GERÇEK MUHABİR / ANKARA
TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili AKP’li Ahmet Aydın, CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz’ın TRT ile ilgili verdiği soru önergesini iade etti. İadeye gerekçe olarak önergede yer alan “Devlet televizyonu olan TRT’nin tek yanlı, mezhepçi, farklı siyasal, toplumsal, kültürel kesimlere karşı ilgisiz, duyarsız, hatta inkarcı ve karşıt yayın politikalarıyla yönetilmesi doğru mudur?” sorusu ile iki sorunun kişisel görüş içermesi gösterildi. CHP’li Yılmaz, soru önergesinin iade edilmesine tepki göstererek, “TBMM’nin sorularımızdan değil, TRT’nin tutumundan ve yayın politikasından rahatsız olmasını beklerdim. TRT, Türkiye’nin her türlü çoğulculuğuna ve renkliliğine karşı inkarcı ve ayrımcı bir tutum sergiliyor” diye konuştu.
GELİRLERİNİN 1.5 MİLYARI HALKIN CEBİNDEN
Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Sayıştay’ın 2015 yılı denetim raporunda TRT’nin içinde bulunduğu mali ve yönetimsel durumu ortaya koyduğunu belirtmişti. Kurumun 2015 yılında 146 milyon 972 bin lira kamu zararı gerçekleştiğini ifade eden Yılmaz, “TRT’nin gelirlerinin 1 milyar 522 milyon lirasının halkın cebinden karşılandığı ifade edilmiştir. Bu gelirlerin 843 milyon lirasını elektrik faturalarından tahsilat payı, 679 milyon lirasını ise bandrol gelirleri oluşturmuştur” görüşlerini dile getirmişti.
Sayıştay’ın raporuna göre TRT’nin 262 yayını çeşitli yasal gerekçelerle ekranlarında göstermediğine değinen Yılmaz, önergesinde şu sorulara yer vermişti:
“-Bu yayınlar hangileridir ve hangi gerekçelerle gösterilmemiştir? Yayınlanmayan bu programlar için herhangi bir ödemede bulunulmuş mudur? Bulunulduysa ne kadarlık bir ödeme yapılmıştır?
-Devlet televizyonu olan TRT’nin, tek yanlı, mezhepçi, farklı siyasal, toplumsal, kültürel kesimlere karşı ilgisiz, duyarsız, hatta inkarcı ve karşıt yayın politikalarıyla yönetilmesi doğru mudur?
-Türkiye’nin tamamını kucaklama kaygısından uzak bu yayın anlayışıyla TRT, unvanının önündeki “Türkiye” sıfatını ne kadar hak etmektedir?
-İktidar partisinin yayın organına dönüşen bu yayın politikasıyla bir devlet televizyonu olan TRT, devletin de bir parti devletine dönüştüğü görüntüsüne katkı vermemekte midir?
-TRT’nin farklı siyasal, toplumsal, kültür ve inançtan her kesime tarafsız, eşit ve adil bir anlayışla yayın yapması yönünde hazırladığınız/hazırlayacağınız önlem ya da bir eylem planı var mıdır? Olacak mıdır?
-Halkın vergileriyle yayın yapan TRT’nin, halkın sahip olduğu tüm değerlere ve zenginliklere daha duyarlı olması için yaptığınız/yapacağınız çalışmalar nelerdir?”
İADE ETTİ
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, CHP’li Yılmaz’ın önergesinde yer alan üç soruyu “kişisel görüş” içerdiği gerekçesiyle iade etti. Aydın, önergede yer alan “Devlet televizyonu olan TRT’nin, tek yanlı, mezhepçi, farklı siyasal, toplumsal, kültürel kesimlere karşı ilgisiz, duyarsız, hatta inkarcı ve karşıt yayın politikalarıyla yönetilmesi doğru mudur? Türkiye’nin tamamını kucaklama kaygısından uzak bu yayın anlayışıyla TRT, unvanının önündeki ‘Türkiye’ sıfatını ne kadar hak etmektedir? İktidar partisinin yayın organına dönüşen bu yayın politikasıyla bir devlet televizyonu olan TRT, devletin de bir parti devletine dönüştüğü görüntüsüne katkı vermemekte midir?” sorularının içtüzük hükümlerinde belirtilen nitelikleri taşımadığını öne sürdü ve bu nedenle önergenin işleme konulmadığını ve iade edildiğini belirtti.
“TRT’NİN TUTUMUNDAN RAHATSIZ OLMALARINI BEKLERDİM”
CHP’li Yılmaz, soru önergesinin iade edilmesini değerlendirirken, TRT’nin tek yanlı, mezhepçi, farklı siyasal, toplumsal, kültürel kesimlere karşı ilgisiz yönetildiğinin herkes tarafından bilinmesine rağmen, TBMM’nin bu yöndeki soruları kabul etmediğini vurguladı. Yılmaz, şöyle devam etti:
“TRT’nin tek yanlı, mezhepçi yayın yaptığını ifade ettiğimiz hiçbir soruya tahammülleri olmadığı görülüyor. TBMM’nin sorularımızdan değil, TRT’nin tutumundan ve yayın politikasından rahatsız olmasını beklerdim. TRT, Türkiye’nin her türlü çoğulculuğuna ve renkliliğine karşı inkarcı ve ayrımcı bir tutum sergiliyor. Hepimiz birlikte Türkiye’yiz; Türkiye hepimizdir. Türkiye’nin radyo ve televizyon kurumunun da bu gerçekliğin ve gerekliliğin ayırdında olmasını bekliyorum. Meclis’te en doğal haklarımızdan biri denetim hakkımızdır ve ne yazık ki bağımsız ve tarafsız olması gereken Meclis Başkanlığı, bu konuda taraflı bir tutum sergilemektedir. Böyle bir tutumu kabul etmemiz asla mümkün değildir.”