ANAYASA DEĞİL, DİKTATÖRLÜK MANİFESTOSU
Anayasa değişikliği önerisinin görüşüldüğü esnada milletvekillerine fıstık servisi yapıldı ve AKP’li divan başkanı tarafından ikramı yapan milletvekiline teşekkür edildi. Bu esnada konuşmakta olan muhalefet milletvekillerinden birinin sözü kesildi. Fıstık ikramı ve fıstık sesleri arasında görüşmelere devam edildi. Bu nedenle Usluer konuşmasına tepkisini göstererek başladı. Usluer; “ Sanıyorum hiçbir Parlamentoda fındık, fıstık yiyerek bir Anayasa çalışması yapılmamıştır. Çıtırtılar, çatırtılar içinde, bir hatibin konuşması fıstık servisiyle kesilerek hiçbir ülkede Anayasa çalışması yapıldığını düşünmüyorum” dedi.
15 TEMMUZ ANAYASASI
Usluer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın hazırlamış olduğu “Anayasa Değişikliği Ne Getiriyor? 35 Soru, 35 Cevap” kitapçığını herkesin okumasını tavsiye ederek şunları söyledi: “ Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları bugüne kadar tarihleriyle anıldı. Cumhuriyetin kuruluşu deyince ’24 Anayasası, sosyal devlet deyince ’61 Anayasası, darbe deyince ’82 Anayasası gelir akıllara. Bugün tartıştığımız anayasanın ise nasıl anılacağı ortada; AKP iktidarının Türk siyasi tarihine vurduğu yeni bir darbe olan Erdoğan Anayasası. İlle de bir tarihle anmak gerekirse eğer, bütün bu aceleye, OHAL koşullarında tartışılan ‘demokrasiye’, tek adamın yönettiği ülke koşullarına da bakılırsa, darbe girişiminin ‘lütfu’ olan bu taslak metin 15 Temmuz anayasası olarak da anılabilir”
ANAYASA DEĞİL, DİKTATÖRLÜK MANİFESTOSU
Kurucu meclisin ve 12 Eylül sonrası hazırlanan darbe koşullarının anayasasın bile bu denli hukuktan ve demokrasiden uzak tartışmalara sahne olmadığını ifade eden Usluer, “Anayasa metni iktidarda kim olduğuna bakılmaksızın, bağımsız bir ülkenin ortak toplumsal mutabakatıdır. Bir tek kişinin siyasi geleceğini garanti altına alan, bütün devlet yönetme yetkisini bir kişi de toplayan metne anayasa değil, diktatörlük manifestosu denir. Adının başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı olması bu gerçeği değiştirmez. Meclisten daha geniş yetkilere sahip olan, hatta istediğinde meclisi bile belirleyen tek kişilik bir kurum oluşturmak ne ekonomik ne de siyasi istikrar sağlamayacaktır. 14 yıldır bütün kurumlarıyla devleti yöneten iktidar bugün geldiğimiz durumun sorumlusudur. Ve bu kriz daha fazla yetki ile hesap sorulamayacak bir padişah yaratmakla değil hesap verecek demokratik bir işleyişin hayata geçirilmesiyle aşılacaktır” şeklinde konuştu.
OHAL’İN İKTİDARINIZA VERDİĞİ YETKİYE DAYANARAK…
OHAL’de anayasa çalışmasının yapılması konusunda da tepkili olan Usluer, “15 Temmuz’dan beri OHAL ile yaşıyoruz. OHAL koşullarında Anayasa tartışan tek ülke olarak tarihe geçeceğiz sayenizde. Komisyonda kavga dövüş yürüttüğünüz tartışmaları sokakta polis şiddeti izliyor. Başkanlığa hayır diyenler şimdiden gözaltına alınmaya, tutuklanmaya başladı bile. Bütün bunları OHAL’in iktidarınıza verdiği yetkiye dayanarak yapıyorsunuz. Tahammülsüzlüğünüz sizleri ele veriyor. Hem mecliste hem sokakta, darbe anayasasına hayır diyenlere yaptıklarınız, yapacaklarınızın teminatıdır. Bugünden başımıza gelecekleri haber veriyorsunuz adeta. Oldubittiyle hazırladığınız metne daha kendi vekillerinizi ikna edemediniz, bu halkı nasıl ikna edeceksiniz.
