ANKARA (ANKA)- 2016-2018 Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planında tedavi için hekime başvuran hastaların tedavi süreçlerini aksatmadan yürütmek için TCK’da yer alan ihbar yükümlülüğünün kaldırılması kararı alındı.

Uyuşturucu İle Mücadele Yüksek Kurulu, 2016-2018 Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planını uygulamaya koydu.

Sağlık Bakanlığı, Uyuşturucu İle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısına ilişkin açıklama yaptı. Uyuşturucu İle Mücadele Yüksek Kurulu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor, Gümrük ve Ticaret, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlarının katılımı ile bugün toplanarak, 2016-2018 Uyuşturucu İle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı uygulamaya koydu.

Yüksek Kurul, toplantıda şu kararları aldı:

-2016 Yılı Ekim ayında 2. Uyuşturucu İle Mücadele Şurası’nın yapılmasını kararlaştırmıştır. Şura’da mücadelede gelinen noktayı konunun tüm tarafları ile paylaşarak, kamu kurumları yanında, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin ve diğer toplum kesimlerinin ve ailelerin katkı ve katılımı ile mücadelenin güçlü bir şekilde sürdürülmesinin sağlanması amaçlandı.

-Yeni Eylem Planı döneminde, illerde Vali Başkanlığında kurulan İl Uyuşturucu İle Mücadele Koordinasyon Kurulları’nın daha fazla sorumluluk alarak yerel dinamikleri harekete geçirmesi hedeflendi. Bu amaçla Mayıs ayında, 8 İl Vali Yardımcısının ve sekreterya faaliyetlerini yürüten Halk Sağlığı Müdürlerinin katılımı ile bir toplantı yapılması karara bağlandı.

-Uyuşturucu ile mücadelede, tespit edilen yasal ihtiyaçlara yönelik olarak; uyuşturucu ile mücadele eden kolluk güçlerinin yakalamalarda uygulanan ödül tutarlarının 2 katına çıkarılması,  tedavi için hekime başvuran hastaların tedavi süreçlerini aksatmadan yürütmek için TCK’da yer alan ihbar yükümlülüğünün kaldırılması, örgütlü işlenen uyuşturucu suçlarında kullanılan gizli soruşturmacı yetkisinin bireysel olarak işlenen uyuşturucu suçlarında da kullanma yetkisinin güvenlik güçlerine verilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılması için gerekli girişimlerde bulunulması kararlaştırıldı.

-Metruk binaların yıkılarak, uyuşturucu tacirleri ve kullanıcıları için mekan olmaktan çıkarılması amacıyla, yürütülen çalışmalar kapsamında bu tür binaların yüzde 40’ının yıkıldığı belirtilerek, geriye kalan metruk binaların yıkılma süreçlerinin hızlandırılması için İçişleri Bakanlığı’nın yetkilendirilmesi kararlaştırıldı.

-İçişleri Bakanlığı tarafından Narkotim’lerin kurulması ile birlikte sokak satıcılarını yakalama oranlarının yüzde 60 oranında arttığı, alınan diğer önlemlerle uyuşturucu kullanımındaki ve satışındaki artış trendinin stabil hale gelmeye başladığı ifade edildi. Projenin devamı olarak öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürütülen “Güvenli Okul Projesi” kapsamında gençlerle, esnaflarla, velilerle ve okul çevresindeki diğer paydaşlarla daha sıcak diyalog kurulması, psikologlardan oluşacak Narkolog projesinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Pilot olarak uygulanması ve sonrasında elde edilecek verilere göre yaygınlaştırılması karara bağlandı.

-Uyuşturucu ile mücadelede işadamlarının, STK’ların, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin katkı ve katılımını sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde sağlamaya yönelik model geliştirilerek uygulamaya geçirilmesi karara bağlandı.

-Bakanlıklar dışında, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda mücadeleye destek olması amacıyla, Uyuşturucu İle Mücadele Kurulu’na Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de üye olarak katılması kararlaştırıldı.

Yüksek Kurul, uyuşturucu ile mücadeleyi 2016-2018 döneminde de aynı kararlılık ve hassasiyetle, yerel yönetimlere ve STK’ların katılımına öncelik verilerek yürütüleceğini bildirdi. Toplantıda özellikle gençleri hedef alan uyuşturucu tacirleri ile amansız bir şekilde mücadele edildiğini belirtildi ve uyuşturucudan mağdur olan insanların tedavilerinin yanında tıbbi ve sosyal rehabilitasyon süreçlerinin de en etkili şekilde yürütüleceği konusundaki kararlılık vurgulandı.