Birleşik Haziran Hareketi Eskişehir Meclisi, Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde ‘Saltanata hayır, Türkiye teslim olmayacak’ başlıklı panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak CHP Parti Meclis Üyesi ve Eskişehir milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, Haziran Yürütme Kurulu Üyesi Erkan Baş ile Alper Taş katıldı.
15 TEMMUZ ANAYASASI
Usluer paneldeki konuşmasında anayasa komisyon sürecinde yaşananları özetledi. Usluer, “Bu ülkede Anayasalar biliyorsunuz tarihleriyle anılıyorlar. Cumhuriyetin kuruluşu deyince ’24 Anayasası, sosyal devlet deyince ’61 Anayasasını, darbe deyince ’82 Anayasasını hatırlıyoruz. AKP’nin bugün tartışılan anayasası gelecek olursa şayet 15 Temmuz Anayasası anılacak! Her fırsatta yineliyorum; bu metne de anayasa demek kesinlikle doğru değil! Bu olsa olsa diktatörlük manifestosudur. Başkanlık dediğiniz şey, hele ki bu metinde, tek bir insanın tekeline teslim edilmiş bir iradedir. Türkiye Cumhuriyeti de tek bir kişinin iki dudağı arasında yönetilecek bir kabile devleti değildir! Şimdi düşününce Anayasada değişiklik yapmak, reformlar oluşturmak bir ihtiyaçtır evet, bunu kabul ediyoruz. Ama 82 Anayasası bile bu kadar haktan, hukuktan uzak, bu kadar insan odağından uzaklaşmış bir anayasa değildi” dedi.
ADAM ALACAK ELİNE SAZI, İSTEDİĞİ GİBİ ÇALACAK!
Anayasa değişikliği için AKP ve MHP’nin hazırladığı metni eleştiren Usluer, “Bu karşımıza koyulan ve dayatılan “şey”, şey diyorum çünkü gerçekten akıl ve mantıktan uzak ne olduğu belli olmayan bir metin, bu metin, bu “ şey” Hamurabi yasalarını anımsatıyor. Adam alacak eline sazı, istediği gibi çalacak! Biz diyoruz ki bu şarkı bu notayla çalınmaz! Anlatamıyoruz. Gelin birlikte bir çalışma yapalım, anayasamızı insan hakları çerçevesine tam manasıyla oturtalım dedik ama sonuç alamadık! Neden sonuç alamadık? Çünkü dertleri insan odaklı bir Anayasa hazırlamak değil! Dertleri iktidarlarını sürdürmek! Adının başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı olması tek adam rejimi gerçeğini değiştirmez. Meclisten daha geniş yetkilere sahip olan, hatta istediğinde meclisi bile belirleyen tek kişilik bir kurum oluşturmak ne ekonomik ne de siyasi istikrar sağlamayacaktır. Hep söylüyoruz, 14 yıldır bütün kurumlarıyla devleti yöneten iktidar bugün gelinen noktanın sorumlusudur. Bunlar kendi yaşadıkları krizi padişah yaratarak çözmeye çalışıyorlar fakat bunun bedelini maalesef çok ağır bir şekilde vatandaş ödeyecek! Bizlerin bu ödenecek bedelleri iyi analiz edip insanlara anlatmamız çok önemli. Bakın 2010 referandumunda kendilerine göre argümanları vardı. Şimdi açın TV programlarını oralarda AKP’nin paralı askerleri bile doğru düzgün argüman üretemiyorlar, Çünkü elle tutulur bir tarafı yok. Bu yüzden kendi içlerinde de ayrılıklar yaşandı zaten” şeklinde konuştu.
