CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, yasama döneminin sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın açıklaması yaparak Adıyaman’ın Ak Parti iktidarı döneminde karşılaştığı sorunları ve sözü verilip bitirilmeyen vaatleri açıkladı. Tutdere’nin değindiği başlıklar arasında vatandaşların beklediği 400 yataklı devlet hastanesi, GAP’ın Adıyaman’a ulaşmayan sulama kanalları, Koçali ve Gömükan Barajları, depremzede Samsat’ta günlük hayatın hâlâ konteynırda devam etmesi, kentsel dönüşümü bekleyen mahalleler, çevre, turizm ve yollar yer aldı.
Açıklamadan satırbaşları şöyle;
HASTANENİN TABELASI VAR, KENDİSİ YOK
Kamu yatırımları alanında, vatandaşlarımız mağdur ediliyor. Nüfusu 700 bine yakın olan bir kentte 400 Yataklı Devlet Hastanesi, talepleri karşılamaktan uzaktır. Daha önce Devlet Hastanesi olarak hizmet veren ve Adıyaman’ın tam merkezinde bulunan hastanemiz yıkıldı, yerine yeni bir hastane yapılmadı. Şimdi yapılmasını beklediğimiz hastanemizin ise tabelası var ama kendisi yok. Bu hastanenin kısa sürede tamamlanıp hizmete açılmalı. Şimdiki hastanemiz, şehrin doğusunda ve acil müdahale gerektiren durumlarda, hastanın hastaneye yetişmesinde geçecek süre, bir hayatı söndürebilir. Merkezdeki devlet hastanesinin bir an evvel açılmasını bekliyoruz. 150 Yataklı Kadın, Doğum ve Çocuk Hastanesinin de yapılması vaadedilmişti ancak yapıldığını görmedik.
GAP: SUYUN KENARINDAYIZ, SUYUMUZ YOK
Yıllar önce yapımına başlanan ve Türkiye için çağ atlatacak olan bu projeden de yeteri kadar nasiplenemiyoruz. Bir ilçesi ve çok sayıda köyünü Atatürk Barajına vermiş olan Adıyaman şu an bir yarımada konumunda ama topraklarının çoğunda, suyun kenarında kuru tarım yapıyorlar. GAP’a bedel ödeyen Adıyaman su görmüyor.
Adıyaman’daki işsizlik oranlarına baktığımızda hep Türkiye ortalamasının üzerinde seyrettiğini görüyoruz. Bu sulama barajlarının bitirilmesi, işsizliği bitirmese bile en azından bir çare olacak.
KOÇALİ VE GÖMÜKAN KAPLUMBAĞA HIZINDA İLERLİYOR
Bu barajların inşaatlarının 2019’a kadar bitmesi yönünde söz verilmişti ama kaplumbağa hızında ilerliyorlar. Şu an çok yavaş ilerlediği için bu barajların tamamlanması ve toprakla buluşması çok uzun bir süreyi alacaktır. Halkımız hem Gömükan hem de Koçali Barajlarının bitirilmesini bekliyor.
ÇADIRDA GEÇEN HAYATLAR: SAMSAT
Adıyaman birinci derece deprem bölgesidir. 2017’de Samsat’ta yaşanan depremin üzerinde bunca yıl geçmesine rağmen, vatandaşlarımız hâlâ çadırda yaşamakta; verilen sözler, vaatler yerine getirilmemekte. Bu saate kadar henüz depremzedelere teslim edilen konut yoktur. Yani Samsatlılar 2 buçuk yıldır geçici barınma için vatandaşa verilen konteynırda yaşamaktadır. Aileler kışın soğukta, yazın sıcakta yaşıyor. 5-6 çocuklu ailelerin bu konteynırlarda yaşamaya mahkum edilmesi bir insan hakkı ihlalidir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM İLANI VAR, KENDİ YOK
Başta Mara, Ulu Camii, Altınşehir olmak üzere sözü verilen kentsel dönüşüm projelerinde hiçbir adım atılamadı.Türkiye’nin değişik bölgelerinde kentsel dönüşümle övünen hükümet, Adıyamandaki kentsel dönüşümde geride kaldı. Vatandaşlarımız mahalleleri kentsel dönüşüm kapsamında kaldığı için belediye hizmetlerinden de faydalanamıyorlar. Örneğin basit bir altyapı sorunu için belediyeye müracaat ettiklerinde “Burası kentsel dönüşüm kapsamında” yanıtını alıyorlar, ama oralarda yaşam devam ediyor. Aynı zamanda deprem bölgesi olduğumuz dikkate alındığında, orada yaşayan halkımınızın can güvenliği için bu önemin alınması gerekmektedir.
