Konuşmasına Mevlana'nın “Ya olduğun gibi görün, Ya da göründüğün gibi ol” sözleri ile başlayan Didem ENGİN, "Bu referandumda Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, olduğunuz ya da göründüğünüz gibi değil, gerçekleri tamamen gizleyerek, halkımızı aldatma ve yanıltma üzerine Makyavelist bir anlayışla kurguladığınız bir tiyatroyu oynadınız. Bir taraftan kuvvetler birliğini hedefleyerek, yargının siyasileşmesi için teklif hazırladınız, diğer taraftan “Yargı Bağımsızlığı için Evet” pankartları astınız. Bir taraftan Meclis’in yetkilerini sınırlandıran, milletvekillerinin sözlü soru sorma imkânını bile kaldıran ve ülkemizdeki tüm yetkileri bir tek kişide toplayan maddeleri hazırladınız, diğer taraftan “Güçlü Meclis için Evet” pankartları ile her yeri donattınız" dedi.
"İyi niyetli vatandaşlarımızın oylarına göz diken sinsi siyasetçilerin, yalanlar üzerine kurulu bir propagandayı nasıl yürütebildiklerini tüm dünyaya gösterdiniz" diyen Didem ENGİN, yaşananların ülkemizin demokrasi tarihine kara bir leke olarak kayda geçtiğini belirtti.
ALKIŞLARLA DEMOKRASİMİZİ RAFA KALDIRARAK, ÜLKEMİZİ BİR ATEŞİN BİR KAOSUN İÇİNE ATTINIZ
Anayasa değişikliğinin ülkemizi bir ateşin, bir kaosun içine atarak, her türlü dış kumpasa açık hale getirdiğini belirten Didem ENGİN, "Tarih, 26. Dönem Meclisi’ni kendi yetkilerini ve işlevselliğini kısıtlayarak, alkışlarla demokrasimizi rafa kaldıran bir Meclis olarak kayda geçirmiştir. Bu onur Evet oyu veren tüm milletvekillerine yeter" sözleri ile tepkisini gösterdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMININ MANEVİ SAYGINLIĞINI YOK ETTİNİZ!
Partili Cumhurbaşkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı makamının manevi saygınlığının yok edildiğini vurgulayan Didem ENGİN, "Ülkemizin birlik ve bütünlüğünün altına dinamit konulmasına göz yumdunuz. Bundan sonra Cumhurbaşkanı, Cumhurun Başkanı olamayacaktır. Sadece kendi partisinin başkanı olacak ve bu şekilde karşılık bulacaktır" dedi.
Hükümet'i adalet sistemini siyasileştirerek, hukuk devletini yok etmekle eleştiren Didem ENGİN, "Şimdi bütün dünyanın önünde milletimizin gözüne bakarak “Buna da alışacaklar” umursamazlığı içinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun siyasi yapısını oluşturuyorsunuz" diye konuştu.
"Baskılarınızla Evet demek zorunda kalan vatandaşlarımızın bile gönlünde kabul görmeyen bu anayasa değişikliği ile, halkımızın sahip olduğu demokrasi bilincine rağmen ülkemizi bu şekilde yönetemezsiniz. Çünkü bu anayasa değişikliği ve oluşacak hukuk sistemi ile Türkiye içte ve dışta öngörülemez bir ülke konumuna düşmüştür" diyen Didem ENGİN, AGİT ve Venedik Komisyonu raporları ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kararına değindi.
"Siz istediğiniz kadar mezarlıkta ıslık çalarak “Bu kararların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur” deyin, bu referandum sonucunun meşruiyeti sadece ülkemizde değil, tüm dünyada sorgulanmaktadır" diyen Didem ENGİN, "Yürüttüğünüz dış politika ile zaten dünyadan tecrit edilmiş duruma getirdiğiniz ülkemize, bu kararların, hem dış politikada ve hem de ekonomide faturası çok ağır olacaktır" uyarılarında bulundu.
EKONOMİDE ÇALAN ALARM ZİLLERİNİN SORUMLUSU AKP OLACAKTIR!
