CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, “sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfının, sokakta yaşayan yardıma muhtaç vatandaşların barınma ve aş ihtiyacını karşılamasını” öngören kanun teklifi hazırladı.
TBMM Başkanlığı’na sunduğu, 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili yazılı açıklama yapan Av. Kılıç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5’inci maddesinde, “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” denildiğini ifade etti.
Anayasa’nın 17’inci maddesinin de “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” hükmünü içerdiğine işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, “Anayasa’ya göre, ‘kişinin temel hak ve hürriyetleri’ devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır ve herkesin yaşama hakkına sahip olduğu da Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Vatandaşların yemek ve barınma ihtiyacı temel haklar arasında sayıldığından devletin, kişilerin bu ihtiyaçlarını gidermesi gerekmektedir. Aynı şekilde ‘yaşama hakkına’ sahip olan bireylerin, bu haklarını devam ettirmesi için barınma ve yemek ihtiyacına sahip olması; devletin de yaşama hakkına sahip olan vatandaşların bu ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir.” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, Türkiye’de başta Türk Kızılay’ı ile Darülaceze olmak üzere bazı vakıflar, dernekler ve belediyelerin aşevlerinin bulunduğunu kaydetti.
Türk Kızılay’ı ile adı çeşitli yolsuzluk olaylarına karışan bazı dernek ve vakıfların kurdukları aşevlerinde, yardıma muhtaç vatandaşların günlük yemek ihtiyaçlarının karşılandığını belirten Av. Sevda Erdan Kılıç, İstanbul Vakıflar I. Bölge Müdürlüğünce de Eyüp İlçesinde işletilen aşevinde 2 bin kişiye günde bir öğün sıcak yemek verildiğini ifade etti. Darülaceze Vakfı’nda da yardıma muhtaç vatandaşlara barınma ve yemek hizmeti sunulduğunu vurgulayan CHP’li Av. Kılıç, bu aşevlerinin çoğunda sadece bir öğün yemek verildiğini bildirdi.
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, vakıflar ve derneklerin yanı sıra bazı belediyelerin de aşevlerinin olduğunu, ancak ülkedeki bütün bu aş ve barınma evlerinin, sayı ve kapasite olarak yoksul ve yardıma muhtaç vatandaşlar için yetersiz olduğunu kaydetti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, şunları kaydetti:
“Özellikle deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde ve salgın döneminde devletin ne kadar çaresiz kalabildiğini 2020 yılı içerisinde çokça gördük. Deprem ve sel felaketlerinin sıkça yaşandığı ülkemizde hala kararlı politikalar üretilemiyor oluşu, felaket sonrasında yaşanan acı tabloları gözler önüne sermektedir. Birçok yurttaşımızı kaybettiğimiz ve birçok yurttaşımızın da evsiz ve gıdasız kaldığı Elazığ, İzmir depremleri ile Giresun’da yaşanan sel felaketi sonrası devletin kurumları, barınacak yer temin etme ve gıda konusunda yeterli desteği sağlayamamıştır. Bu görevi yerel yönetimler ve yurttaşlarımız büyük bir dayanışma ruhuyla atlatmıştır.
“Yoksulluk kader değil, politikadır”
Yine salgın döneminde iş kaybına uğrayan ve yoksulluğa terk edilen milyonlarca insan yiyecek ekmek dahi bulamayacak duruma gelmiştir. Yoksulluk artık ülkemizde kronik hale gelmiş, iktidar bu yoksulluğa çare olmak yerine sadece uzaktan izlemekle yetinmektedir.
Bu ekonomik gidişat yeni evsizler, yeni yoksullar yaratmaya başlamış ve son dönemlerde yoksulluk kaynaklı intiharların arttığı gözlenmiştir. Sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirecek politikalar üretilmelidir. İleride yaşanabilecek doğal afetlere ve salgınlara karşı yurttaşların ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde giderecek önlemler şimdiden alınmalıdır.”
“Barınabilecekleri sıcak bir yer bulabilmeleri önemli”
Evleri ve gidecek yerleri olmayan bazı vatandaşların da sokakta yaşadığına ve buna ilişkin haberler ve görüntülerin zaman zaman basına yansıdığına işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, şunları belirtti:
“Özellikle kış aylarının ne kadar soğuk geçtiği ve pandemi salgınının da daha devam edeceği göz önüne alındığında, barınabilecekleri sıcak bir yer bulabilmelerinin onlar için ne kadar önemli olduğu gerçeği ortadadır. Bazı belediyeler havaların çok soğuk olduğu dönemlerde zaman zaman sokakta yaşayan vatandaşlar için özellikle kapalı spor salonlarını açarak onların barınma ve yemek ihtiyaçlarını gidermektedir ancak havalar ısındığı zaman o kişiler tekrar sokaklara dönmek zorunda kalmaktadır. Bu nedenle özellikle büyükşehirlerde sokakta yaşayanların bu sorununun kalıcı olarak giderilmesi gerekmektedir. Bu noktada da en büyük sorumluluk, vatandaşların ‘yaşama hakkını’ Anayasa uyarınca koruma altına alan devlete düşmektedir.
Anayasa uyarınca devletin vatandaşların barınma ve yemek ihtiyacını karşılaması bir zorunluluktur ve buna göre de devlet bu ihtiyacı karşılayacak önlemleri almakla yükümlüdür.”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, bu nedenle, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu uyarınca; “ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede kurulan” sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının, yardıma muhtaç fakir vatandaşlar için barınma ve yemek hizmeti vermesinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
“Kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan vakıflara muhtaç olmasınlar”
İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, açıklamasında şu hususları vurguladı:
“Kanun teklifini hazırlamadaki amacımız; sokakta yaşayan, hiçbir geliri olmayan, yardıma muhtaç fakir vatandaşlarımıza devletin şefkat elini uzatmasıdır. Birçok dernek, vakıf ya da belediye bu hizmeti vermektedir. Ancak bu hizmet daha çok büyükşehirlerde verilmektedir, kapasiteleri ve sayıları yetersizdir, ayrıca düzensiz bir şekilde yapılmaktadır. Çoğu yerde de tek öğün verilmektedir. Sağlıklı bir insanın üç öğün yemesi gerektiğini göz önüne aldığımızda, aşevlerinin sayı olarak kapasitelerinin yetersiz olmasının yanı sıra, öğün olarak da ihtiyaçları karşılamadığı sonucunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle her il ve ilçede bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla bu kişilerin barınma ve aş ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.
Bu hizmetin ülke çapında ihtiyaç sahibi olan herkese ulaştırılması da bu vatandaşların, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan bazı vakıf ve derneklerden barınma ve yemek ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalmaları durumunu ortadan kaldıracaktır.”