Rızvanoğlu önergesinin gerekçesinde, “Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası, uzun süredir bölge halkının geçim kaynakları arasında yer alan tarım, hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri için vazgeçilmez bir alan olarak öne çıkmaktadır. Yaylada yer alan yeraltı su kaynakları, bu faaliyetlerin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir ve aynı zamanda bölgenin ekolojik dengesi için kritik bir rol oynamaktadır. Hasandin Yaylası, endemik bitki türleri açısından zengin bir çeşitliliğe sahiptir ve bu türler, bölgenin biyolojik çeşitliliği için büyük önem taşımaktadır.” ifadelerine yer verdi.
“Su kaynakları risk altında”
Rızvanoğlu yaylanın su kaynaklarını beslediğini ifade ederek, “Ayrıca, Dicle Nehri üzerinden onlarca köyün su kaynağını besleyen yaylanın korunması gerektiği, aksi halde ciddi bir halk sağlığı sorununun ortaya çıkabileceği, Türk Tabipleri Birliği tarafından ifade edilmiştir. Ancak, Hasandin Yaylası’nda yapılması planlanan maden projesi, bu hassas ekosisteme ve yeraltı su kaynaklarına geri dönüşü olmayan zararlar verme riski taşımaktadır. Dinamit gibi ağır müdahale yöntemlerinin kullanılması, bölgenin doğal yapısını tahrip edebilecek ve su kaynaklarının kirlenmesine yol açabilecektir. Bu durum, yalnızca çevresel tahribata yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda bölge halkının geçim kaynakları üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilecektir.” dedi.
“Hasandin Yaylası acilen korunmalı”
Yaylanın korunması gereken alan ilan edilmesi gerektiğini belirten Rızvanoğlu, “Bu nedenlerle, Hasandin Yaylası’nın korunması gereken bir alan olarak ilan edilmesi ve bölgenin ekosisteminin, su kaynaklarının ve yerel ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması büyük bir önem taşımaktadır. Bölgeye yapılması planlanan maden projesinin çevresel ve ekonomik etkilerinin titizlikle değerlendirilmesi elzemdir.” sözleriyle önergesinin gerekçesini tamamladı.
Rızvanoğlu, Bakan Kurum’a şu soruları yöneltti:
1. Bölge halkının karşı çıktığı bu projenin ısrarla yapılmak istenmesinin gerekçesi nedir? Alternatif araziler değerlendirilmiş midir?
2. Maden projesi hangi şirketlere ruhsatlandırılmıştır?
3. Projeye ilişkin bir Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlanmış mıdır? Eğer hazırlandıysa, bu raporun bulguları ve Bakanlığın görüşü nedir?
4. Maden projesinin bölge ekonomisi üzerindeki etkileri hakkında Bakanlık tarafından yapılmış bir çalışma var mıdır?
5. Yayladaki yeraltı su kaynaklarının korunması için Bakanlık hangi önlemleri almaktadır? Maden projesinin Dicle Nehri üzerindeki su kaynaklarını etkileme potansiyeli incelenmiş midir?
6. Bölge halkının tarım, hayvancılık ve arıcılık faaliyetlerine doğrudan etki edebilecek bu maden projesi hakkında Bakanlığa ulaşan itiraz ve şikayetler var mıdır? Varsa, bu şikayetlere karşı hangi adımlar atılmıştır?
7. Hasandin Yaylası’nın korunması gereken bir alan olarak ilan edilmesi düşünülmekte midir?
8. Maden projesinin halk sağlığı üzerindeki olası etkilerine yönelik bir çalışma yapılmış mıdır?