CHP’li Kaplan, “Ekonomik krizin etkilerinin her geçen gün daha çok hissedildiği ülkemizde, geçim sıkıntısı kaynaklı intiharlarda ciddi bir artış gözlemlenmekte ve son zamanlarda yaşanan intiharların işsizlik, yoksulluk, gelecek kaygısı, erkek şiddeti, istismar ve mobbing gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır” dedi.
DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI, ADALET AZALDI; İNTİHARLAR ARTTI!
Milletvekili, sözlerine şu şekilde devam etti;
“Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2002-2019 yılları arasında 53 bin 425 kişi yaşamına son vermiş; bunun 4 bin 801’i kayıtlara “ekonomik nedenlerle yaşanan intihar vakaları” olarak geçmiştir. Özellikle 2017-2019 yılları arasında %38 oranla artan intihar vakalarının önemli bir kısmının geçim sıkıntısı kaynaklı olması ve bu yılların tek adam rejimine geçiş sürecine denk gelmesi ise tesadüf değildir. Demokrasi, insan hakları, adalet gibi değerli kavramların zayıflatılıp; gelir düzeyi eşitsizliğinin ciddi oranda arttığı bu süreçte vatandaşların kendini bir çıkmazda hissederek çaresizce yaşamına son vermesi, tek adam rejiminin ülkemizde uygulanabilirliğinin mümkün olmadığı kanıtlayan en acı tablodur. Kutuplaştırılmış, ayrıştırılmış bir toplumda yalnızlaşan, geleceğini planlayamadığı için belirsizliğe, dolayısıyla da umutsuzluğa kapılan vatandaşlar hak ve özgürlük arayışlarına da olumlu dönüş alamadıkları için çaresizliğe sürükleniyorlar.”
Son yıllarda ise atanamayan öğretmenler, istihdam edilmeyen üniversite mezunları, istismar mağduru kadınlar gibi profillere ek olarak pandemi ile birlikte artan yine ekonomik şartlardan kaynaklanan müzisyenler ve mobbing sebebiyle intihar eden personeller de eklenmiştir” diyen Kaplan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a şu soruları yöneltti:
- Ülke genelinde 2020 yılında yaşanan intihar vakalarında sebepleri Bakanlığınızca araştırılmış mıdır? Araştırıldı ise sebepleri nelerdir?
- 2020 yılında yaşanan intihar vakalarının kaçı ekonomik sebeplidir?
- Ülkemizde bilinen son işsizlik rakamı kaçtır?
- İşsiz vatandaşların geçimini sağlayabilmesi için sosyal devlet ilkesi kapsamında ne tür çalışmalar yapılmaktadır?