Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, kolluk görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçlardan veya disiplin cezasını gerektiren eylem, tutum veya davranışlarından dolayı idarî merciler tarafından yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve raporların kamuoyu ile paylaşılmasına dair Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) kanun teklifi sundu.
“KAMU VİCDANININ RAHATLATILMASI ELZEMDİR”
Polat, “Kolluk güçleri, dünyanın her yerinde olduğu gibi zaman zaman yanlış veya haksız uygulamalar içerisinde bulundukları iddiası ile kişiler, gruplar veya bir takım kurumlar tarafından şikâyetlere konu edilebilmektedirler. İhbar ve şikâyetler, şüphesiz ki mevzuat ve kurum hiyerarşisi gereği gerekli usuller takip edilerek, kurum disiplin sistemi içerisinde araştırılıp bir sonuca bağlanmaktadır. Ne var ki, bazı iddialar her ne kadar ‘yerinde’ ve ‘yeterince’ araştırılıp sonuçlandırılmış olsalar bile, ortaya çıkan kararlar neticesinde ‘meslek dayanışması’ veya ‘kurum itibarının korunması’ için ‘kayırma’, ‘kollama’ veya ‘örtbas’ yapıldığı gibi olumsuz düşünce ve eleştirilere konu olabilmektedir. Bu gibi durumlarda kamu vicdanının rahatlatılması ve adaletin tecelli ettirildiğine dair şüphelerin son bulması; toplumsal denge bozukluklarının giderilmesi, kamu düzenin korunması ve uluslararası gelişmişlik seviyesinin artırılması bakımından elzemdir“ dedi.
“ADALETİN TECELLİSİ KONUSUNDA ŞÜPHE DUYULMAMALIDIR”
Özellikle demokratik sistemlerde kurumların yozlaşmaya uğramadan sağlıklı işleyişlerini devam ettirilebilmeleri için benimsenen ilkelerin en önemlileri olarak; ‘açıklık’, ‘şeffaflık’ ve ‘hesap verilebilirlik’ ilkelerinin gösterildiğini vurgulayan Polat, “sunduğumuz teklif ile kolluk görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçlardan veya disiplin cezasını gerektiren eylem, tutum veya davranışlarından dolayı idarî merciler tarafından yapılan iş ve işlemlere ilişkin bilgiler, ihbar ve şikâyet başvurularının güncel durumu, ihbar ve şikâyet başvurularına ilişkin istatistikler ve bu verilere ilişkin analiz sonuçları ile raporların kamuoyu ile paylaşılmasıyla; ‘açıklık’, ‘şeffaflık’ ve ‘hesap verilebilirlik’ ilkelerinin hayata geçirilmesinin yanı sıra kamu vicdanının rahatlatılması, adaletin tecelli ettirilmediğine dair şüphelerin ortadan kaldırılması ve kamu düzeninin korunması hedeflenmiştir” dedi.
“KOLLUK KUVVETLERİ İLE YAŞANACAK ŞİDDET OLAYLARINDA KAYGI ORTADAN KALKACAK”
Polat ayrıca, “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu yasalaştı, bekçiler polis yetkileriyle donatıldı. Kimlik sorma, sorgulama, gözaltı, silah kullanma yetkileri özel yaşama müdahaleden, ahlak polisliğine kadar genişleyebilecektir. Ahlak bekçiliği tehlikeli bir kavramdır, akıllara şu soruyu getiriyor; hangi ahlakın bekçiliği yapılacaktır? Zaten toplumda yaşam biçimiyle, giyim ve kuşamıyla, davranışıyla tehdit altında olan kadınlar, gençler veya LGBT bireyleri, düşünce yapısını bildiğimiz siyasi iktidar tarafından atanan ve geniş yetkilerle donatılan yeni kolluk gücü bekçilerin güvencesi altında (!) yaşayacaklardır. Toplumda, vatandaşın can ve mal güvenliğinin; liyakatsiz, söz konusu mesleği icra etmek için yeterli eğitimden ve iletişim yeteneklerinden yoksun kişilere teslim edilmesi, huzur sağlamak yerine vatandaş ile kolluk arasında şiddet olaylarının artmasına sebep olacağı kaygısı yaratmaktadır. Sunduğumuz teklif ile herhangi bir olumsuzluk üzerine kolluk hakkında şikayetçi olan vatandaşın konuya müdahil olmasını kolaylaştırmak ve hak arama çabasının karanlıkta kalmasının önüne geçmek amaçlanmıştır. Bir diğer amaç da toplumsal huzurun bozulmasının, vatandaşın kolluk kuvvetlerine ve hatta devlete olan güveninin de sarsılmasının önüne geçmektir” diye sözlerine ekledi.