizde hemen düşman ilan etmeye , Türkiye'nin dostu olmadığını ilan etmeye hazır bir tutumu da görüyoruz. Zaten bu tür yönetim sistemlerinin, bu tür rejimlerin mutlaka bir karşı tarafa ihtiyacı var. Aksi halde başarısızlıkların üzerini örtecek bir yöntem bulamıyorlar.

"'EVİNİZİN PENCERESİNİ AÇIN SALGINI ENGELLERSİNİZ' BİR ÖNLEME YÖNTEMİ DEĞİL"

"Salgın yönetimi değil, algı yönetimi vardır. Yapılan açıklamalarda, alınan önlemlerde salgın yönetimine dair bilimsel yöntemler değildir, algı yönetimidir" diyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı şöyle konuştu:

Eylül Ekim aylarında yüzde 10, yüzde 15, yüzde 20'ye çıkmıştı test pozitiflikleri. Kasım ayında ne yazık ki yüzde 30‘larda. Dün itibari ile 176 bin test yapıldığı belirtiliyor. Dolayısıyla eğer rakamı görecek olursak, 60 binler civarında, oysa 30.000 açıklanıyor, yani 2 katı.  Sağlık çalışanlarının yaşadığı tükenmişlikten anlaşılıyor. Acillerde yoğun bakım yatağı kurmaya çalışıyorlar, yoğun bakım yatağı kalmadığı için. Acillerde kurulan yoğun bakım yataklarında hemşire sayısı yetmez. Dolayısıyla insanlar sağlık hizmetine ulaşamaz duruma gelmiş halde.  Salgın yönetimi değil, algı yönetimi vardır. Yapılan açıklamalarda, alınan önlemlerde salgın yönetimine dair bilimsel yöntemler değildir, algı yönetimidir. İnsanlar koronavirüsün akşamları ya da hafta sonları birden etkinleştiğini mi düşünüyorlar ki böyle bir yaklaşım sergileniyor. Tam bir kapanma önerdik biz sağlık emek meslek örgütleri olarak. Bundan 2 hafta önce dedik ki 'En az 2 hafta tercihen 4 hafta yani 2 döngü süresidir, virüs bulaşma hızının. 2 döngü süresi kapanmalı, insanların bütün gelir kayıpları karşılanarak kapatmalı, sosyal devlet ilkesi ile kapanmalı. Türkiye’de de salgınla başa çıkamıyoruz ne yazık ki, 'Evinizin penceresini açın, salgını engellersiniz' bir önleme yöntemi değil."

Son Güncelleme: 01.12.2020 20:17
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.