Bu Ülke Diktatörün Vicdanına Teslim Edilemez!

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Anayasa komisyonunda görüşülen ‘’Anayasa Değişikliği’’ kanunu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

28 Aralık 2016 Çarşamba 10:50
Bu Ülke Diktatörün Vicdanına Teslim Edilemez!

Görüşülen teklifin 12 Eylül, 12 Mart darbecilerinin dahi vermedikleri yetkiyi, bir kişiye verme projesi olduğunu belirten Bayır, ‘’Çıkarılması amaçlanan yasanın , Diktatörlük anayasası olduğunu, vatandaşlarımızın can, mal ve hukuk güvenliğinin  tek bir kişinin inisiyatifine bırakılarak bölünmenin alt yapısının hazırlandığını’’ iddia etti.

YETKİ SONSUZ AMA SORUMSUZ CUMHURBAŞKANI

15 Temmuz darbe girişimi sonrası iktidarın, güçlü bir demokrasi ittifakı çıkarmak yerine, otoriter rejim fırsatçılığı yaptığını ifade eden Bayır, ‘’20 Temmuz darbesiyle olağanüstü hâl rejimi kurulmuştur. Her darbede olduğu gibi 20 Temmuz darbesinde de kendi anayasasını yapmak üzere bu diktatörlük anayasası bize dayatılmaktadır. Yetkili ama sorumsuz, hesap vermeyen bir Cumhurbaşkanı olacak. Dayatılan bu anayasayla yürütme yetkisi doğrudan ve tamamen Cumhurbaşkanına veriliyor, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu kalkıyor. Cumhurbaşkanı istediği bakanı istediği gibi atayacak veya azledecek. Hükûmet, tamamen Cumhurbaşkanına bağlı olacak. Bakanlar ve Hükûmet için artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin güvenoyu vermesi gerekmiyor. Hükûmeti denetleyecek gensoru kurumu kaldırılıyor. Bakanlar, sadece ve sadece Cumhurbaşkanına hesap verecek, ama Cumhurbaşkanı Meclise hesap vermeyecek, ne Meclisin ne de başka bir kurumun hesap sorma hakkı olmayacak. ‘’ dedi.

HALKIN SEÇTİĞİ VEKİLLER YOK SAYILACAK

1924’te  Meclisin Atatürk’e dahi vermediği fesih yetkisini, Erdoğan’a verilmek istendiğini söyleyen Bayır, ‘’ Denge ve denetimin en önemli unsuru olan bağımsız yargı yok edilecek. Halkın seçtiği vekillerin yok sayıldığı, denetim yetkisi sıfırlanmış, itibarsız bir Meclis hâline getirileceğiz. Gensoru ve güvenoyu kurumu yok. Meclisin, Hükûmet üzerine, ne kurulurken ne görevi sırasında ne de bakanlığın işlemlerini denetleme yetkisi de yok. Meclisi işlevsiz hâle getirip ülkeyi Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yönetecek.  Bakanlıkları, kamu idaresinin tamamını, istediği gibi Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenleyebilecek, bakanlıkları, devlet dairelerini, kurumları kuracak, kaldıracak, görevlerini belirleyecek, atayacak, azledecek, disiplin işlerini düzenleyecek, ne kadar devlet yetkisi varsa kullanacak ama kendisi hesap vermeyecek ve denetlenemeyecek. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükûmet yetkililerinin tamamını ve hatta fazlasını kullanabilecek ama yargılanması neredeyse imkânsız hâle gelecek. Hem Cumhurbaşkanlığı hem parti başkanlığı yapacaksınız, parti başkanı olarak hem bürokratları atayacak hem Millî Güvenlik Kuruluna başkanlık yapacaksınız hem Hâkimler Yüksek Kurulu üyelerini hem Anayasa Mahkemesini, Danıştay üyeleriyle, Yargıtay başsavcı, başsavcı vekilini atayacaksınız hem milletvekillerini belirleyeceksiniz hem de devletin ve milletin birliğini temsil edeceksiniz. Hukuk olacak guguk. Hem tarafsızlık üzerine yemin edeceksiniz. Cumhurbaşkanının yemin etmesini düzenleyen 103'üncü madde oysa duruyor orada, aynen duruyor. Nasıl tarafsız olabileceksiniz?’’ şeklinde konuştu.

BÖLÜNMENİN ALT YAPISI HAZIRLANIYOR

Bu anayasanın ‘’Diktatörlük Anayasası’’ olarak adının değişmesi gerektiğini de iddia eden Bayır, ‘’Bu anayasa Cumhurbaşkanına, kararname çıkararak merkezî idare kapsamında bölgesel yönetim birimleri, bölgesel yapılar, bölgesel kamu kurum ve kuruluşları oluşturabilme yetkisi veriyor. Bu, federasyona geçiş hazırlığıdır. Bu, bölünmenin yolunu açar. Peki, bu anayasa geçerse ne olur? Bu anayasayla yaratılsa yaratılsa bir diktatör yaratılır. Her şeye dokunan ama kendisine dokunulmayan bir diktatör ortaya çıkar. Demokratik rejimden tamamen ayrılıp otoriter bir rejim kurulur. Hiçbir vatandaşın can, mal ve hukuk güvenliği kalmaz. Her kişi, kurum ve kuruluş tek bir kişinin, bir diktatörün vicdanına terk edilir. Yönetenleri denetleyecek hiçbir üst kalmaz. Devlet yönetiminde ve ülkede zorbalık hâkim olur. Bir kişi hem Hükûmet hem Meclis hem mahkeme olur. Yasama, yürütme, yargı bir tek elde toplanır. Seçimlerde sınırsız örtülü ödeneğiyle istediği parayı harcar, kamu kurum ve kuruluşlarının başına bürokrat ve hamilerini partisinin il, ilçe başkanı gibi çalıştırır. Devletin bütün imkânlarını, uçağını, aracını seçimlere alet eder. Bunun adına da "Demokratik seçim yapıyorum." der. Etkisiz, yetkisiz, âciz ve sembolik bir Meclis ortaya çıkar. Meclisi mezara, demokrasiyi tarihe gömeriz. Böylelikle bölünmenin altyapısı hazırlanmış olur. ‘’ dedi.

Son Güncelleme: 28.12.2016 10:52
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.