LAİKLİĞİN ANLAMINI ÖNEMİNİ ANLADIK
Laiklik vurgusu yapan Usluer, laikliğe neden ihtiyaç duyulduğunu kapı kapı gezerek anlatmak gerektiğinin altını çizdi. Usluer, “15 Temmuz’dan beri OHAL ile yaşıyoruz. Şimdi bir 3 ay daha uzatıldı. OHAL koşullarında Anayasa tartışan tek ülke olarak tarihe geçiyoruz. “OHAL şartlarında referanduma gitti dedirtmem” diyordu birileri ama tam da OHAL’i kullanarak referandumdan galip çıkmaya çalışıyor. Bu metin komisyonda görüşüldü biliyorsunuz, kavgalar gürültüler eşliğinde, orada da argümanları yoktu. Yaptığımız eleştirilere verdikleri cevap “ ne alakası var?” böyle bir cevap olabilir mi? Düşünün vahameti. Biz komisyonda onlarla cebelleşirken dışarda azıcık ses çıkaranlara kabus gibi çöktüler. Kimse ses çıkarmasın istiyorlar! Halkevci gençler Laiklik savunuculuğu yaptıkları için tutuklandı! Gelinen nokta ciddi anlamda çok korkunç. Düşünün eskiden laiklik söz konusu olduğunda büyük hassasiyet gösteren insanlara Türkiye solu gülerek bakıyordu. Bizler de yapmışızdır belki bu tür bir eleştiriyi fakat gelinen noktada laiklik tehlike altına girince hepimiz paniğe kapıldık. Laikliğin belki de gerçekten anlamını ve önemini anladık!” dedi.
KONUŞMAZ ANLATMAZSAK KİMSE BİR ŞEY BİLMEYECEK
Anayasa değişikliği hakkında herkesin çevresindekileri bilinçlendirmesi gerektiğini söyleyen Usluer, “Şimdi bu bilinçle vatandaşı da bilinçlendirmek gerek. Oldubittiye getirdikleri metne daha kendi vekillerinin tamamını ikna edemediler. Vatandaşı nasıl ikna edilecek? Bizim bu süreci iyi değerlendirmemiz gerek! Her fırsatta, her platformda konuyu açıp, anlatmamız gerek. “Bu metini saray hazırladı ve sadece sarayın geleceğini garanti altına almak için hazırlandı, vatandaşın lehine hiçbir şey yok bu anayasada” demek gerek! Bu anayasa gelirse Başkan olacak kişi KHK çıkaracak, yasa yapacak, yeni OHA’ler ilan edecek ama bunların hepsini tek başına yapacak. İşte meselenin özü budur. Bütün bunları konuşmaz anlatmazsak kimse bir şey bilmeyecek. Televizyonlardan duydukları ile kalırlarsa durum vahim çünkü!” ifadelerini kullandı.
KORKUYORLAR ÇÜNKÜ AYAKLARININ ALTINDAKİ YER SALLANIYOR
Konuşmasında hükümetin vatandaşa karşı saldırgan bir tutum sergilediğini söyleyen Usluer bu tavrın sebebini şöyle açıkladı: Ülkedeki bütün duvarların içini ve dışını bir hapishaneye çeviren akıldışı rejime karşı özgürlük ve laikliğe vurgu yaparak, her fırsatta bu değerlere sarılarak direnmezsek ilerde böyle paneller yapamayacağız! Bu direniş için aslında ciddi ve somut bir veriler var elimizde. Bu başkanlığın elle tutulur bir yanı yok demiştik, savunmak için argüman geliştiremiyorlar demiştik, bir de tutum ve davranışlarına bakarak diyebiliriz ki panik halindeler. Saldırgan ve hırçın halleri korkularını ele veriyor. Bunu bilmek bizi güçlendirir ve dirençlendirir! Korkuyorlar çünkü ayaklarının altındaki yer sallanıyor. Bu sarsıntı onları hırçınlaştırıyor işte!
Sonuç olarak başta dediğim gibi karanlığa doğru giden bir otobüsün içindeyiz fakat direksiyonu aydınlığa çevirmek elimizde çünkü AKP direksiyon hakimiyetini yitirdi!