KANALİZASYON ATATÜRK BARAJI’NA AKIYOR: HALK SAĞLIĞI TEHLİKEDE
Hükümetin sıfır atık anlayışıyla hayata geçirmeye çalıştığı bir proje var ancak vekili bulunduğum kentte katı atık tesisi yok. Bütün şehrin atıkları vahşi depolama sistemiyle bir yerde biriktiriliyor ve özellikle çöplerin bulunduğu alan dünyanın en büyük tatlı su havzalarından biri olan Atatürk Barajının kıyısında. Yani çöplerden akan kirli sular, barajdaki canlı yaşamını ve halk sağlığını tehdit ediyor. Katı atık yok, aynı zamanda arıtma sistemi de yok. Şehrin tamamının, bütün kanalizasyon suları Atatürk Barajına akıyor. Bu inanılmaz bir şey. Milyonlarca dolar verilerek yapılan Atatürk Barajına aktarılıyor olması.
Atatürk barajına Adıyamandan kanalizasyon akıyor, Urfa’da bu barajdan çıkan su içme suyu olarak akıtılıyor. Bütün bu durum, halk sağlığını ve canlı yaşamını tehdit etmektedir.
31 BİN TARİHİ ESERİMİZ MÜZE DEPOSUNDA BEKLİYOR
Turizm kentiyiz ama yatırımlardan nasibimizi alamıyoruz. Örneğin vaadedilen Arkeoloji ve Panorama Müzesi’nin ihalesi dahi ödenek yetersizliği nedeniyle yapılamıyor. 2017’de projesi tamamlanmış ve ihaleye çıkılmış katılacak kimse bulunamamış, 2018’de yeniden ihaleye çıkmak için para ve ödenek ayrılmıyor. Adıyaman’daki müze eski ve yetersiz olduğu için 31 bin eser şu anda müzede bekliyor. Ziyaretçilerini bekleyen eserleri gün yüzüne çıkaramadığımız için turizm gelirlerinden mahrum kalıyoruz. Nemrut Dağı, Cendere Köprüsü, Perre Antik Kenti vs. gibi alanlardan bahsediyoruz.Göbeklitepe yılı ilan edildi, peki Kommagene Krallığı’na ev sahipliği yapan Nemrut, neden bundan faydalanamıyor ya da burası neden göz ardı ediliyor?
OY İSTİYORLAR, AMA YOL YAPMIYORLAR
Gerger, Çelikhan ve Sincik ilçemizin Adıyaman’la bağlanan yolları standartların dışında ve bu yollarda her gün kaza yaşanıyor, bi buralara “ölüm yolu” diyoruz. Ulaştırma Bakanı’na bu durumu ilettiğimizde “konuyla ilgileneceklerini” söylemelerini beklerdik ancak meydana gelen trafik kazalarının tümünün sürücü hatalarından kaynaklandığı yanıtını aldık. Hükümet yaptığı yollar ile övünürken, iş Adıyaman’a gelince hizmet vermiyor. Adıyamandan oy istemeyi biliyorlar ama iş hizmet götürmeye gelince aklımızla alay ediliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bizler, sorunların çözümüne yönelik ciddiyet ve gerçek bir adım atılmasını bekliyoruz.