Hakverdi'nin önergesi aynen şu şekilde:
Her yurttaşın haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu, temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlanabileceği ve bu sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı Anayasa’mız tarafından güvence altına alınmış haklardır. Ancak cezaevi idarelerinin keyfi yasaklar ve uygulamalar ile bu hakların ihlallerine sebebiyet verdiği iddia edilmektedir. Cezaevindeki mahkumların telefon ve görüş hakları uzun süreli ve üst üste verilmiş orantısız cezalar ile engellenerek mahkumların dışarı ile tek iletişim ve haberleşme haklarının gasp edildiği, yapılan güvenlik soruşturmaları sonrası haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmayan kişilerin görüşçü olarak yazılmasının güvenlik gerekçesi ile reddedilerek görüşçü hakkının da hukuksuz bir şekilde gasp edildiği iddialar arasındadır. Yine haklarında herhangi bir yasak ya da toplatma kararı bulunmayan bazı süreli süresiz yayınlar sakıncalı bulunarak mahkumların satın alması veya abone olması engellenmekte, mahkumların hücre ve koğuşlarında bulundurdukları kitap sayısı yetersiz miktarlar ile sınırlandırılmaktadır. Bu konuda da cezaevleri arasında henüz bir uygulama birliği sağlanabilmiş değil.
Mahkûm olsun olmasın her yurttaşın temel hak ve özgürlüklerinin korunması demokratik toplumlarda hukuk devletinin görev ve sorumlulukları arasındadır. Cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlali iddiaları Bakanlık tarafından araştırılmalı ve oluşan mağduriyetler ortadan kaldırılmalıdır.
Bu çerçevede;
Cezaevi Disiplin Kurulları tarafından mahkumlara ayları, yılları bulan mektup, telefon ve görüş hakkından mahrumiyet cezaları verildiği doğru mudur?
Haklarında yargı organlarınca hiçbir toplatma ya da yasaklama kararı bulunmayan süreli süresiz yayınların cezaevlerine alınmadığı, mahkumların bu yayınları satın alma veya abone olma haklarının gasp edildiği doğru mudur? Doğru ise hangi yayınlar engellenmektedir?
Mahkumların koğuş ve hücrelerinde bulundurmalarına müsaade edilen kitap sayısı sınırlandırılmış mıdır? Sınırlama varsa gerekçe nedir ve kaç kitap ile sınırlandırılmıştır? Bu konuda cezaevleri arasında bir uygulama birliği var mıdır?
Yapılan güvenlik soruşturmaları sonrası haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmayan kişilerin görüşçü olarak yazılmasının güvenlik gerekçesi ile reddedildiği doğru mudur?