Yusuf Tekin’den önceki eğitim sistemi ‘bizim değerlerimizle’ inşa edilmemiş miydi?
(DP Basın Merkezi – 6 Şubat 2024) Demokrat Parti (DP) Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması talebiyle TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, Bakan Tekin’in müfredat değişikliği açıklamasını sert bir dille eleştirdi. Altıntaş ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte uygulanan ÇEDES projesini gündeme getirerek, “Öğretmenler değerler eğitimi vermekte yetersiz kaldığı için mi öğrencilere imam ve vaizler tarafından eğitim verilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur?” ifadelerini kullandı.
Altıntaş, Milli Eğitim Bakanı tarafından kullanılan “Ana paradigmasından tutun, bize ait ve bizim değerlerimizle inşa edilmiş, bizim referans değerlerimizin ışığında oluşturulmuş bir eğitim sisteminin inşası için gerekli çalışmalarımızı tamamladık.” şeklindeki ifadeleri hatırlatarak, bugüne kadar uygulanmakta olan eğitim sisteminin ana paradigmasının iktidar tarafından nasıl tanımladığının açıklanmasını talep etti.
Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından uygulanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocalarının okullardaki öğrencilere değerler eğitimi verdiğini hatırlatan DP Sözcüsü Altıntaş, “ÇEDES projesi kapsamında bugüne kadar kaç öğrenciye değerler eğitimi verilmiştir?” ifadelerini kullandı.
Altıntaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
1) 2002 yılından bugüne kadar toplam 9 bakanın görev yaptığı, müfredatın 6 defa değiştiği Bakanlığınızda, 22 yıldır uygulanan müfredat ve eğitim sistemini “bize ait ve bizim değerlerimizle inşa edilmiş” olarak kabul etmemenizin sebepleri nelerdir?
2) Bugüne kadar uygulanmakta olan ve eleştirdiğinizin anlaşıldığı eğitim sistemimizin ana paradigmasını nasıl tanımlıyorsunuz?
3) Hayata geçirmeyi planladığınız yeni eğitim sisteminin referans değerleri nelerdir?
4) ÇEDES projesi kapsamında bugüne kadar kaç öğrenciye “değerler eğitimi” verilmiştir?
5) ÇEDES kapsamındaki değerler eğitiminin içeriği “bizim değerlerimizle” mi inşa edilmiştir? Bunun göstergeleri nelerdir?
6) Bakanlığınıza bağlı okullarda görev yapmakta olan öğretmenler değerler eğitimi vermekte yetersiz kaldığı için mi öğrencilere imam ve vaizler tarafından eğitim verilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur?
7) ÇEDES projesi nedeniyle Bakanlığınıza bağlı okullarda bazı dini grupların etki alanı oluşturduğu yönündeki eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
8) Okullarda imam ve vaizler yerine psikolojik danışmanlık ve rehberlik branşlarındaki öğretmenleri merkeze alan daha titiz ve denetimli bir eğitim modeli oluşturulabilir mi?