AKP’den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu’nun, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’nin en köklü ve saygın üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına tepkiler sürüyor.
Cumhurbaşkanının doğrudan rektör atamasına imkan sağlayan antidemokratik uygulama yeniden tartışmaya açılırken, CHP’nin rektörlük seçimlerinin geri getirilmesini ve rektör belirleme sürecine akademisyenlerin yanı sıra öğrencilerin de dahil edilmesini öngören kanun teklifi, iktidar tarafından Meclis gündemine alınmıyor.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal’ın imzasını taşıyan yasa teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda tozlu raflarda bekletiliyor.
AKADEMİSYEN VE ÖĞRENCİLERDEN EN ÇOK OYU ALAN KİŞİ REKTÖR OLACAK
Tanal’ın hazırladığı teklifle, üniversitelerde rektörün belirlenmesi sürecine öğretim üyelerinin ve öğrencilerin etkin katılımının sağlanması amaçlanıyor. CHP’li vekilin TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifinin yasalaşması halinde, KHK ile kaldırılan rektörlük seçimleri uygulaması geri getirilecek.
Bu sefer rektör belirleme sistemine üniversite öğrencileri de dahil edilecek.
Buna göre, üniversitenin mevcut öğrencilerinin kendi aralarındaki seçimde en yüksek oyu alan hoca rektör adayı olarak belirlenecek. Üniversitenin öğretim üyeleri de kendi aralarındaki oylamada bir rektör adayı belirleyecek. Adaylardan biri de YÖK tarafından önerilecek. Sonrasında 3 rektör adayı Cumhurbaşkanlığı’na gönderilecek.
Ancak hem öğretim üyelerinin yaptığı seçimden hem de öğrencilerin yaptığı seçimden mevcut oyların salt çoğunluğunu alan bir aday olursa bu kişi Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanacak. Yani akademisyen ve öğrencilerin en çok beğendiği Profesör ünvanına haiz hoca, üniversitenin rektörü olacak.
DÜNYADAKİ BAŞARILI ÜNİVERSİTELER FİKRE KIYMET VERİYOR
CHP’nin hukukçu vekili Mahmut Tanal’ın hazırladığı kanun teklifinin gerekçesinde, dünyada akademik başarıya ulaşmış üniversitelerin, akademisyenlerinin ve öğrencilerinin fikirlerine verdiği değerin yüksekliğiyle dikkat çektikleri belirtildi. Gerekçede, mezun olduktan sonra ülke yönetiminden ticari faaliyetlere kadar birçok önemli alanda görev alacak kişilerin yetiştirilmesi sürecinde, öğrencilerin kararlarına güvenilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Gerekçede, “Üniversitelerin demokratik bir ortam kazanabilmesi için öğrencilerinin, personelinin, akademisyenlerinin fikrini soran, bu fikirlere kıymet veren üniversite ortamlarının oluşturulması gerekmektedir” denildi.
ANTİDEMOKRATİK DOĞRUDAN ATAMA YERİNE…
Bu düşünce ve anlayışla tasarlanan kanun teklifinin, oldukça antidemokratik bir uygulama olan doğrudan atama yolu yerine hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin yapacakları seçimlere dayanan son derece demokratik bir rektörlük seçim sistemi getirdiği kaydedildi.
Gerekçede ayrıca söz konusu kanun teklifi ile hem öğrencilerin hem de öğretim üyelerinin oylarının salt çoğunluğu almak gibi bir başarı göstermiş akademisyenlerin doğrudan rektör olarak atanmasının düzenlendiği hatırlatılarak, “Böylelikle hem akademisyenlerin hem de öğrencilerin fikirleri daha da önemli bir konuma gelmektedir” ifadelerine yer verildi.