Giderken birdim, yürüyüşe başlarken onda bir, biraz ilerleyince yüzde bir sonra binde, on binde bir...
Mitingde üç milyonda bir olmak ne güzel bir duyguydu.
Yürüdükçe büyüdük, büyüdükçe bir yürek olduk.
Bu yürüyüş başka bir yürüyüştü.
İnsanlığın en yüce değerinin peşinden gidiyorduk, bu değeri kaybeden bir toplumun bireyi olarak.
"Herkes için adalet istiyorum" demişti Kılıçdaroğlu.
Tüm mazlumlar için yola düşmüştü.
Peşinden yürüyenler içinde, kendisi için adalet isteyenlerden belkide daha çok herkes için adalet isteyenler vardı.İnsanlar yürekleriyle duydular bu çağrıyı.
Koltuk değnekliler, tekerlekli sandalyeler seyirtiyordu arkasından, E-5 e silinmez izler bırakarak.
Yürümek öyle sıradan adım atmak değildi burda,
Derin ve tarihi bir anlam taşıyordu.
Hele bir avukat için adaleti yollarda aramak ne garip bir duyguydu.
Çocuklarını madenlerde yitirmiş analar, demokrasi şehidi vermiş analar, teröre şehit vermiş analar, cemaat evlerinde çocukları istismara uğramış analar, Aladağda kızları cemaat yurdunda cayır cayır yanmış analar,
Kızları erkek şiddetine kurban gitmiş analar, KHK larla evlatları işsiz aşsız kalmış analar...
Göz pınarları kurumuş, acıdan ve zulümden ciğerleri yanan analar...
Adaleti onlar için arıyordum.
40 derece sıcakta, güneş üstten, asfalt alttan kavururken düşünüyordum anaları. Onların yüreklerindeki yangının yanında bu neydi ki?
Belki bu yüzden hissetmiyordum sıcağı, yerel Türkmen kadını giysisinin içinde.
Mesleğim adına, analar adına insanlık adına yürürken ayaklarım benim değildi artık, insanlığın ayaklarıydı.
Çölde susuz kalan nasıl su arıyorsa, bu ülkede insanlık adaleti öyle arıyordu.
Yol su gibi akıyordu, adımlar, nefesler bileşiyordu , haklı masum bir çağrının ardından giden on binler, 450 kilometrenin sonunda yürüyüşün lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, onları karşılayanlarla milyonlar oluyordu.
Maltepe milyonların avazıyla inliyordu.
" Hak hukuk adalet !"
Kimi yumruklarıyla kimi gözyaşlarıyla eşlik ediyordu bu avaza
Maltepe kıyılarında deniz bile adalet için çırpınıyordu.
"Adalet" mahkemelerde silikleşirken, yüreklere, hafızalara, tarihe yazılıyordu...
Avukat Şerife Arıcı Yıldız