Bu Anayasa değişikliğinin ekonomiye yapacağı yansımaları değerlendiren Didem ENGİN, “Hem yerli hem de yabancı yatırımların durmasının, ülkemizden sermaye çıkışlarının hızlanmasının, ihracatın her geçen yıl daha da gerilemesinin, turizm gelirlerinin her yıl daha da azalmasının, finansman bulunmasının zorlaşmasının, cari açığın tolere edilemez boyutlara ulaşmasının, ekonomimizdeki çarkların yavaşlamasının, iflasların hızla artmasının, sokaklarımızı çığ gibi büyüyen işsizler ordusunun kaplamasının, ülkemizin içinden çıkılmaz bir girdabın içine sürüklenmesinin müsebbibi bu sorunları görmezden gelerek, sadece kendi çıkarlarını düşünen ve kendi menfaatleri için Anayasa değiştiren, Olağanüstü Hal sürecinde referandum düzenleyen ve güzel ülkemizi bir parti devletine dönüştürmeye çalışan AKP olacaktır" dedi.
MİLLETİMİZİN İRADESİNİN ÖZGÜRCE SANDIĞA YANSIMASINI ENGELLEMEK İÇİN HER TÜRLÜ BASKIYI DENEDİNİZ
Didem ENGİN, "Hemen her fırsatta millet iradesinden bahsediyordunuz. Bu Meclis’te her tartışmada millet iradesinin arkasına sığınıyordunuz. Millet iradesinin başımızın üzerinde yeri var diyordunuz. Şimdi soruyorum: Referandumda milletimizin iradesinden neden korktunuz? Neden milletimizin iradesinin özgürce sandığa yansımasını engellemek için her türlü baskıyı denediniz? Milletimizin vergilerini neden Evet için hesapsızca harcadınız? Neden bütün vatandaşlarımızın cebinden çıkan vergileri kullanarak dağı taşı Evet afişleriyle donattınız? Neden Hayır afişlerine tahammül edemediniz? Neden Hayır pankartlarının çoğunu asıldığı gün kestiniz, yırttınız, kaldırdınız? Neden lise öğrencilerini, kamu çalışanlarını Evet propagandası yaptığınız açılışlarınıza, mitinglerinize katılmaya zorladınız? Neden taşeron işçileri ve belediye çalışanlarını işten atma tehditleriyle Evet oyu vermeye zorladınız ve bu oylarını fotoğraflarla ispatlama mecburiyetinde bıraktırdınız? Neden Hayır diyen vatandaşlarımıza terörist, vatan haini, çukur yakıştırmalarını yaptınız? Neden?" soruları ile iktidarın referandum süreci boyunca vatandaşlarımız üzerinde gerçekleştirdiği baskılara değindi.
"Bu referandumun bir faydası oldu. O da, sizin millet iradesi söylemlerinizin cilalarını dökerek, o cilanın altındaki gerçek yüzünüzü halkımıza göstermiş olmasıdır" diyen Didem ENGİN, Anayasa değişiklik teklifi ile ilgili Genel Kurul'da yaptığı uyarıları hatırlattı.
AKP RUHUNUN SİLİNEMEZ ALAMET-İ FARİKASI BU REFERANDUMDA TESCİLLENMİŞTİR
Teklif Genel Kurul’da görüşülürken "AKP bu defolu Anayasa değişiklik teklifiyle üzerine yapışan kapkara lekeyi asla silemeyecektir. Teklif bu Meclis'ten geçsin ya da geçmesin, demokrasi tarihimize bir ibret vesikası olarak zaten geçmiştir. Kapalı kapılar ardında dar bir kadro tarafından hazırlanan metni görmeden imzalayan milletvekilleriyle, eleştiri ve önerilerin görmezden gelinmesiyle, konuşmaların televizyondan canlı yayınlanması talebimizin gerekçesiz reddedilmesiyle, sivil toplum kuruluşlarına, Anayasa hukukçularına, akademisyenlere komisyonda söz hakkı verilmemesiyle, kifayeti müzakere önergeleriyle, Genel Kurul’da gizli oylamada açık evet oyu kullanılmasıyla, bu teklif artık AKP ruhunun silinemez alamet-i farikası olmuştur" diyen Didem ENGİN, 16 Nisan referandumunun bu alamet-i farika'yı tescillediğini belirtti.
