Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Cumhurbaşkanı Kararı ile Çeşme ve Urla’da 511 adet parselin ‘acele kamulaştırmayla alınmasını meclis gündemine taşıdı.
Çeşme’de Alaçatı Mahallesi’nde Vali Kutlu Aktaş barajı ile deniz arasında kalan toplam 178 adet parsel Urla’da ise Zeytineli Mahallesi’nde Uzunkuyu mesire alanı ile deniz arasında kalan 333 adet parselin “Acele Kamulaştırılması” kararı verildi. Polat, kamu yararı ilkesinin çiğnendiğini belirterek, Urla’da yurttaşların ve DİSK’in arazilerine el konulurken hemen yanında kamulaştırmanın dışında kalan arsanın eski İçişleri Bakanı’na ait olup olmadığını sordu.
ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI’NIN ARAZİSİ Mİ VAR?
Resmi Gazete’de yayınlanan karara tepki gösteren Polat, “Kamu yararı dışında her şey var. Yakın döneme kadar birinci derece sit alanı olan bölge sit alanı olmaktan çıkarılıyor. Bugüne kadar orada tesis yapmak isteyenlere sit alanı diye izin verilmemiş. Şimdi kamulaştırma kararı ile birlikte tapuda şerh konulmuş. Büyük bir işgüzarlık var. DİSK’e ve bölge halkına ait taşınmazların acele kamulaştırma kararı ile birlikte el koyularak özel kişi ve kuruluşlara uzun dönemli kiraya verileceği belirtiliyor, yani rant ve hukuksuzluk var. Bölgenin doğası ve güzel koylarında talan var. Bir tek kamu yararı yok. Madem kamu yararını düşünüyorsunuz, araziler turizm kapsamında değerlendirilerek yurttaşlar tarafından satışa çıkarılsın. Parsel numaralarında arada atlatılan parseller var bunlar kimin? Kamulaştırılan arazilerinin hemen yanında kararın dışında tutulan arsalardan biri eski İçişleri Bakanı’na mı ait? Bunlar açıklansın. İşçilerin emeği ve alın teri ile çalışarak sendika tarafından işçilere tatil yeri yapılmak için alınmış taşınmazlara el konulmasının nasıl bir kamu yararı olabilir? Kamu yararı değil AKP’li olmanın yararı var. Yandaşlık ve rant yararı var” dedi.
URLA’YI RANTA VE TALANA AÇMAK İSTİYORLAR
Kötü giden ekonomi politikasını düzeltmek için resmen mafya gibi halkın mal varlığına el konulduğunu belirten Polat, “Devletin görevi, halkın refah seviyesini yükseltmek ve devamlılığını sağlamak, halkın kendi içerisinde güvenliğini sağlamaktır. Ancak ne can ne de mal güvenliği kalmamıştır. Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa tarafından güvence altına alınan ‘Mülkiyet Hakkı’ bu kamulaştırma kararı ile hiçe sayılmaktadır. Urla’ya önce kayyum atadılar, sonra meclisi iptal ettiler. Halkın iradesi ve yararına olan her şeye düşmanlar. Urla’yı daha önce yönettikleri İstanbul ve Ankara gibi ranta, talana açmak istiyorlar. Bu uygulama gösteriyor ki kayyum ve meclisin iptali tamamen stratejik ve politik bir hamle. Sebebi çok açık ve net bir şekilde rant çevresi ve yerel halkın sesini azaltmak. Kamulaştırma yapılan bölgenin hemen arkasında geçmişte yapılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tatilini yaptığı ‘kaçak villalar’ var” diye konuştu.