CHP Genel Başkan Yardımcısı Adıgüzel, “Sayın Bakan da partisinin diğer yetkilileri gibi kendini vatandaştan, sokaktan, halkın gerçeklerinden izole etmiş olmalı ki bu ülkede İstanbul’un göbeğindeki okullara bile yeterli bütçe ayrılmadığının; A4 kağıdından tebeşire, tuvalet kağıdından hijyen malzemelerine, personel giderlerine kadar aklınıza gelecek tüm giderlerin, dağıtılan kitaplar dışında veliler, okul aile birlikleri tarafından karşılandığının farkında değil. Okula çivi çakılsa, velilerden toplanan bağışlardan karşılanıyor. Anayasa’ya rağmen, bu ülkede eğitim ücretsiz değil” ifadelerini kullandı.
“Veliler Olmasa, Okullar Ayakta Duramaz”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, yazılı olarak yaptığı basın açıklamasında Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e tepki göstererek, Türkiye’de okullardaki duruma dikkat çekti.
Adıgüzel şunları söyledi:
Türkiye’de birçok okuldan, velilerden, okul aile birliklerinden, öğretmenlerden kendilerine şikayet yağdığını belirten Adıgüzel, “Sosyal devlet ilkesi gereğince Anayasal bir hak olan ücretsiz eğitim hakkı ne yazık ki 20 yıllık AKP iktidarı boyunca büyük bir darbe almıştır. Son yıllarda eğitime düşen bütçe her yıl geriye düşerken, velilerin omuzlarındaki yük daha da artmıştır. Bütçeden aslan payının eğitime ayrılmadığını anlamak için birkaç tane devlet okulunu gezmek yeterli. Bizlere her gün onlarca şikayet geliyor hem velilerden, hem eğitimcilerden, hem de okul aile birliklerinden. Okullara ayrılan üç kuruş bütçe ile okulların ayakta kalmasına imkan yok. Okullarda A4 kağıdı yok, temizlik malzemesi yok, personel yetersiz. Pandemi özellikle İstanbul’da pik yapmış durumda ancak okullarda ne dezenfektan var ne temizlik görevlisi; olanlar da velilerin maddi katkısıyla var. Sözde koridorlara dezenfektan asılmış ama devlet yeterince karşılamadığı için bunu karşılamak bile velilere düşüyor. Bazı okullarda ısınma, elektrik ve su için bile velilerden para isteniyor. Okulları ayakta tutan veliler. Okullarda personel eksiği var. Güvenlik sorunları var. Bunu Bakan kendi de itiraf ediyor zaten. Ama çıkıp da bir eğitimciyi okuldaki eksiklikler yüzünden kameraların önünde azarlayabiliyor. Eğer o okulda eksiklikler varsa, bu AKP’nin 20 yıllık iktidarının sonucu. Her bütçe döneminde uyardık, eğitime daha fazla bütçe ayıralım, fırsat eşitliğini sağlayalım, çocuklarımıza, gençlerimize hak ettikleri nitelikli eğitimi sağlayalım; bu bizim yarınlara, gelecek kuşaklara borcumuz ve sorumluluğumuzdur diye; dinletemedik. Muhalefete, sokağa, vatandaşa kulaklarını tıkayıp 20 yılda yarattıkları enkazı yok sayan Bakan’ın eğitimcileri rencide eden bu üslubu kendi parti yöneticilerince olağan görülebilir ancak bizim bu tutumu, bu vurdumduymazlığı olağan karşılamamızı kimse beklemesin.