BELLİ Kİ EMİR BÜYÜK YERDEN, ALO FATİH DEVREYE GİRMİŞ
Anayasa değişikliği konusunda tartışmaların sağlıklı olmadığına vurgu yapan Usluer, televizyon programlarında bile anayasa uzmanlarının değil hükümete yakın isimlerin konuştuğunu ve propaganda yaptıklarını ifade etti. Usluer, “Ekranlara çıkardığınız paralı askerleriniz de sizden beter. Daha taslak metinde ne olduğunu bilmeden Anayasa dersi vermeye kalkan, düşük profilli uzman doldu her kanal. Belli ki emir büyük yerden, alo Fatih devreye girmiş. Anayasa meclisten çok TV kanallarında tartışılıyor. Madem öyle bütün komisyon çalışmalarını canlı yayınlayalım halk izlesin ne konuşulduğunu dedik, hayır dediniz. Demek ki korkuyorsunuz çok güvendiğiniz halkın gerçekleri öğrenmesinden. OHAL’i kaldıralım sivil toplumun aktif katılacağı bir süreç örgütleyelim dedik, hayır dediniz. Demek ki aceleniz var, herkesin karışmasını istemiyorsunuz. Sarayda hazırlanan ve sadece sarayın geleceğini garantileyen bir Anayasa’yı bizlere kabul ettirmeye çalışıyorsunuz, biz de buna hayır diyoruz” dedi.
RUSYA İLE El NUSRA ARASINDA GİDİP GELEN DIŞ POLİTİKANIN HESABINI VERİN
Meclisin gündeminin bir kişinin ikbali için meşgul edildiğini söyleyen ve daha önemli gündemlerin olduğunu ifade eden Usluer hükümete , “Patlayan bombaların, şehit edilen askerlerimizin ve Rusya ile Nusra arasında gidip gelen dış politikanın hesabını verin. Halka dolar bozdurmayı öğütlerken, Saray bütçesine milyon dolarları nasıl eklediğinizi anlatın. Başkanlığı değil Ensar tecavüzcülerini nasıl koruduğunuzu, kadın cinayetlerinin ne kadar rahat işlendiğini, çocuk tecavüzünü yasalaştırmaya çalıştığınızı anlatın kadınlara. Bombaların parçaladığı bedenler daha hastane morglarında beklerken, ağız dolusu gülücüklerle nasıl köprü açılışları yaptığınızla övünün” şeklinde konuştu.
İSTİKRARINIZI, BİR DE EKONOMİK BUNALIM YÜZÜNDEN BORÇ BATAĞINA BATMIŞ ESNAFA, İŞÇİYE, MEMURA AÇIKLAYIN
Anayasa değişikliği ile hükümetin sorumluluklarından kaçmaya ve çalıştığını söyleyen Usluer, “Darbecilerle hesaplaşıyoruz diye KHK’lar çıkarırken, darbeci olup itirafçı olanları göreve iade etmeyi düşündüğünüzü itiraf edin. Darbe girişiminin siyasi kanadına nasıl toz kondurmadığınızı açıklayın. Bizlere saldırıp hakaretler edeceğinize IŞİD hayranı vekillerinize, Rus uçağı düşürmek isteyen kurmaylarınıza ayar verin. Dilinize pelesenk olmuş şu istikrarınızı, bir de ekonomik bunalım yüzünden borç batağına batmış esnafa, işçiye, memura açıklayın. 14 yıldır parlamenter sistemde yaptıklarınızın kısa bir özetiydi bunlar. Bütün bu suçlarınız yetmiyormuş gibi şimdi de hepsini başkanlık rejimi ile elinizi rahatlatma peşindesiniz. Bu yüzden başkanlık istiyorsunuz; demokrasiden ve halkın adaletinden kaçmak, hesap vermemek için. Bu yüzden başkanlığa hayır diyoruz, hesap sormak için” ifadelerini kullandı.