REFERANDUMDA YAŞANANLAR AKP TÜRKİYE’SİNİN ARTIK BİR HUKUK DEVLETİ OLMADIĞININ ACI BİRER GÖSTERGESİDİR
"Mühürsüz oy pusulaları ve zarfların Yüksek Seçim Kurulu tarafından geçerli sayılmasıyla, Türkiye'nin her yerinde devletin tüm imkânlarının Evet için seferber edilmesiyle, baskıyla, hileyle, kanunsuzlukla, Evet çıkması için her yol mubahtır anlayışıyla, ölülere bile Evet oyu verdirilmesiyle, silahla oy kabinlerinin önünde bekleyen yandaşların vatandaşlarımızı Evet’e zorlamasıyla, oy vermeye gitmeyen seçmenlerin yerine Evet oyu kullanılmasıyla, seçim kurullarının Tercih yerine Evet mühürleri dağıtmasıyla, şaibeli milyonlarca oyla, bu alamet-i farika ilelebet tescillenmiştir" diyen Didem ENGİN, tüm bu yaşananların AKP Türkiye'sinin artık bir hukuk devleti olmadığının acı birer göstergesi olduğunu belirtti.
MİLLETİMİZ BU ANAYASAYI REDDETMİŞTİR VE BU DAYATMAYI ASLA KABUL ETMEYECEKTİR!
Didem ENGİN "İşte gerçek yüzünüz. İtaat etme ve boyun eğme üzerine kurgulanmış yönetim felsefeniz. İşte sizin demokrasi anlayışınız. Bundan sonra demokrasiden bahsedemeyeceksiniz. Çünkü her demokrasi diye ağzınızı açtığınızda, her millet iradesi diye övündüğünüzde işte sizin demokrasi anlayışınızın alamet-i farikası, bu anayasa değişiklik teklifi ve bu referandumdur cevabını alacaksınız" diyerek milletimizin demokrasimizi rafa kaldıran bu anayasa değişiklik teklifini, devlet terörüne ve her türlü baskıya rağmen, sahip olduğu demokrasi bilinciyle reddettiğini vurguladı.
Halkımızın hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete değil, bir tek kişiye ait olduğu dayatmasını, bu oldu bittiyi, hiçbir zaman kabul etmeyeceğini belirten Didem ENGİN, "Halkımız asla itaat etmeyecek ve asla boyun eğmeyecektir. Son meclis konuşmamda bu referandum AKP’nin çöküş sandığı olacaktır demiştim. AKP’nin çöküş ve izmihlali bu referandumla başlamıştır. Alkışlarla kabul ettiğiniz Partili Cumhurbaşkanlığı ile de bu çöküş hızlanmıştır" dedi.
KAÇIRDIĞINIZ AT HENÜZ ÜSKÜDAR’A VARAMAMIŞTIR VE MAÇ DA HENÜZ BİTMEMİŞTİR!
"Minareyi kılıfına uydurduğunuzu zannediyorsanız, “Bu iş oldu da bitti maşallah” diyorsanız, kurduğunuz düzene “halkımız nasıl olsa zamanla alışır” diyorsanız, yanıldığınızı kısa sürede anlayacaksınız" diyen Didem ENGİN, "Kaçırdığınız at henüz Üsküdar’a varamamıştır. Ve maç da henüz bitmemiştir!" diye ekledi.
REFERANDUM SÜRECİNDE VE OY SAYIM GECESİNDE YAŞADIKLARIMIZ, HEM “EVET” DİYEN HEM DE “HAYIR” DİYEN TÜM YURTSEVER VATANDAŞLARIMIZIN VİCDANLARINI SIZLATMIŞTIR
"Referandum sürecinde ve oy sayım gecesinde yaşadıklarımız, hem Evet diyen, hem de Hayır diyen tüm yurtsever vatandaşlarımızın vicdanlarını sızlatmıştır. Ve vicdanı sızlayan bütün vatandaşlarımızın mühürsüz seçim yapanlarla ve bu mizanseni hazırlayanlarla, ilk sandıkta görülecek bir hesabı vardır" diyen Didem ENGİN, "Bu defa, elinizdeki sopayla, tehditle, baskıyla ve zulümle milletimizi korkutamayacaksınız. Ne sandıklarda yapacağınız katakulliler ve ne de seçim kurullarınız sizleri kurtaramayacaktır." sözleri ile konuşmasını tamamladı.