CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, konuyla ilgili hazırladığı soru önergesini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundu.
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğüne yönelik ihlallerin son yıllarda ciddi şekilde arttığını vurgulayan Av. Kılıç, basın özgürlüğünün, halkın bilgi alma ve doğru bilgi edinme hakkı olduğunu ve bu hakkın ellerinden alınamayacağına işaret etti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, iktidarın gazetecilere yönelik kısıtlama ve sınırlamalarının, halkın haber alma hakkını engelleyen, gasp eden sonuçlar doğurduğunu kaydetti. AKP iktidarları döneminde yaklaşık 200 medya kuruluşu kapatılarak mal varlıklarına el konulduğunu kaydeden Av. Sevda Erdan Kılıç, “En az 2360 kitap toplatılarak, yasakların boyutu kabile devletlerini bile geride bırakmıştır. Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 154. sıraya kadar gerilemiştir.” dedi.
Basına yönelik bu baskı ve sansür uygulamalarının aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını daha da zedelediğini ifade eden Av. Sevda Erdan Kılıç, “Türkiye, 18 yıllık AKP iktidarının basına yönelik uygulamaları sonucunda basın özgürlüğü liginde küme düşmüş, ‘kısmen özgür olan ülkeler’ kategorisinden ‘özgür olmayan ülkeler’ kategorisine gerilemiştir” dedi.
“Hazine ve Maliye Bakanının istifası haberleştirilemedi”
RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun yayın durdurma, idari para cezası ve ilan kesme cezaları ile basın kuruluşlarının baskı altına alınmaya çalışıldığını, doğru haberlerin bile cezalandırıldığı bir ortam oluşturulduğunu belirten CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, “Türkiye, bu dönemde; 5 günlük süreyle ekranı karartılan kanalların olduğu, suçu haber yapanın gözaltına alındığı, suçlunun ise elini kolunu sallayarak gezdiği, uydurma iddianamelerle gazetecilerin tutuklandığı, Hazine ve Maliye Bakanı’nın istifasının haberleştirilemeyip medyanın kendini askıya aldığı, Olay TV’nin bir ayı bile dolduramadan kapandığı, basın özgürlüğü açısından ibretlik bir süreci yaşamıştır.” ifadesini kullandı.
“Cumhurbaşkanlığı akreditasyon uygulaması AKP Genel Merkezinde”
AKP Genel Merkezi ve AKP MYK açıklamalarını izleyecek gazetecilerden Cumhurbaşkanlığı akreditasyonu istenmesinin, iktidarın basına yönelik baskısının son örneği olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, şunları kaydetti:
“Basın kartlarının yenilenmesi sürecinde izlenen objektiflikten uzak tutum ve akreditasyon uygulaması da basın özgürlüğü ile halkın haber alma hakkını zedeleyen yeni adımlar olarak tarihe geçmiştir. Son olarak AKP Genel Merkezi için Cumhurbaşkanlığı akreditasyonun geçerli hale getirilmesi de ‘yasakları bitireceğiz” diyenler açısından, akreditasyon uygulamasının geldiği nokta olması bakımından dikkat çekicidir.”
“Cumhurbaşkanını göremeyen Cumhurbaşkanlığı Muhabirleri var”
Cumhurbaşkanını göremeyen “Cumhurbaşkanlığı Muhabirleri” olduğunu ifade eden Av. Kılıç, “Çünkü, mevcut sarı basın kartı iptal edildiği veya turkuaz renkli yeni basın kartı verilmediği için, basın kartı varsa bile akreditasyon yapılmadığı için Cumhurbaşkanlığına alınmıyorlar, Cumhurbaşkanının katılacağı birçok programı izlemesine izin verilmiyorlar. Bu gazeteciler basın kartları olmadığı gerekçesiyle Meclis’e ve bakanlıklara da alınmıyorlar. Bu uygulama ile AKP iktidarı bırakın yasakları bitirmeyi, birçok alanda olduğu gibi basın sektöründe de yasakların çok çok fazlasını gazetecilere yaşatmaktadır.” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Cumhurbaşkanlığı’na akredite olan ve Cumhurbaşkanı’nın faaliyetlerini izleyebilen basın kuruluşlarının hangileri olduğunu ve akreditasyon listesinin ne zaman oluşturulduğunu sordu.